CNN Türk 40 programında Buket Aydın’ın konuğu olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Antalya, Londra ve Paris’ten sonra 13 milyon 600 bin konaklamalı turistle New York’la birlikte dünya üçüncüsü. Antalya artık Hawaii’yi, Miami’yi, Barcelona’yı, Dubai’yi geçmiş ama biz yeterli görmüyoruz. Antalya’ya dünya şampiyonluğu yakışır” dedi.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, CNN Türk 40 programında Buket Aydın’ın sorularını yanıtladı. Her soru için 2 dakika sürenin verildiği programda konuşan Türel, “Antalya’da trafik sorunu neden var? Nasıl çözülür?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Antalya’daki trafik sorununun olup olmadığının hususu göreceli bir konu tartışmaya açık. Türkiye’nin en büyük navigasyon firmalarından bir tanesi olan Yandex firmasının trafik yoğunluklarını gösteren bir eğrisi var. Bu eğri 1 ile 10 arasında bir yoğunluk derecelendirmesi yapıyor. Bu eğride İstanbul’da yedi yoğunlukları görebiliyorsunuz. İstanbul ve İzmir den sonra Ankara ve Bursa illeri geliyor. Antalya bu beş Büyükşehir’in arasında trafiğin en az olduğu şehir olarak belirlendi. Antalyalılar haftanın her günü yoğunluğu iki dereceyi bile bulmayan son derece rahat bir trafikte yaşamlarını sürdürüyor. Biz Antalya’da trafik yoğunluğunun çözülmesi için bu dönem Antalya’da toplamda 28 katlı köprülü kavşak yaptık. 11 katlı köprülü kavşağı da ilk dönemimde yapmıştık. Benim olmadığım dönemlerde hiç yapılamadı. Trafikteki kesin çözüm toplu ulaşımın cazibesini arttırmak. O yüzden biz raylı sistem, metro çözümleri üretiyoruz.”

Duygusal anlar yaşadı

“Siyaset hayatınıza babanızın ve ailenizin etkisi ne kadar oldu?” sorusunda duygusal anlar yaşayan Başkan Türel, “Ailemin ve babamın çok etkisi var. Dedem 1949’dan itibaren Antalya’da Demokrat Parti’nin Kurucu İkinci Başkanı. Babam özellikle merkez sahada siyaset yapan Adalet Partisi’nde Sayın Süleyman Demirel’in en yakın arkadaşlarından. Amcam Anavatan Partisi’nde Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapmış. Yani merkez sağ siyasetin içinden geliyoruz. O yüzden ben siyasetin içinde doğdum büyüdüm. Çok küçük yaşlarda partilerimiz yani babamların desteklediği partilerin mitinglerine gittiğimi çok iyi hatırlarım. Tabi babam da özellikle benim adımı Menderes koymuş ablamın adı da Berrin. Yani benim adım da bir demokrasi şehidinin yaşıyor olması benim için de çok büyük bir onur tabii ki o yüzden hep okulda öğretmenlerimiz bize sorardı; kim büyük adamı olmak ister diye. İlkokuldaydım el kaldırırdım. Babamla şöyle bir hatıramız var. Seçilmiştim 2004 senesi elini öpmeye gittim. Ben sana bugünler için bu ismi koydum demişti çok duygulanmıştım” diye konuştu.

“Zirveye oynayan bir Antalya var “

Türel, Buket Aydın’ın “Menderes Türel belediyeciliğinde Antalya’da değişen neler oldu?” sorusuna şu cevabı verdi: “ Antalya’da 2004 senesinde ilk seçildiğimde Antalya’da hiç katlı köprülü kavşak yoktu. Tarihinde Antalya ilk defa Antalyalıların destekleri sayesinde bizim gayretlerimizle katlı köprülü kavşaklarla tanıştı. Hafif metro hiç yoktu ve hafif metroyla da bizim dönemimizde tanıştı. İşte şimdi 55 kilometreye kadar çıkartıyoruz. Bunun dışında Antalya’da 2 tane arıtma tesisi vardı. Biz şu anda 32 arıtma tesisine çıkarttık ve 640 kilometrelik sahil bandında Antalya’da artık 1 milimetreküp arıtılmadan yani temizlenmeden denize gitmiyor. O yüzden Antalya’da özellikle bu 10 senelik 15 senelik dönemde özellikle altyapıda ve akabinde onları tamamladıktan sonra üst yapıda muhteşem değişiklikler oldu. Biz Antalya’da yine göreve başladığımızda Antalya’nın üçte birinde kanalizasyon vardı. Bu dönem yaptığımız toplam içme suyu hattı 4500 kilometre. Antalya- Londra arasından daha fazla bir içme suyu hattını biz bu dönemde yapmışız. Bir taraftan bunları yapıyorken Avrupa’da ödül almış Konyaaltı Sahil Antalya Yaşam Parkı’nı yaptık. Onun dışında teleferiği tamamladık. Bunun dışında Boğaçayı’nda gerçekten çok önemli bir rekreasyon alanını hayata geçirdik. 2004’te kataloğumun kapağında New York, Londra, Paris, Barcelona, Miami, Hawaii, Dubai gibi şehirleri saymıştık. Onları geçmek gibi bir iddiayla 2004’te yola çıkmıştık. Bugün Antalya, Londra ve Paris’ten sonra Dünyada New York’la birlikte 13 milyon 600 bin konaklamalı turistle dünya üçüncüsü. Antalya artık Hawaii’yi, Miami’yi, Barcelona’yı, Dubai’yi geçmiş ama biz yeterli görmüyoruz. Antalya’ya dünya şampiyonluğu yakışır diyoruz her zaman. Artık rakipleri geçen ve zirveye oynayan bir Antalya tablosu var.”

“Kent merkezi çekim merkezi oluyor”

“Her şey dahil sistemi sadece turiste mi yarıyor? Yani turizm ekonomisine bir katkısı oluyor mu sizce?” sorusu üzerine Türel, şunları ifade etti: “Oluyor. Antalya’da yaklaşık 80 sektörün lokomotifidir turizm sektörü yani tarım sektörünü de sürükleyen bir sektördür. 2002’de ATSO Başkanı iken Antalya’da oteller beş yıldızken çevreyi de beş yıldız yapmamız lazım diyordum. Antalya’da artık çevre dört yıldız, beş yıldıza çok az kaldı. Şimdi kent merkezinde muhteşem cazibe alanları oluşturmak suretiyle turistin kent merkezine gelmesini sağlayacağız. Turisti alışık oldukları metro, raylı sistem toplu ulaşımıyla şehrin merkezine getireceğiz. 2014 seçimlerinde iddialı bir sözüm vardı ‘’O turist bu dükkâna girecek’’ diye. Artık Kaleiçi’nde eskiye nazaran turistlerin oldukça yoğun bir şekilde dolaştığını görüyorsunuz. Daha yapacak işlerimiz bunun için var. İşte Antalya’da Nekropol alanı, Doğu Garajı Çarşı ve Kültür Merkezi, Balbey yenilemesi, adına yakışır hale getirdiğimiz Cumhuriyet Meydanı, Kaleiçi Yat Limanı ve Millet Bahçemiz Kent Müzesi ile birlikte 360 derecelik bir çember oluşturmak suretiyle kent merkezinde yeni bir çekim merkezi oluşturuyoruz. Nasıl ki Paris’e giden Eyfel’i Şanzelize’yi görmeden gitmiyorsa, Antalya’ya gelen turist kent merkezini ziyaret etmeden ayrılmayacak.”

“Antalya Film Festivali güçlendi”

Başkan Türel Uluslararası Antalya Film Festivali’nde ulusal ve uluslararası yarışma bölümlerinin birleştirilmesiyle ilgili soruya şu cevabı verdi: “2004’de seçildiğimde Altın Portakal’a uluslararası yarışma bölümünü ilk kez ekledik. Ve bizim hedefimiz artık Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin uluslararası platformda güçlü bir şekilde hissedilmesiydi. Geçiş dönemi olduğu için hemen bir anda 2004’de uluslararası yarışmayı koyduk ulusalı da kaldıralım diye bir tercihte bulunmadık. Bunun bir değişim ve dönüşüm süreci içerisinde yapılması gerektiğini düşündük. Dolayısıyla biz Türk Sineması için uluslararası düzeyde Altın Portakal’ın güçlenmesini istiyoruz ve bu noktada özellikle gayret gösteriyoruz. İstediğimiz yere doğru da gidiyoruz. Çünkü ulusal yarışma olduğu müddetçe bizim hem enerjimiz hem performansımız hem de bütçemizin önemli bir bölümü oraya gidiyordu. Biz bunların hepsini uluslararası yarışmada odaklayalım ve uluslararası bir yarışmada Antalya’nın çok güçlü bir festivali olduğunu hissettirelim dedik. Antalya Uluslararası Film Festivali’nde bu sene gelen gösterime giren yarışan filmlerden 5 tanesi Oscar’da ilk 9’a girdi. Yani Antalya’nın gösterime giren film kalitesinin ne olduğunu buradan çok iyi anlıyoruz. Mike Downey diye Avrupa Film Akademisi’nin başkan yardımcısı ki önümüzdeki süreçte muhtemelen başkan olacak bizim sanat danışmanımız olarak bir kuyumcu hassasiyetiyle bu filmleri buluyor gösteriyor ve karşılığını da görüyoruz. Kalitede hiçbir düşüklük yok. Türk sinemasını Avrupa’da en iyi şekilde lanse etmek için, tanıtmak için uluslararası ayağımızı güçlendirmek üzere böyle bir adım attık. Cannes gibi Türkiye’nin bir tane güçlü bir uluslararası film festivali niye olmasın. Biz bunu sağlamak için böylesine bir tercihte bulunduk. Ve bu sene seçimlerden sonra da vizyon filmleri yarıştıracağımız Türk sinemasına da heyecan getirecek başka bir bölümü de açacağız.”

“Bu hizmetleri bizim dışımızda kimse yapamaz”

Başkan Menderes Türel, “359 proje yapmak, 4 yıllık bir süre için fazlası ile iddialı değil mi, verdiğiniz sözü tutamamaktan korkmuyor musunuz?” sorusunu, “Bizim yaptıklarımız gerçekten yapacaklarımızın teminatı. Ve bugüne kadar verdiği her sözü yerine getiren bir belediye başkanı olmanın onuru, gururu ile yaşıyorum. Bizim kataloglarımız her dönemde seçimden önce yayınlanır. Bu kataloglara baktığınızda bizim sözümüzü ne kadar tutup ne kadar tutamadığımızı halkımız da gayet iyi değerlendirir. Benim 2014’te seçimden önce dağıttığım katalogda yapacağım dediklerimden fazlasını yapmışım. 19 kavşak yapacağız demişiz, 28 kavşak yapmışız. Birçok örnek var. İnşallah halkımız bize teveccüh gösterdiğinde bu 359 projenin hepsini yapacağız. Bakınız 70 bin kişiye iş diyoruz. 359 projenin içerisinde sadece Boğaçayı projesinde 10 bin kişi yeni bir iş imkanına kavuşacak. İş, aş, ekmek sahibi olacak. 70 bin kişi derken, 359 projenin içerisinde tek tek hangisinin içinde kaç kişi çalışacak bunların hesabını yaparak söylüyoruz. Biz geçmişte Antalya’da 100 bin kişiye iş vaatleri duyduk. Bedava elektrik vaatleri duyduk. 100 bin kişiye iş vaatlerinden sonra göreve gelen belediye başkanı ‘sonuna bir sıfırı kim koymuş’ dedi ve Antalya’da 5 yıl o bir sıfırı koyanı aramakla geçti. Biz iddialıyız. Bizim yapacağımız Antalya’daki hizmeti, bizim kadrolarımızın dışında başka hiç kimse yapamaz. Bunu çok açık ve net söylüyorum. İşte bir dahaki dönem metro diyoruz, kruvaziyer liman diyoruz, Boğaçayı projesi diyoruz, sinema stüdyoları diyoruz. Bu kadrolar bizde var. Vizyonumuzla biz bunları yapabiliriz iddiasını da her zaman ortaya koyuyoruz” şeklinde yanıtladı.

“Kruvaziyer Liman ihaleye hazır”

Başkan Türel’in “Neden kruvaziyer liman projenizde ısrarlısınız?” sorusuna yanıtı şu oldu: “Kruvaziyer limanlar şehirde turizm canlılığı açısından çok önem arz ediyor. Geçmişte muhalefet partilerinde kruvaziyer limana karşı çıkanlar bugün bakıyoruz ki hiçbir şekilde genişleme imkânı olmayan yük limanın içerinde kruvaziyer liman yapacaklarını söylüyorlar ki böyle bir imkân fiziken zaten mümkün değil. O yüzden biz kruvaziyer liman projemiz ile ilgili çok uzun zamandır çalışıyoruz. Biz kruvaziyer liman çalışmasına 2015 senesinde başlamışız ve arkasından yat limanı alan proje temini sözleşmesini imzalamışız. Biz iyi şeyler yapmaya çalıştıkça Antalya’da bir kesim tarafından maalesef hep eteklerimizden çekiştiriliyoruz. Bu konuda yapacağımız projeler yargıya götürülmek suretiyle geciktirilmeye çalışılıyor. 26.12.2018’de biz kruvaziyer limanla ilgili ÇED raporuna açılan davanın reddedilmesi kararını ancak alabildik. Dolaysıyla ben bu gibi ayağımıza prangalar takılmaya çalışılmasaydı bu dönemde zaten bitirecektim. Zaten uluslararası yatırımcılar ile ilgili danışman firma ihalemizi yaptık. Türkiye’nin en büyük yatırımcı bankalarından bir tanesi ihale şartnamemize kadar hazırladı. Aslında ihalesini de yapabilir durumdaydık. Ama seçime kadar yetişmeyeceği için hemen seçim sonrasında kruvaziyer limanla ilgili projemizin ihale süreçlerini tamamlayıp bir daha ki dönemde de Antalya’ya kruvaziyer limanı kazandırmış olacağız. Antalya’ya da kruvaziyer liman turizm çeşitliliği ve günü birlik turizm noktasında esnafa da katkı sağlayacak bir yatırım ve ısrarla devam ediyoruz.”

“Film stüdyoları tanıtım ayağımızı güçlendirecek”

“Film platosu projesi yabancı film yatırımcılarına, yapımcılarına nasıl cazip hale getirilebilir acaba. Eğer getirilirse bu platoların Antalya’ya katkısı ne olur?” sorusunu Başkan Menderes Türel şöyle yanıtladı: “Yabancı film yatırımcılarıyla ilgili destekleme kanunu Ocak ayı içerisinde çıktı. Artık yabancı film prodüktörleri, yabancı diziler, Türkiye’de film çekeceklerse Kültür Bakanlığı’nın değerlendirmesi neticesinde yüzde 30’a kadar destek alabiliyorlar ki bu dünya ortalamaları içerisinde çok iyi bir noktada. Ben film platolarının uluslararası nitelikte filmlere ev sahipliği yapması açısından kurulmasını çok önemsiyorum. Bu sadece sinema endüstrisinin Türkiye’ye bir ekonomik katma değer sağlamasından ibaret mesele değil. Bu Türkiye’nin bir uluslararası halkla ilişkiler noktasında ayağını da güçlendirmek için çok önemli. Dünyanın en önemli filmleri Antalya’ya gelecekler. O ünlü sanatçılar, Tom Cruise’ler, Brad Pitt’ler, Angelina Jolie’ler, kim varsa hepsi gelip film çekecekler. Ben çok iyi biliyorum onlar Antalya’ya geldiğinde Antalya’ya bir gelen bir daha gitmiyor. Antalyalı da olacaklar bir ayakları da Antalya’da olacak. Ve biz bu endüstriyi Antalya’ya çektiğimizde özellikle uluslararası PR yani tanıtım ayağımız çok güçlendirmiş olacağız. Bu konuda biz Amerika’daki Hollywood’daki stüdyolardan da iyisini yapacağımızı iddia ediyoruz. Dolaysıyla biz dersimize iyi çalışıyoruz ve Universal Stüdyoları’nı 30 sene önce çizen uzman ekip şu anda bizimle birlikte bu projeyi çalışıyor. Dolaysıyla ben Amerika’ya da Los Angeles’a da çok bu mesele ile ilgili de gittim. Film prodüktörleri ile konuştum. Game Of Thrones’un Co Producer’ı ile konuştum. Activation Call Of Beauty’i çekecekler 1,2,3 diye aynı Star Wars’ta olduğu gibi. Onların prodüktörleri ile konuştum. Yapacağımız projeyi gösterdim. Teşvik paketimizden bahsettim. Sinema destek fonundan bahsettim. Game Of Thrones’un Co Producer’ı bana dedi ki. “Ben Ürdün’de Game Of Thrones’u başıma bombalar yağarken çektim. Siz bunları yapın Türkiye’de Antalya’da bizi kovsanız başka yere gitmeyiz” dedi. İşte şimdi artık Antalya bunlara ev sahipliği yapmanın heyecanı ile inşallah yola devam edecek. “

“Antalya markasını yukarı taşıyacağız”

Başkan Türel, “Antalya markalaşma yolunda hangi aşamada ve daha ne kadar yolu var?” sorusunda “Antalya bugün dünyada bir marka şehirdir. Ama bunu daha da yukarıya taşıyacağız. Bakın bugün bizim Antalya’da artık geçmişte 3 ay olan turizm sezonu şimdi 9 aya çıktı. Hedefimiz 12 aya çıkarmak ki mevsimlik işsizlerde kalmasın 12 ay otellerimizde bütün herkes çalışsın. 12 aya turizmimizi yayıyorken bu sefer ürünümüzü de çeşitlendireceğiz. Bakın şimdi Antalya’da çok ciddi bir şekilde av turizmi gelişmeye başladı. İşte Trump’ın oğlu Antalya’ya av yapmaya geldi. Golf turizmi, Antalya’da kongre turizmi, Antalya’da Noel Baba inanç turizmi var. Dolaysıyla bu kadar çok ürün zenginliği olan bir şehrin marka değerini çok daha iyi güçlendirmemiz lazım. Onun için kruvaziyer limanlar, onun için yat limanları, onun için film platoları diyoruz. Ve onun için kent merkezi düzenlemeleri diyoruz. Bunu yaptığımızda çok net söylüyorum. Antalya’yı tutabilene aşk olsun” diye konuştu.

“Yapacaklarımıza hayalleri yetişmiyor”

“Boğaçayı Projesi ile Antalya’da tatlı su kaynakları yok mu oluyor?” sorusuna Başkan Türel’in verdiği yanıt şu oldu: “Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Boğaçayı Projesi’nde denizi içeri alacağımız iddiasıyla bunu söylemeye çalışanlar oldu. Denizi içeriye almadan orayı temizlemek suretiyle yeraltındaki su kaynaklarının yüzeye çıkmasıyla o projeyi yapabilme şansına sahip olduk. Bunlar vizyon meselesi. Boğaçayı bizim kanal projemiz. Yani medyanın koyduğu isimle çılgın projemiz. Biz bunları yapacağız dediğimizde bakınız size buradan göstereceğim şimdi şu anda Büyükşehir’de benim karşıma rakip olarak gelen aday geçmişte, 3-4 sene önce bu projeye uçuk proje demiş. Yapacaklarımıza onların hayali yetişmiyor. Onların uçuk proje, yapılamaz dedikleri projeyi muhteşem hale getirmişiz. Ve denizi de içeri almadığımız için o deniz suyu kirlenmesi iddiaları hiçbir şekilde gerçekleşmemiş. Biz Antalya’yla ilgili hayallerimiz çok. Rahmetli Özal’ın o sözünü her zaman söylerim. Derim ki, ‘Hayal etmekten korkmayın, hayallerinize ulaşmak için çok çalışın’ işte biz de bunu yapıyoruz.”