HIKMICIK

               Hakan Kınayer arkadaşımız gazetemizde çıkan 31 Ocak 2018 tarihli yazısında çok ama çok önemli bir hastalığımıza işaret etmiş. Bir yandan sizinle konuşur gibi görünüp bir yandan da telefonda bir şeyler yapan, bir şeylere bakan, bir yerlere girip çıkanların hastalığı. Hastalığın gavurca adı phubbing. Ben bu hastalığın adını hıkmıcık koydum. Tabii ki uydurdum. Çünkü bu hastalığa kapılanlar anlattığınızı dinlemezler, sizin derdinizle ilgilenmezler, sorduğunuz sorulara da konuyla ilgisi olmayan türden cevaplar verirler. Yani hıkmık ederler. Dünya yansa onlara vız gelir. Onlar kendilerine göre bir dünya kurmuşlardır ve o dünyada yaşar giderler.

               Sosyologlar günümüz gençlerinin aynı anda hem sizi dinleyip hem de başka işler yapabildiklerini söylüyorlar. Ama kulak asmayın. Meslek hayatımızda iki işi birden yapabilen öğrencilere rastlamışızdır. Ama bu işlerde de iki karpuzun bir koltuğa sığmayacağına inancımız değişmemiştir.

               İletişimde sizi gözüyle kulağıyla, bütün varlığıyla dinleyen kişiler oldukça duygusal ve düşünsel iletişim daha verimli olmaktadır. Sadece dinleyen değil, anlatan da doyuma ulaşmaktadır.  Çünkü iletişim sadece sesten ve sözcüklerden ibaret bir şey değildir. Bakışın, jest ve mimiklerin iletişime eklediği çok şey vardır.

               Nasrettin Hoca’ya biri “hocam, der, tuvalette sakız çiğnemek günah mıdır?” Hoca, “Günah olmasına günah değildir de, der, görenler sizin bir halt yediğinizi sanırlar.” Yani elbette zaruret halinde konuşurken ikinci bir iş de yapılabilir. Ama karşınızdaki kişi sizin kendisini dinlemediğinizi sanıp iletişimden vazgeçebilir.

SOMSÖZ: ALLAH, HIKMICIK HASTALIĞINDAN HEPİMİZİ KORUSUN!