Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Ağustos ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkan Yardımcısı İsmail Atik başkanlığında gerçekleşti.

KUTSO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Hüdavendigar Günay, oda faaliyetleri ve bölge ekonomisi ile ilgili meclisi bilgilendirdikten sonra bu yıl turizm patlaması yaşanan bölgelerden birisi olan Adrasan’da ki son durum hakkında meclisi bilgilendirmesi için Adrasan’da otel ve tekne işleten KUTSO Meclis Üyesi Tahir Arslan’ı kürsüye davet etti.

Adrasan’ın en çok tanınan isimlerinden olan iş adamı Tahir Arslan konuşmasında şöyle dedi;

Değerli başkan ve değerli meclis üyesi arkadaşlarım;

Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası Meclisinde çok şey öğrendim. KUTSO’da beraber görev aldığımız tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Adrasanlı bir otel ve tekne işletmecisi olarak işim ve maddi durum çok iyi durumda. Maddi ve manevi olarak hiçbir kişisel sıkıntım yok.

Benim tek derdim Adrasan.

16 yaşımdan beri dünyanın her yerini geziyorum. Dünyadaki birçok turizm bölgesini bizzat gördüm. Adrasan’ı böyle gördükçe içim sıkılıyor, moralim bozuluyor.

Belde belediyelerinin kapatılmasının ardından Adrasan, Kumluca Belediyesine geçti. İşte o günden beri Kumluca Belediyesi, Adrasan’ı çok kötü bir şekilde yönetti halen de devam ediyor.

Aslen sosyal demokrat biri olmama rağmen son yerel seçimde Menderes Türel’i açık bir şekilde destekledim. Çünkü Sayın Türel tarafından Adrasan için verilmiş sözler vardı. Yapılacak çalışmalar benim umutlandırmıştı.

KUTSO’ya ilk kez katılacağım zaman, önceki yönetim zamanında bu mecliste görev alan arkadaşlarım bana “KUTSO meclisinde tarımdan başka bir şey konuşulmaz, bir turizmci olarak orada kendini ifade edemezsin” dediler. Bu konuyu Murat Günay başkanıma ilettiğim zaman, “KUTSO’ya geleceksin ve tüm bu sorunları birlikte çözeceğiz” dedi. Arkadaşlar, gördüğüm-duyduğum önemli hususları Murat başkan ile günü gününe paylaşıyorum. Bazen de dayanamayıp sosyal medyada paylaşıyorum.

Başlıca sorunlardan bahsedeyim;

Tekneler

Yerel seçimler öncesinde turistik gezi tekneleri için kooperatifleri birleştirip plaka takmak için çalışma yaptığımız dönemde şimdiki belediye başkanımız kooperatiflere birleşmeyin diyerek engel olmuş. Seçimler kazanması neticesinde de yaptığımız çalışmalar askıya alındı.

Adrasan ve Adrasan halkı zaten anlaşması zor insanlar. Herkes kendi çıkarlarını diğerinden üstün tutuyor. Önlem alınmadığı için şu anda Adrasan’da seksenin üzerinde tekne oldu. Değişen kanun ile 40 günlük kursu tamamlayan birisi teknesinde 35 kişi taşıyabiliyor. Demre’deki kursa sadece belirli günler gidip sınava yerine başkasını sokarak belge alan insanlar var. Bu insanlar 2 gün ücretli kaptan tutup biraz öğrendiğini düşündükten sonra denize açılıyor. 35 kişilik tekneye 55 kişi alıyorlar. Sonra küçücük bir adada tekneleri birbirlerinin üzerine sürüyorlar. Küfürler havada uçuşuyor. 55 kişiden 35 tekneyi küçücük bir plajda hayal edin ve tehlikenin boyutunu düşünün.

Tüm bunlara ilaveten buradaki gariban, hevesli kişilerden yararlanan başka ilçelerdeki tekne sahipleri 200 kişilik büyük tekneleri Adrasan’a getirmek için fırsat kolluyor. Tekneleri bu kişiler üzerinden Adrasan’a kaydettirip kazançtan az bir miktar vererek kendilerine rant oluşturmaya çalışıyorlar.

Kumluca Kaymakamı Turizm Belgesi için Komisyonu toplamıyor.

Ben, Deniz Ticaret Odası Antalya Şubesi Turizm Komisyonunda temsilciyim. Kumluca’da Kaymakam’ın en az ayda 1 kez turizm komisyonunu toplaması gerek fakat şimdiye kadar hiç toplamadı. Ruhsatı, plakası ve yeterliliği olmadığı halde 1000tl karşılığında belge veriyorlar. Bu yüzden şimdi Adrasan’da seksenin üzerinde tekne var. Ben buna karşıyım.

Teknelerin fosseptik sorunu çözülmedi ve deniz pislik içinde.

Hepiniz Adrasan’a geliyorsunuz ve ailecek denize giriyorsunuz. Ben denize girmiyorum. Ailemden bir tek annem denize giriyordu ona da bu yıl plajda denize girme, derenin diğer tarafında gir dedim.

Peki, neden böyle dedim? Çünkü biz teknelerimizin fosseptiğini vidanjör ile boşaltıyoruz. Kurban Bayramından 3-4 gün önce vidanjörümüz bozuldu. Bayram tatilinde dolayı yaptıramadık. Kumluca Belediyesine yalvardık. Kumluca belediyesi maalesef başkanın kendine yakın gördüğü 10-15 kişinin teknesinin fosseptiğini çekip günü tamamlıyor. Eee diğer tarafta 52 tekne daha var onlar ne olacak? Ben kavga-döğüş ve tehditle zar zor teknemin fosseptiğini çektirdim. Murat başkanım şahit. 2-3 gün gece gündüz kendisi de bizzat Kumluca Belediyesi, ASAT ve Büyükşehir belediyesini tek tek aradı. En son telefonları kapattılar. Fakat bir vidanjör gönderen olmadı. Affedersiniz deniz bok içerisinde.

Doğma büyüme Adrasanlıyım. Adrasan benim ata toprağım. Eğer böyle olmasaydı burada neyim varsa satar başka yerde turizm işletmeciliği yapardım. Çünkü burası çok zor bir yer.

Adrasan bıçak sırtında.

Bu sorunların hepsi Mustafa Köleoğlu’ndan dolayı olmadı. Hüsamettin Çetinkaya döneminde de böyle oldu. Seçim zamanı her aday Adrasan’ın cennet olduğu, Adrasan’ın Kumluca’nın gülen yüzü olduğunu söylüyordu.

Şimdi işler değişti. Adrasan artık pislik içinde. Herkes benden sosyal medyada birşeyler yazmamı istiyor. Bu işler o kadar kolay değil.

Adrasan şimdi bıçak sırtında ilerliyor. Ya böyle devam edip çöküşe geçecek ve bir daha yükselemeyecek. Ya da el birliğiyle Adrasan’ı düzeltip yükselteceğiz. Bunu hep birlikte yapmak zorundayız ve bu işe başlanacak en doğru yer KUTSO Meclisidir. Batı Antalya işadamlarının el ele verdiğinde başaramayacağı iş yok bence.

Otopark sorunu çözülmeli derken sahil “Çadır Kent” oldu.

Mustafa Köleoğlu başkanın ilk icraat olarak Adrasan’da otoparkları kaldırmasının ardından araçlar otellerin ulaşım yolunu işgal etmeye başladı. Bu yetmez gibi kıyı kenar çizgisi içerisinde, sahile kurulan çadırlar yüzünden sahil çadır kente döndü. Üniversitenin tesislerinden sahile ulaşan yol tamamen bu çadırcıları araçlarıyla dolup kapanıyor. Allah göstermesin ne ambulans girebilir ne itfaiye.

Temizlik yetersiz.

Otellerin olduğu bölümde gelenler aracını sağlı-sollu park ediyor, pikniğini yapıyor, çöpünü atıp çekip gidiyor. Sonra heryer pislik içinde. Hemen yanımızda Kemer’e bağlı olan Çıralı tertemiz. Sosyal medyada Adrasan’ın pis olduğundan bahseden yazılar yayınlanmaya başladı. Sağlık müdürlüğünün aldığı örneklerin pek iç açıcı olmadığı duyuyoruz.

Seyyar satıcılar bölgedeki işletmeleri baltalıyor.

Belediyemiz ve Belediye Başkanımız ile hiçbir sorunumuz yok. Kendisini çok seviyoruz. Fakat bizim de tesislerimizi yaşatmamız lazım.

Sahiller elleri poşetli satıcılarla dolu. Biz bunlara önlem alınmasını beklerken belediye bir sürü küçük büfe kurdu. Köfteci, kokoreççi vs. Bunlar dükkânlarını saat 23.00’te otellerin restoranları kapandıktan açsalar belki kabul edilebilir fakat sabah erkenden açıp, geç saatlere kadar çalıştırıyorlar. Oteller müşterilerine odadan başka bir şey satamaz oldu. Otellerimiz birçok personel çalıştırıyor. Aylık binlerce lira giderimiz var. Otel içerisinde müşteriye verdiğimiz hizmetin standartlarını arttırarak müşteriyi otel içerisinde tutmaya çalışıyoruz.