İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Ege Üniversitesi Aile Planlaması– İnfertilite Araştırma ve Uygulama Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Erol Tavmergen, son yıllarda yıllık 80 bin seviyesindeki tüp bebek uygulamalarının sabit olduğunu belirterek, "İhtiyaca bakacak olursak yaklaşık 1 milyon 250 bin bu tür tedaviye ihtiyaç duyabilecek olan çift var. Bu da ayda yaklaşık 200 bin gibi bir uygulamayı hedeflemek gerekebilir" dedi.

Prof. Dr. Erol Tavmergen, Türkiye’deki doğurganlığın dünyadakine eş değer olduğunu bildirdi. Türkiye’de evli çiftlerin yüzde 85’inin sıkıntısız çocuk sahibi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Tavmergen, “Ama yüzde 15 civarında da bir sıkıntı var. Bu yüzde 15’in hepsi tüp bebek gerektiren hastalar değil. Ama bunların da yaklaşık 3’te 1’i tüp bebeğe gitmek zorunda kalabiliyor. Türkiye’de yıllık tüp bebek uygulamaları 80 binler seviyesinde. Son senelerde bu sayı sabit gidiyor. İhtiyaca bakacak olursak yaklaşık 1 milyon 250 bin bu tür tedaviye ihtiyaç duyabilecek olan çift var. Bu da ayda yaklaşık 200 bin gibi bir uygulamayı hedeflemek gerekebilir” diye konuştu.

Ekonomik sebep veya bu tür teknolojilere insanların ulaşamaması nedeniyle sayının sabit kaldığını kaydeden Prof. Dr. Tavmergen, “Uygulamadaki başarı çiftin durumuna göre değişiyor. En çok önemli olan kadının yaşıdır. Kadının yaşı 38’i aştığı zaman gebe kalma şansı giderek azalıyor. Tüp bebek uygulamasından önce çiftin neden gebe kalamadığının iyi araştırılması gerekir. Tüp bebeği gerekli kılan ileri yaş, yumurtalık rezervi kısıtlılığı, tüplerin tıkalı olması, erkek sperm sayısının ileri derecede düşük olması gibi sebepler var” dedi.

"Ülkemiz tüp bebekte ileri"

Günümüzde yüzde 45-55 bandında tüp bebek uygulamasında gebelik elde edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Erol Tavmergen, “Ülkemiz geçen 30 seneyi iyi değerlendirdi. Bizdeki mevzuat uygun. Genetik analizli tüp bebek uygulamalarında başarıyı arttıran sebepler var. Malzeme imkanı, yetişmiş personel sayısı gayet iyi. Gebelik başarısı oldukça ülkemizde yüksek” şeklinde konuştu.

Az hareketin kilo almaya neden olduğunun altını çizen Prof. Dr. Tavmergen, “Bu kilo alımı bazı metabolik problemler, yumurtlama fonksiyonlarını bozabiliyor. Ülkemizde de yüzde 15 seviyelerinde gördüğümüz polikistik yumurtalıklı kadınlarda, az hareketli hayat yumurtlama imkanını daha da bozuyor. Bunun yanı sıra birçok metabolik problem birleşerek gebe kalmayı önlüyor. Yaş ilerledikçe, kariyer endişesi yumurta rezervinin azalmasına neden oluyor” dedi.