OKULLAR BİTTİ

               Yaşına yetmemişinden askerliğini yapmış olanına varıncaya kadar tüm çocukları idare etmek zorrrdur. Küçükken anlamaz diyor idare etmeye çalışıyoruz, büyüyünce “Delikanlıdır, kanı deli deli akar” deyip idare etmeye çalışıyoruz. “İdare edebiliyor muyuz?” derseniz pek sanmıyorum. En kral öğretmenlerin, en kral psikologların, en yiğit babaların bile çocuklarıyla arasında sürekli bir itiş kakış vardır. Aslında bu itiş kakışın azıcık olmasında fayda da vardır. Ama bizdekiler resmen kavga gürültü.

          Çocuğa öyle bir zaman planlaması yapılmalı ki hem yeni şeyler öğrensin, hem sosyalleşsin, hem de canı sıkılmasın. Eskiden ana babalar çocuklarla birlikte olur ve hem onları gözden ırak etmez, hem de onlara bir şeyler öğretirlerdi. Günümüzde ise ana baba çalışıyor, dede nene de şımartıp hiçbir şey yaptırmak istemiyor. Böylece çocuklar gözden ve gönülden ırak oluyorlar.

          Okullarımız da sağ olsunlar ders programını erkenden bitirip çocukları azat ediyorlar. Velilerimiz de “Çocuklar yoruldu, biraz dinlensinler” diye onlara bir hedef göstermiyorlar. Çocuklar ne yapacağını bilmez bir halde orada burada dolaşıyorlar. İşsizlik ve amaçsızlık insana verilebilecek en büyük cezadır. Bir insanı cezalandırmak istiyorsanız ona “Şurada hiçbir iş yapmadan akşama kadar bekle!” deyin.

          Milli eğitimin yaptığı da budur. Eskiden 15 yaşına kadar böyle yapılıyordu, şimdi 20 yaşına kadar beklemeleri isteniyor çocuklardan. Öte yanda ustalar çırak bulamıyor, bu yanda çocuklar can sıkıntısından geberiyor.

          Velinin çocuğuna yapacağı en büyük iyilik ona kendi ayakları üstünde durmayı en kısa zamanda öğretmesi. Bu da ona hedefler göstererek, uygulamalar yaptırarak mümkün olabilir. Bazı çağdaş geçinenler çocuğun çalışmasına karşı. Bir kere ders çalışmak da çalışmaktır. İkinci olarak ister bedenen ister zihnen olsun çalışmak bedeni, ruhu ve kafayı besler, güçlendirir. Üçüncü olarak çalışmak çocuğu sosyalleştirir. Yeni bir çevrede belli bir mesleğin disiplinine giren çocuk bir kesime intisap eder. Yani mensup olur. Ve mesleğin kötüsü olmaz. Dilenciliğin bile bir yolu yordamı, usul erkanı vardır. Onun da gerekli olduğu ortamlar vardır. Bunu en iyi bir yardıma ihtiyacı olanlar bilir. Bu yardımın ille de parasal olması şart değildir. Yani sosyalleşmiş insan yardım etmeyi de yardım istemeyi de bilen kişidir.       

          SOMSÖZ: ÇOCUĞA YAPILACAK EN BÜYÜK İYİLİK, ONA MEŞGUL OLABİLECEĞİ BİR İŞ GÖSTERMEKTİR