Çocuğa yapılan cinsel, psikolojik ve fiziksel istismar gün geçtikçe artmakta. Çocuğa yönelik olan hem taciz hem tecavüz; her kesim, her din, her örf adet tarafından kabul edilemez. Yapılan bu olay korkunç bir durum, yazmak istediğim o kadar çok şey var ki bu durum midemi bulandırıyor, tiksiniyorum, bunu yapan cani olmalı diyorum. Ve son günlerde duyduklarımız çıldırtıyor. Nasıl bir sapıklıktır, nasıl bir hastalıktır? Nasıl bizimle aynı evrende, aynı gökyüzünde yaşarlar? Aynı nefesi soluduğumuzu düşündükçe bile iğreniyorum. Nasıl korkunçluktur minicik bedene el uzatmak, tecavüz etmek. Hayallerini, umutlarını, geleceklerini elinden almak. Çocuklar umudumuz, çocuklar geleceğimiz.

Çocuklarımızı parça parça ediyoruz. Aile içi şiddetle, dayakla, tecavüzle, aç bırakarak, okutmayarak, küçük yaşta evlendirerek, işkence ederek kırıyoruz, geleceğimizi söndürüyoruz. Buna gerçekten “Dur” demiyoruz. Bu hepimizin suçu. Bütün çocukların her birinden hepimiz sorumluyuz. Bildiğimizden gördüğümüzden sorumluyuz. Evlatlarımızın sesi olmalıyız. Susuyoruz. Minicik bedenlerin yok olmasına yok göz yumuyoruz. Kalbimizi, gözümüzü, kulağımızı kapatıyoruz. Hepimiz kadınız, hepimiz anneyiz, hepimiz evladız. Eğer üzerimize düşeni yapmazsak vicdanımızdan şüpheye düşeriz. Her gün haberlerde sessizce izlemekle yetiniyoruz, bir ah edip sessiz kalarak hayatımıza devam ediyoruz. Bir arpa boy yol alamıyoruz.

Sapıkların yeteri kadar ceza almadığını düşünüyorum, daha fazla farkındalık yaratılmalı ve cezalar artırılmalı. En ağır cezalar çıkartılmalı.

Ve ruh sağlında çalışanlarda yeterince eğitilmeli.

Geçtiğimiz günlerde yaşanan olayların; ilki Adana’da sokak düğünü sırasında 20 yaşındaki bir şahsın 4 yaşındaki kıza tecavüz etmesiydi. Şahıs yakalandı ve cezaevine gönderildi. Anlattıkları korkunçtu.

Bu korkunç olayın hemen ardından Manavgat’ta bir başka cinsel istismar açığa çıktı. İddiaya göre bir baba kanser hastası eşinin tedavi gördüğü sırada 4,5 yaşındaki öz kızına 1,5 yıl boyunca istismarda bulundu. Kan dondurucu.

Ne yapıyoruz, susmuyoruz. Çocuklarımıza sahip çıkıyoruz. Bu vahşete bir dur diyoruz. Umutlarımıza, geleceğimize sahip çıkıyoruz. Hadi!

.