BU BİR REKLAM DEĞİLDİR

               Son zamanlarda Maliye işhanına yolunuz düştü mü hiç bilmiyorum. Bir kişinin nelere kadir olduğunu görmek istiyorsanız bir uğrayıp geçmenizi öneririm.

               Bu işhanı kentin göbeğinde. İçinde elliye yakın işyeri var. Toplam kapalı alanı 2400 metrekare.  Hergün binlerce kişi bu binaya girer çıkar. Çünkü Halk Eğitim Merkezi, Malmüdürlüğü ve Vergi Dairesi de bu binadadır. Ayrıca avukatlar, muhasebeciler, Şoförler Odası, Esnaf Odası, Esnaf Kefalet Kooperatifi ve İlçe Halk Kütüphanesi. Bu kurumların hepsi de vatandaşa hizmet veren kurumlar. 

               Asma katlı dükkanların üzerinde 6 katlı bu bina yakın zamana kadar bir çöplüktü. Adeta sahipsizdi. Aidatlar toplanamıyor, temizliği ve onarımı yapılamıyordu. Asansörün çalışmadığı zamanlar çok oldu. O binaya giden yaşlısı, topalı, hastası gerçekten çok mağdur oluyordu. Çünkü 4. ve 5. Kattaki kurumlara hemen her yaştan kişinin işi düşebiliyordu.

               Bu binanın yönetimi 1 yıl kadar önce Prokent adlı bir profesyonel bina yönetim şirketine devredildi.  

               Geçenlerde şöyle bir kolaçan ettim. Binanın eski durumu yüzde yüz değişmiş. Asansörler tıkır tıkır çalışıyor, aydınlatması ve işyeri güvenlikleri en üst düzeyde. Aidatlar tıkır tıkır toplanıyor. Özellikle de temizlik sorunu çözümlenmiş. Daha önce gittiğim zaman giriş katından son katına kadar izmarit tablalarının etrafı izmaritle dolu olurdu. Yangın merdiveni ve girişler, merdivenler leş gibi olurdu. Eskilerin deyimiyle “İt bağlasan durmaz”dı. Şimdi duvarlar badanalı, boyalı, yerler tertemiz. Giriş ve çıkış kapılarında önlemler alınmış. Gerekli yerlere güvenlik kameraları konmuş. Kayıtlar tutuluyor. Bilgilendirme levhaları asılmış.

               Kentimizde binaların temizliği, hijyeni, bakımı ve görsellik sorunu oturanlar tarafından pek ciddiye alınmıyor. İnsanımız hem sokaklarımızın hem de binalarımızın estetiğine para harcamayı pek istemiyorlar. Halbuki bir yerde en geniş mekanlardan en köşedeki yapı girişlerine varıncaya kadar kentin her noktası bizim huzurumuzu etkiler. Onun için bu tür arızalarda her vatandaşın inisiyatif alması gerekir. Gözümüzü, kulağımızı ya da burnumuzu rahatsız eden bir kirlilik varsa çözümünü aramalıyız. Bir mekanda can güvenliğinizi tehdit eden bir durum varsa ilgili yerlere şikayet etmekten korkmamalıyız. Her zaman söylüyoruz: Kaza yapan arabalarda sürücüyü lafa tutan, sürat yapınca “Ne yapıyorsun kardeşim sen?” demekten çekinen, kural ihlalinde sesini yükseltmeyen yolcuların kabahati çoktur. Aynı duyarlığı temizlik, hijyen ve öteki çevre sorunlarında da göstermek gerekiyor.

               Kentimizde birçok binanın yağmur suları sokağa boşalıyor ve sokak gölleniyor. Halbuki vatandaşımızın göstereceği küçücük bir hassasiyetle bu sorun çok azalır.

               Prokenti kuran kardeşimizle de görüştüm. Kendini bu başarısından dolayı kutladım. Gerçi devlet dairelerimizin bir kısmı ve hastanelerimiz, okullarımız çeşitli temizlik şirketleri tarafından temizleniyor. Ancak özel sitelerimizin çoğu hâlâ dededen kalma yöntemlerle yönetiliyor. Hem oturanlar, hem de yönetmeye çalışanlar sıkıntı çekiyor.

               Halbuki Kat Mülkiyeti Yasası apartman ve sitelerde yaşamayı kolaylaştıran bir dizi düzenleme yapmıştır. Bu yasa bir yerde oturan tüm kişileri kapsar. Caydırıcı cezaları vardır. Ama bizdeki hoşgörü yüzünden dürüst ve namuslu insanlar bu yasanın gereğinin yapılmasını istemezler. Bu yüzden apartmanda oturan yüzsüzlere gün doğar.

               Kentte oturan her vatandaş oturduğu sitenin ya da apartmanın yönetimini oluşturmak ve profesyonel biçimde yönetimini sağlamak için çalışmalıdır.

                Tabii ki sessiz, temiz, kavgasız ve gürültüsüz bir ortamda yaşamak istiyorsa.

               SOMSÖZ: HUZURUN REKLAMI OLMAZ.