Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Antalya Şube Başkanı Sinan Kuluöztürk, kamu görevlilerinin enflasyon karşısında eriyen maaşlarına ek zam yapılması talebi olduğunu, siyasi irade ve ekonomi yönetiminin oluşan enflasyon mağduriyetini adaletli tazmin ile gidermesi gerektiğini söyledi.

Sağlık-Sen Antalya Şube Başkanı Sinan Kuluöztürk, yıl sonu enflasyon hedefinin beklentinin üzerinde çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu, enflasyon karşısında eriyen memur maaşlarına ek zam yapılması gerektiğini söyledi. Enflasyon mağduriyetini gidermenin yolunun adaletli tazminden geçtiğini belirten Kuluöztürk, “Memur ve emeklilerin maaşları, enflasyon karşısında bir yılda yüzde 10,4 değer kaybına uğrarken, yılın 10 aylık bölümü baz alındığında alım gücü yüzde 9,5 oranında düşmüştür. Bugün 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 213 TL, yoksulluk sınırı ise 6 bin 159 TL’ye yükselmiştir. Bu bakımdan ek zam talebimizin Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısında yeniden ele alınması gerekmektedir” dedi.

İki yönlü mücadele

Yeni Ekonomi Programında ortaya konan ‘Enflasyonla Topyekün Mücadele’nin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini belirten Kuluöztürk, Siyasi irade ve ekonomi yönetiminin, enflasyonla mücadele kararlılığı ile toplumsal kesimleri enflasyona karşı koruma sorumluluğunu birlikte ele alması, aile bütçelerinin gider tarafındaki yükselmeyi engellemeye dönük fiyat artışlarını frenleme çabalarının yanında aile bütçelerinin gelir tarafındaki tutarları yükseltme amacıyla maaş ve ücret artışları için gaza basma hamlelerini de hayata geçirmesinin gerekliliğine temas etti.

“Enflasyon farkı 4 katı”

Kuluöztürk sözlerini şöyle sürdürdü:

“2018 yılı genelinde ve özellikle de yılın ikinci altı aylık döneminde enflasyonun, maaş ve ücret geliriyle hayatlarını idame ettiren kesim üzerinde oluşturduğu baskı ve yaşattığı mağduriyet, yıl sonu itibarıyla yapılacak enflasyon farkı hesabı ve 2019 yılı Ocak ayında bu farkın maaşlara yansıtılması suretiyle giderilebilecek düzeyi aşmıştır. Hedeflenen enflasyon ile gerçekleşen enflasyon arasındaki dört katı aşan farklılık nedeniyle kamu görevlileri başta olmak üzere, ücretlilerinin enflasyon kaynaklı mağduriyetlerinin geçmişe etkili olacak şekilde tazminini sağlayacak bir uygulama, kamu görevlileri için haklı talep, siyasi irade açısından ise hakkı teslim sorumluluğudur. Bu bakış açısıyla, kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde yapılan artışın enflasyonun altında kaldığı aylardaki gelir kaybının/maaşlardaki reel ücret azalışının hesaplanarak, 2018 yılı enflasyon tazminatı olarak 2019 Ocak ayı maaşlarıyla birlikte ödenmesini sağlayacak bir yaklaşım hayata geçirilmelidir.”

“Yüksek orandan gelir vergisi”

2018 yılı enflasyon verisinin yüksek seyretmesine bağlı olarak yeniden değerleme oranının da yüksek çıkacağının altını çizen Sinan Kuluöztürk, matrahlarda yeniden değerleme oranından daha düşük oranda artış yapılmaması halinde, 2019 yılında kamu görevlilerinin çok daha erken aylarda yüksek orandan gelir vergisi ödemek durumunda kalacağını dile getirdi ve 2019 yılı gelir vergisi matrahlarının da geçmiş yıllarda bu yönde yapılan hataları da telafi edecek şekilde belirlenerek, gelir vergisi mağduriyetinin de giderilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.