Yapımcılığını ve yönetmenliğini Özhan Eren’in üstlendiği ‘Son Mektup’ filmi, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 100. yıldönümü olan 18 Mart’ta, vizyona giriyor. Filmde, Çanakkale Savaşı sırasında yazılan ve tam 40 yıl sonra adresine ulaşan bir mektubun hikayesini dokunaklı bir dille anlatılıyor. Film üzerine 7 yıl çalışan Özhan Eren, “Bu film fedakarlığın ne olduğunu insanlara tekrar hatırlatabilirse o zaman amacıma ulaşmış olacağım” dedi.

ASLINDA DESTANI NAKLEDİYORUM

Yazdığı hikayenin beyaz perdeye aktarımından memnun olduğunu ifade eden Eren, “Film yapmak için değil, bir destan nakletmek için yola çıktım” diye konuştu. Filme hazırlanırken Halil İnalcık’ın kitaplarından faydalandığını aktaran Eren, filmi çekerken tarihi olaylardan ziyade insan hikâyeleri üzerine yoğunlaştığını anlattı. Eren “‘Şehit ve gazi dediklerimiz kimlermiş. Onların anneleri, babaları ve çocukları varmış meğer’ dedirtecek bir film yapmaya çalıştım” dedi. Son Mektup filminin tayyarecilerin yaşamı üzerine kurulu olduğunu aktaran Eren, o dönemde Çanakkale’de savaş uçağı olduğunun pek bilinmediğini söyledi.
SAVAŞ VE SEVGİ BİR ARADA

Tansel Öngel, Nesrin Cavadzade, Hüseyin Avni Danyal, Bülent Şakrak, Barbara Sotelsek ve dev oyuncu kadrosunun yer aldığı filmin konusu şöyle: Çanakkale’de birbirleriyle tanışan Tayyareci Yüzbaşı Salih Ekrem ile Nihal Hemşire, bir yandan savaşın zorlu şartlarında mücadele ederken, diğer yandan da Fuat isminde kimsesiz bir çocuğu sahiplenirler. İngilizler’in bir hava baskınından Salih Yüzbaşı’nın yardımı sayesinde kurtulan kimsesiz çocuk Fuat, Nihal Hemşire’nin kanatları altına sığınarak, onların daha da yakınlaşmasına vesile olur.

En yüksek bütçeli yapım

Türk sinema tarihinin en yüksek bütçeli yapımı olan film için dönemin dört savaş uçağı üç yıllık çalışmayla yeniden imal edildi. Filmin hava görüntüleri yeni nesil teknikler kullanılarak ve Türkiye’nin en büyük greenbox stüdyosunda çekildi. Film için 180 kiloluk 26 mayının yanı sıra Çanakkale savaşında kullanılan Nusret mayın gemisi de aslına uygun olarak yeniden yapıldı.

Özet & detaylar
Tayyareci Yüzbaşı Salih Ekrem I. Dünya Savaşı sırasında gönüllü olarak Çanakkale cephesine gider. savaşın çetin koşulları altında askerlerin hayatta kalması için mücadele veren Nihal Hemşire ile burada tanışır. Salih Ekrem ve Nihal zorlu şartlar altında, bir de Fuat adından kimsesiz bir çocuğu sahiplenirler. İngilizler tarafından gelen bir hava baskınında Salih Yüzbaşı sayesinde kurtulan “Küçük Gazi Fuat”, yüzbaşı ve hemşirenin arasındaki ölümsüz sevdanın da şahidi olacaktır... 
Çanakkale Deniz Zaferi hakkındaki Son Mektup, harp günlerinde yazılan ve uzun yıllar sonra adresine kavuşan bir mektubun çok duygusal hikayesini anlatıyor. Önceki filmi "120" ile yurtiçi ve dışında büyük övgüler alan ve milyon barajını aşan Özhan Eren, senaryosunu yazdığı ve yapım-yönetimini üstlendiği Son Mektup'ta savaşı ve savaşın perde arkasını çok duygusal bir dille anlatıyor. Son Mektup'ta Tayyareci Salih Ekrem Yüzbaşı'yı canlandıran Tansel Öngel ile Nihal Hemşire rolündeki Nesrin Cavadzade başrolleri üstleniyor.