İnternette anne sütünün nasıl artırılacağına dair bilgilerle sıklıkla karşılaşmaktayız. Annelik hakkında yazıların yayınlandığı bloglarda, dergilerde “sütü arttırma yöntemleri” anlatılmaktadır. Süt arttırıcı bitki çaylarının satışlarını arttırmak için oldukça fazla reklâmlar yapılmaktadır. “Yetersiz anne sütü sorunu”, emzirme ile ilgili karşımıza çıkabilecek her türlü mesajda fazlasıyla vurgulanmaktadır. Öyle ki hemen hemen yeni doğum yapan tüm anneler yeterli süt miktarı konusunda endişeler yaşamakta ve özgüvenleri kırılmaktadır.

 Bebek Maması Üreten Firmalardan Emziren Annelere Yönelik İçecekler 

Yüzyıllardır, tüm dünyada yeni doğum yapan anneler tarafından bitki çayı kullanılmaktadır ve gerekliliği durumunda anne sütünü arttırmayı desteklemektedir. Bebek maması üreten firmalar süt arttırıcı içeceklerle emziren annelere ulaşmaktadır. Bu tip ürünler sayesinde marka sadakati sağlanmış olmaktadır. Ayrıca bu firmalar annelere sosyal medyada kurdukları kulüpler  vasıtasıyla çekilişler, yarışmalar gerçekleştirmekte, hediye ürünler, numuneler göndermektedirler. Bebek mamaları ve anne içecekleri market reyonlarında birlikte sergilenmektedir. Hatta bazı anne içecekleri ile bebek mamalarının hazırlanma şekilleri birbirine oldukça fazla benzemektedir. Annenin uyguladığı hazırlama şekli ve marka imajı daha sonrasında alışkanlık yaratabilmektedir. Annelerin kendisi için hazırladığı ölçülü içecekler ile bebek mamasına geçişi kolay olabilmektedir. 

UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü’ne göre; bebek maması üreten firmaların, hamile ve yeni doğum yapan annelerle farklı kanallar vasıtasıyla iletişime geçilmesinin engellenmesi gerekmektedir. Türkiye’nin imzalamış olduğu Anne Sütü Muadillerinin Pazarlanmasıyla İlgili Uluslararası Yasa’nın (“Mama kodu”, 1981) denetimi yeterince yapılmamaktadır. 

Emzirme Haftası’nda Unutulmamalı: Bütün Yeni Doğum Yapan Anneler, Yeterince Sütünüz Var. 

Anne sütü yetersizliği sadece meme dokusu yetersizliği, hormonal dengesizlik, meme ameliyatı, diabet gibi belirli sağlık problemleri nedeniyle ortaya çıkar. Bu nadir durumlarda anneler, süt takviyesi yapmak zorunda kalabilmektedirler; ancak yine de takviyeyle birlikte emzirmeye devam etmek de mümkündür.

Süt üretiminin arz-talep kanunları bulunmaktadır. Kısaca ne kadar çok emzirirseniz o kadar çok sütünüz olacaktır. Doğru emzirme yöntemlerini kullanılmadığı takdirde süt üretiminde azalma ile karşılaşılabilinmektedir. Kalabalıktan veya yoğun ziyaretlerden dolayı bebeği emebileceği zamanlarda emzirmemek, saate bakarak emzirmek, emzik vermek, bebek ve annenin ayrı kalması, emzirme sorunlarına yol açabilmektedir. Süt arttırıcı yöntemlere vurgu yapmak yerine, yeni annelere bebeğinin yeterince süt alıp almadığını nasıl anlayacağı ve doğru emzirme yöntemleri öğretilmelidir. Bu sayede anneleri desteklemiş ve özgüvenlerini arttırmış oluruz. Yeni annelerin bebeğinin yeterince süt aldığını anlayabilmesi için bilgilendirilmesi ve bazı durumlarda onları endişelendiren yanlış alarmları tanıması gerekmektedir. Örneğin memenin birden yumuşamış gibi algılanması, bebeğinizin huzursuz görünmesi ya da aniden daha sık emmek istemesi yeni anneler tarafından yanlış yorumlanabilmekte ve yetersiz süt sorunu ile bağdaştırılabilmektedir.  

Emzirme Haftası’nda Kullanılan Kelimelere Dikkat!

Anne sütü “en iyi” değildir! Aslında anne sütü sadece normali ve olması gerekeni temsil etmektedir. İnsanoğlu var olduğundan beri, yeni doğan her birey için kullanılacak normal, doğal ve biyolojik standarttaki besindir. Anne sütü için “en iyi”, “mükemmel” veya “en ideal” gibi sıfatlarla tanımlama yaptığımız zaman, bebek mamasını da normal besin olarak kabul etmiş olmaktayız. Örneğin emzirilmiş bebekler “daha sağlıklı” değildir, bebeğin sağlıklı birey standartlarına ulaşması için anne sütü standart besindir. Anne sütü alan bebekler hastalık riskinden uzak değildir, ancak bebek mamasıyla beslenen bebekler anne sütüyle beslenenlerden daha sık hastalanacaklardır. Sonuç olarak anne sütü bir artı değil, bebek maması bir eksidir. Bu cümlelerle mamaya başvuran annelerin kendini suçlu hissetmesine neden olmak istenmemektedir. Anne sütünü savunmak, bebek maması kullanan anneleri suçlamak değildir. Başka bir açıdan, Diane Wiessienger’e göre; emziremeyen anneler (düz meme başı sorunu, meme başında çatlak ve yara ile karşılaşılması, bebeğin kısa ve gergin dil bağı, prematüre bebekler, mastit ve mantar enfeksiyonu…vs tarzı çözülebilir emzirme sorunları) kendilerini suçlu hissetmemektedir; ancak öfkeli, ihanete uğramış, aldatılmış ve kandırılmış hissetmektedir. Neden? Çünkü emzirebilmesi için çözümler vardı ama doğru bilgi ve destek yoktu. 

Charlotte CODRON

La Leche League International