Anne tepkisi, baba korkusu, abi yargısı, mahalle baskısı, komşunun gözü… Geleneklerinin şekillendirdiği ilkel, içi boş ve zalim kültürel değer yargıları. Artık bu kadın katliamlarının, cinayetlerinin ve şiddetin hiçbir mazereti kalmadı. Toplum olarak kültürümüzün değer yargılarıyla hesaplaşmak zorundayız. Kadın cinayetlerinin nedeni ne olursa olsun, dinen ve hukuken hiçbir meşruiyeti olamaz.

Sürekli öldürülmek için mi yaşıyoruz? Bunun için mi mücadele veriyoruz? Hayatta kalabilmek için mi? Bu ülkede öldürülen kadınların, bunca hayatın hesabını kim verecek? Hukuk mu? Din mi? Kim dur diyecek?

Kadın denilince aklınıza kadının insan kimliğimi geliyor, yoksa karşı cinsin temsili olarak dişi kimliği mi? Aslında katliamların cevabı bu soruya verebildiğimiz cevaptan geçiyor. Kadın, her şeyden önce bir insandır. Kadın bir cinsel obje değildir. Ve bilmemiz gereken tek gerçek, kadın ve erkeğin eşit olduğudur.

Ülkemizde erkeğin toplumda egemen olması bu cinayetlerin birincil nedenidir. Her kusuru ve ilkel davranışı genellikle hoşgörü ve toleransla karşılanmasıdır. Bir de buna yasal olarak “iyi hal” indirimleri var. İyi hal! Bir cana kıymanın nasıl bir iyi hali olabilir? Canı öldüren, katleden, hayata son veren varlık toplumun en cani, en sefil, en korkunç yaratığı olmalıdır.

Cinselliğin günahla bastırılmış ve korkutulmuş bütün dinlerde, gerektiği gibi yaşayamayan ve bilinçaltında bunu sorun eden, yaşamadığı için saldırganlaşan erkek, kadını düşman bilir. Ve tacizlerinin önüne geçemememizin en büyük sebebini oluşturur. Saldırganlaşır, istediğini elde edemez ve öldürür.

Katledilen, yitirilen, eksilen olmaktan bıktık. Her gün başka bir kadının haberini duymaktan bıktık. En çokta gerekenin yapılmamasından çok sıkıldık. Sıkıldık kadınların taciz edilmesinden, etek boyunu sebep gösterilmesinden, gözlerini dikip bakışlarından utanılmamasından.

Öncelikle biz bir insanız. Biz bir kadınız. Ne eksik, ne yarımız. Bizi bu şekilde kabul etmek zorundasınız. Bizi tanımlayan şey evlilik, koca ve çocuk değil. Biz kariyerimizle, işimizle, ruhumuzla, görüntümüzle, aşklarımızla ve istediklerimizle kadınız, varız. Her zaman da var olacağız. Mücadele etmeye devam edeceğiz. İnadına kadınız ve inadına özgürüz. Öldürenlere, şiddet gösterenlere, yapamazsınlara, edemezsinlere yenilmeyeceğiz. Varlığımızı asla engellemeyeceksiniz.

Cefakar, fedakar, mücadeleci ve dirayetli kadınlarımız, kızlarımız, analarımız 8 Mart kadınlar günümüz kutlu olsun…