Padişah vezire; 
- Vezir! demiş.
- Eğitim mi önemli? Cibilliyet (soy, sop, nesep) mi? 
Vezir düşünmeden cevap vermiş, 
- Cibilliyet padişahım! 
Padişah memleketin dört bir yanında tellallara çağrı yaptırmış,
"Duyduk duymadık demeyin! En iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın!"
En iyi hayvan eğiticisi padişahın karşısına çıkartılmış; 
Padişah hayvan eğiticisine sormuş;
- “Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretebilirsin?” 
- “Altı ayda öğretirim padişahım” demiş eğitici...
Altı ay süre geçtikten sonra eğitici huzura alınmış.  
sormuş padişah; 
- Eğittin mi ? 
- “Evet padişahım eğittim öğrettim”
Saray erkanı toplanmış; kedi elinde tepsiyle servis yapmaya başlamış. Tam vezirin önüne gelmiş padişah yine sormuş vezire, 
- Vezirim “eğitim mi önemli cibilliyet mi?” demiş. 
Vezir henüz padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde sakladığı fareyi yere bırakmış... 
Kedi elindeki tepsiyi fırlattığı gibi farenin peşinden koşmaya başlamış... 
Tabi ki altı aylık eğitim de boşa gitmiş... 
Vezir cevap vermiş;
- Cibilliyet Padişahım! 
*
Kıssadan hisse..
Yani demek oluyor ki.. 
Kıssanın, sonuna iliştirilen notta da olduğu gibi; 
Önüne bir fare çıktığında..
Eline bir fırsat geçtiğinde; çıkarları için..
Kişiliğini..
Öz değerlerini.. 
Ve hatta kutsal olan her şeyini satmaktan..
Harcamaktan, tereddüt etmeyecek “eğitimli”, “yüksek eğitimli” “kedi” lerden Allah bu memleketi, bu milleti   korusun! dilek ve duasına içtenlikle  katılmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor bize!..
*
Gerçekten de öyle değil mi?..
Hiçbir şeyden çekmedi bu millet, “eğitimli cibilliyetsizlerden” çektiği kadar!..
“Allah'ın merhametine sığının” ama siz de gözlerinizi dört açın ve bu “soysuzlardan” İt’mi At’mı Kurt’mu    belli olmayan bu çakallardan koruyun kendinizi!.. Artık bunların izi birbirine karıştı köpeklerin bile cinsi korunurken milletimizin ırkı ayaklar altında.
*
Sözün özü:
Elbette, “Eğitim şart” ama..
“Cibilliyet” de olmazsa olmaz!..                      
 Saygılarımla