Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Pınar Özalp,  katıldığı Cumartesi Kahvaltıları’nda, aile planlaması ve gebelikten korunma yöntemlerini anlattı.
Aile planlamasının, kısırlaştırma anlamına gelmediğini söyleyen Özalp,  her yıl 20-35  yaşları  arasında değişen her 100 kadından ikisinin kürtaj için başvurduğuna dikkat çekti.  Özalp; “Aile planlaması ‘kısırlaştırma’ veya ‘gebeliği önleme’ anlamına gelmez. Doğurganlığın istemli olarak kontrolüdür. Genel olarak şöyle tanımlanır: “Çiftlerin istedikleri zaman ve arzu ettikleri aralıklarla, istedikleri kadar çocuk sahibi olabilmeleridir. Gebelikten korunma yöntemleri ülkemizde de giderek daha yaygın olarak uygulanmakla birlikte, cinsel yönden aktif çiftlerin yüzde %37,4’ü hiçbir yönteme başvurmamakta ve her yıl 20-35 yaşları arasında değişen her 100 kadından ikisi kürtaj için başvurmaktadır”  diye konuştu.

 ERKEKLER KORUNMA İSTEMİYOR

Özel OFM Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Özalp, erkeklerin doğum kontrolü ve hastalıklardan korunmadaki isteksizliğinin Türkiye’ye özgü olmadığını söyledi.  Pek çok gelişmiş toplumlarda da korunma isteksizliğinin yüksek olduğunun altını çizen Özalp, cinsel korunma yöntemleri hakkında bilgiler aktardı. Özalp; “Cinsel korunma yöntemleri; hormonal korunma, rahim içi araçlar, bariyer yöntemleri, cerrahi sterilizasyon, doğal aile planlaması ve emzirmedir. Hiçbir korunma yöntemi yüzde 100 korunma sağlamaz.  Önemli olan yöntemin doğru uygulanmasıdır.  Kişi doğum kontrol hapını düzenli içiyorsa, belli aralıklarda spiral kullanıyorsa ve bu yöntemlerin kontrolü yöntemlerin başarısını etkiliyor. Korunmada en başarısız yöntem, takvim ve geri çekme yöntemidir. Bir yılda gebe kalma oranı takvim yöntemiyle yüzde 20, geri çekme yöntemiyle yüzde 30’dur” diye konuştu.

DOĞUM KONTROL HAPLARININ OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLERİ

Doğum kontrol denince ilk akla gelen hormonal yöntemin, doğum kontrol ilaçları olduğunu söyleyen Opr. Dr. Pınar Özalp, doğum kontrol hapı kullanan her 1000 kadından; 1 yılda, iki ya da üçünün düzenli kullandığı halde gebe kalabileceğini söyledi. Bu oranın başarı anlamında çok iyi bir oran olduğuna vurgu yapan Özalp, doğum kontrol haplarının olumlu ve olumsuz etkilerine de değindi. Opr.Dr. Pınar Özalp; “Doğum kontrol hapı düzenli kullanılırsa, gebeliğe karşı çok iyi korunma sağlar.  Doğum kontrol ilaçlarının olumlu yönleri olduğu gibi olumsuz yönleri de var.   Olumlu yönlerinden bahsedersek; kullanımı kolay, son derece etkilidir. Yöntem bırakıldığında doğurganlık geri döner. Dış gebelik, adet öncesi gerginlik, rahim duvarı kanseri, yumurtalık kanseri, kist oluşumu, Pelvik enfeksiyon, demir eksikliği anemisi, iyi huylu meme hastalığı riskini azaltır, Ciltte akneye iyi gelir. Kolon ve rektum kanseri daha az görülür. Kemik yoğunluğunda artma, Romatizmalı eklem hastalığında azalma, Menopoza geçiş sürecinde sorunların tedavisi, adet kanamaları miktarı azalır ve düzenli hale gelir, ağrılar azalır. Demir eksikliği anemisi sıklığında azalma olur.  Olumsuz etkileri ise şunlardır; Her gün hap almanın hatırlanması gerekir. Bir gün bile hap alma unutulsa yüzde 3-5 gebelik riski oluşturur. İlacın her gün aynı anda ve saati saatine alınması gerekir.  Kilo artışı olabilir ama bu yeni nesil ilaçlarda daha az. Depresyon ve cinsel istek azalması görülebilir. Bazı ilaçlarla etkileşimi vardır. 35 yaşın üzerinde sigara içen kadınlarda tromboemboli riski yaratır. Hipertansiyonu olan kişilerde kan basıncını hafifçe yükseltebilir. Diabetes mellitus’ta kan şekeri regülâsyonunu bozabilir.  Emziren kadınlarda özellikle ilk 6 ay için uygun değildir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz”

KONDOM, CİNSEL HASTALIKLARA KARŞI KORUMA SAĞLAR

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Özalp,  doğum kontrolde kullanılan diğer yöntemler hakkında da bilgiler verdi. Rahim içi araçlar, bariyer yöntemleri, cerrahi sterilizasyon, doğal aile Planlaması ve emzirmenin de doğum kontrolde etkili olduğuna dikkat çeken Özalp, gebeliği önlemede en etkili bir diğer yöntemin kondom kullanımı olduğunu söyledi. Kondomun tek başına gebeliği önlemede değil, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da koruma sağladığını dile getiren Özalp; “Kondom gebeliği önlemde oldukça etkili bir yöntemdir. Teorik olarak etkinliği % 98 olmakla beraber olağan kullanıcılarda bu oran % 88’e düşmektedir. Etkinliğin kullanıcı düzeyinde azalmasının en önemli sebebi her ilişkide kondom kullanma alışkanlığının edinilmemiş olmasıdır. Bazı kondomlar ise spermleri etkisi hale getiren spermisid adı verilen maddeler ile kaplanmıştır. Kondomun yırtılması halinde bu maddeler ek bir koruma sağlayabilir. Kondomlar gebelikten koruma dışında,  AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlar. Özellikle evli olmayan ya da birden fazla kişi ile ilişkisi olan kadın ya da erkeklerde en uygun yöntemdir. Kolay temin edilmesi, ucuz ve etkili bir yöntem olması, bazı erkeklerde ereksiyonun daha uzun sürmesine yardımcı olması, bazı kısırlık olgularında kadın vücudunda spermlere karşı bağışıklık cevabının gelişmesine engel olması, enfeksiyon riskini azaltarak ilerideki doğurganlığın korunmasına yardımcı olması ve erken dönem rahim ağzı kanserini önlemesi avantajlarıdır. Erkekte duyarlılığı azaltması, zaman zaman cinsel ilişkiyi bölmesi ve nadiren de olsa sentetik materyale karşı alerji gelişmesi dezavantajlarıdır” diye konuştu.

 EN AZ ETKİLİ YÖNTEMLER DOĞAL YÖNTEMLER

Özel OFM Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Pınar Özalp, gebeliği önlemede kullanılan doğal yöntemlerin en başarısız yöntemler olduğunu söyleyerek,  şu ifadelerle sunumunu bitirdi: “Dünya üzerinde her yıl milyonlarca kadın istenmeyen ya da plansız hamileliklerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu hamileliklerin küçük bir kısmı doğum ile sonuçlanırken çok büyük bir kısmında gebelik sonlandırılmaktadır. İstenmeyen gebeliklerin sonlandırılması hem maddi açıdan ekonomiye büyük bir yük oluşturmakta hem de komplikasyon riski nedeni ile özellikle geri kalmış ya da gelişmekte olan ülkelerde istenmeyen sağlık problemlerine neden olabilmektedir. İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi hem kolay hem de ucuz bir yoldur. Tüm dünyada pek çok araştırmacı yeni doğum kontrol yöntemleri geliştirme konusunda büyük bir efor sarf etmektedir. İdeal bir doğum kontrol yöntemi kullanıcıdan bağımsız olarak hem yüksek etkinliğe sahip olmalı hem de güvenilir ya da bir başka deyişle yan etki görülme riski düşük olmalıdır.