Memur Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen Antalya Şube Başkanı Mustafa Çoban, kadının modernleşmeyle birlikte gerçekleşen değişimin, üretimde yaşanan zenginliğin ve ekonomide bir büyüme getirmesinin yanında bunun sağlıklı yönetilemediği zamanlarda sömürüye aracılık ettiğini söyledi. Çoban, bu durumun özne olan insanı nesneye, aktör olması gereken kadınları da kapitalizmin figürüne dönüştürdüğüne temas etti.

’8 Mart’lar mazlumun zulmünü haykırmaktan öteye geçmemektedir’ diyen Çoban, bu tablonun haklının hakkını almasına zerre kadar hizmet etmediğini söyledi. Çoban, "Kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen kapitalist düzen, dizginlenemez bir hızla, yatışmaz bir iştahla her şeyi kazanç ve rant aracına dönüştürmektedir. Bu durum, kadın, çocuk, erkek her şeyi sömürü tezgâhının bir nesnesine hâline getirmekte; amacı, aracı, objesiyle her şeyi sadece kâra hizmet eden bir patronaj dünyasını herkese dayatmaktadır. Dahası, sömürü düzeninin en vahşi yöntemi olan savaşlar, parçalanan aileler, kaçırılan çocuklar, tutuklanan ve istismar edilen kadınlar, dağılan toplumlar ortaya çıkarmaktadır. Bosna-Hersek’te, Afganistan’da, Somali’de, Filistin’de, Gazze’de, Arakan’da, Irak’ta, son olarak Suriye’de yaşanan bu zulümler, kapitalist sömürü düzeninin, emperyalist devletlerin milletleri bölmesi, en çok da kadınların ve çocukların mağdur edilmesiyle devam etmektedir" dedi.

Suriyeli kadınların zindanlardaki tutsaklığının vicdanları harekete geçirdiğini belirten Başkan Çoban, vicdan hareketinin Müslüman coğrafyasında yaşanan zulümleri sağır sultanlara duyurmak, kör baykuşu oynayanlara acı tabloyu yansıtmak için yürüyüşe geçtiğini kaydetti. "Bizim inancımıza göre ilahi öğreti erkeklerle kadınları birlikte muhatap alıp ikisini de eş değer özne olarak tanımlayıp birbirinin velisi olarak tanımlamıştır" diyen Çoban, hayatın ikisinin birlikteliğiyle ve ontolojik gerçeklerle anlamlı ve yaşanabilir kabul edildiğini söyledi. Çoban sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizim tarihimizin birçok kesitinde kadınlarımız toplumsal liderlik görevi üstlenmiştir. Anadolu’nun kalkınmasında öncü Fatma Bacı’dan istiklal mücadelemizin sembol isimlerinden Nene Hatun’a kadar çok başarılı rol modellerle hayatın her alanında yerlerini almıştır. Eğitimden edebiyata, sanattan ticarete, bilimden tekniğe kadar birçok alanda ender ve eşsiz örnekler yetiştirmiş medeniyet değerlerimizle bağımızı koparmadan, güncel olanı da yakalayarak, başkalaşan değil, ufku görerek değişimi kendi iradesiyle yaşayan bir toplum olmalıyız" diye konuştu.

Her zaman haktan, hukuku ayakta tutmaktan, adaletten yana olan Eğitim-Bir-Sen olarak, kadınlara yapılan işkence ve istismarı şiddetle, nefretle kınadıklarının altını çizen Çoban, bu insanlık ayıbının bir an önce son bulmasını bütün tutsakların hür, kadınların özgür, çocukların geleceği yaşayacağı adil bir dünya istediklerini söyledi.

Çoban, " 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün emeğe daha fazla değer katmasını, insana daha çok saygı kazandırmasını, kültürümüzün ihya edileceği bir iklim ortaya çıkarmasını, değerlerimizin kök salacağı bir ortam oluşturmasını, örnek kadınlarımızın daha iyi anlaşılacağı bir eğitim sistemine hizmet etmesini arzuluyor; bugünün kadınlarımızın sorunlarının daha iyi anlaşılmasına vesile olmasını, çözümüne hizmet etmesini ve hayırlar getirmesini diliyoruz" diye konuştu.