Psoriasis, yani Türkçe’de bilinen adıyla sedef hastalığı, yaygın ve kronik bir hastalık. Hastalığın kronik olması sedef hastalarında bazen ümitsizliğe ve çaresizliğe  neden olsa da, son yıllardaki gelişmelerle hastaların büyük bir kısmı rahatlıkla kontrol altına alınabiliyor. Sedef tedavisi konusunda herhangi bir çaresizlik durumu yaşamadıklarının altını çizen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri Ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Psoriasis Derneği Kurucu Üyesi  Prof. Dr. Murat Borlu, “Sedef hastalığının takip gerektiren ve kronik bir hastalık olduğu doğru, ancak hastalığın etkili bir şekilde kontrol altına alınması konusunda bir çaresizlik söz konusu değil” dedi.

Sedef hastalığı bulaşıcı değil!

Sedef hastalığının kesinlikle bulaşıcı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Murat Borlu, bulaşma korkusuyla sedef hastalarından uzak durmanın gereksiz olduğunu  belirtti. Prof. Dr. Murat Borlu, hastalığı tetikleyen faktörler konusunda şöyle konuştu: “Sedef hastalığında genetik yatkınlık söz konusu. Ancak hastalık genetik ve aileden  bağımsız olarak da görülebilir. Hastalığın tetikleyicilerinin multifaktöriyel olduğunu söyleyebiliriz. Genetik faktörler, çevresel faktörler, psikososyal stres ve bunun haricinde kullanılan ilaçlar gibi pek çok tetikleyici söz konusu olabilir. Hastanın geçirdiği enfeksiyonlar da hastalığın ortaya çıkışında değil ama ataklarının şiddetlenmesinde oldukça önemli bir etkendir.”

Hastalara ümit vaat eden  tıp dışı uygulamalar zaman ve para kaybı

Sedef hastalığı gibi yaygın hastalıklarda paramedikal ve ümit vaad eden tıp dışı uygulamaların insanları boş yere zaman ve para harcamaya ittiğini belirten Prof. Dr. Murat Borlu, şöyle devam etti: “Bu sözde tedaviler içinde sedef hastalığına iyi gelen hiçbir yöntem kanıtlanmamıştır. Akupunktur ve kaplıcalar gibi yöntemler de dahil. Bunlar yalnızca hastalar üzerinde maddi ve manevi kayıplara neden oluyor. Tabii ki hastalıklar güneş ışığıyla mevsimsel iyileşmeler gösterebilir. Fakat tıp dışı uygulamaların hiçbiri tedavide etkinliği kanıtlanmış yöntemler değil. Bu konuda insanlara bitkisel ürünler ya da paramedikal uygulamalar sunuluyor fakat bunların hiçbiri gerçekten etkili ve yararlı olduğu net gösterilmiş tedavi yöntemleri değil. Hastalar için en doğru yaklaşım hekimlere başvurmak ve ciddi tedaviler uygulamaktır.”

Sedef tedavisi aksatılmamalı

Yalnızca Kayseri’de 40 - 45 bin sedef hastası, 200 bin civarında da orta şiddetli sedef  hastası olduğunun tahmin edildiğini belirten Prof. Dr. Murat Borlu, Erciyes Üniversitesi’nde sedef hastalığına özel poliklinik günlerinin olduğunu ve bu günlerde ortalama 15 ila 20 hastanın muayene edildiğini söyledi. Sedef tedavisinin aksatılmaması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Murat Borlu şöyle devam etti: “Sedef hastalığı  metabolik sendrom ve psöriatik artrite neden olabilir; obeziteye, diyabete ve metabolik sendroma yatkınlık oluşturabilir; kalp hastalıklarında hem kalp krizi riski hem de kronik kalp hastalıklarına yatkınlığı arttırabilir.”

www.daimaflptr.com