Toplumsal huzurumuzun dört bir koldan saldırıya uğradığı bir ülke manzarasını yaşıyoruz.Ülkemizin, yolsuzluk dalgasıyla yüz yüze kaldığını acıyarak görüyoruz. Milletimiz uzun yıllardır ekonomik darboğazlıkla mücadelesini yorgun argın sürdürmektedir. AKP hükümeti abuk sabuk işlerle oyalanmaktadır. Emeklimiz perişandır, esnafımız şikayetçidir, memurumuz dert küpüdür, işçimiz ümitsizdir, çiftçimiz deseniz hepten kuraklık zilleri çalmaya başlamıştır. Milyonlarca vatandaşımız kazanda pişirip, kapağında yemektedir. 

Başbakan hükümeti ekonomide iflas bayrağını dünden çekmiştir. AKP hükümeti kürsel ekonomik lobileri memnun etme üzerinde sanal bir saadet zinciri kurmuştur. Türkiye'de herkes borçlu herkes sorunludur. 2012'de 698 kişi borçluyken 2013'te bu sayı 1 milyon 82 bine ulaşmıştır.

Bir diğer sorun ise işsizliktir. TÜİK bir hata yapmamışsa açıklanan son işsizlik rakamları felaketin habercisidir. Şırnaklı Kemal, Trabzonlu Ayşe, Mardinli Hüseyin, Vanlı Ahmet, Sinoplu Ali işsizlikten ortada kalmışlardır. Çünkü bunların simi, Sümeyye ve Bilal Erdoğan değildir. Onların ayakkabı kutuları bile yoktur. Çünkü onların Tayyip Erdoğan gibi babaları yoktur. Evlatlarımızın başını sokacakları bir evi yokken Erdoğan kızına villa siparişleri vermektedir. Başbakan için varsın Türk gençliği işsiz kalsın. Başbakan’a göre önemli olan Bilal’in kanun olarak zengin olup Bilo Ağa seviyesine terfi etmesidir. İşsizler feryat ediyormuş bunlar Başbakan için önemli değildir. 

Gençlerimiz merak etmesin Tek yol, tek çare, tek ümit MHP'dir. Tek başına MHP iktidarı her meseleyi kökünden çözecektir. Hiç kimse umutsuz olmasın. MHP 45 yıllık tecrübesi Türkiye'yi rüşvetten kurtaracak, oyunları bozacaktır.

AKP uluslarası ilişkilerde de tutunacak dal bulamamıştır. Dış politikada AKP'nin hiç planı işlememiş, hiç bir projesi dikiş tutmamıştır. Türkiye artık yanıbaşındaki hadiselere bile yön vermeken uzak bir ülke haline gelmiştir. Esad rejimi işkencelerine süratle devam etmektedir. İnsan avına çıkan cellatlar kan dökmektedir. İkinci Cenevre Konferansı da sonuç vermemiştir. Suriye'deki puslu ortam en çok terör gruplarının ekmeğine yağ sürmüştür. PKK özerklik ilan etmiştir. IŞİD örgütünü Iraklı Türkleri hedef alması caniliktir. Başbakan cinayetleri yalnızca seyretmektedir. Kaybettiğimiz her Türkmen kardeşimiz bizim bir kardeşimizdir. Erzurumlu dadaşımız neyse, Kerkük'lü Türkmenimiz de odur. 

Yıllar geçse de siyasi iktidarlar değişse de Kürdistan konusu gündemdeki sıcaklığını hiç kaybetmemiştir. Bugün hükümetin ilerlemekte ısrarcı olduğu tehlikeli yol, bizi ateş çemberiyle başbaşa bırakmaktadır. Bölücü heveslere cesaret vermek ve daha vahimi bunlardan medet ummak tarihi bir ihanettir. Başbakan bu ihanette dolu dizgin ilerlemektedir. Irak'ın kuzeyine kurulan peşmerge yönetimi, Kürdistan'ın ilk etabı olmuştur. Şimdi gözler Türkiye'ye dönmüştür. İmrali canisi bilbordlarda sergilendi. Başbakan rüşvet ve yolsuzluk sürecine kendisini yalnız bırakmayan Öcalan'a şükranlarını sunmuştur. 

Meclisteki PKK'lılar İmralı'nın yolunu tutmayı sürdürmektedir. Meclisteki PKK'lılar müzakere bakanlığı kurulmasını isterken, affı dayatmışlardır. AKP hükümeti ise bu PKK taleplerini bunu halka anlatamayız diyerek zamana yaymıştır. Geldiğimiz aşamada PKK, AKP, BDP emel birliği yapmış, hain yüzler gün yüzüne çıkmıştır. Anlayacağınız şerefsizlik dizboyudur. Rezalette tüm eşikler aşılmıştır.

Bu Başbakan ki paralel yapılanmadan bahsederken Türkiye çatır çatır bölünmektedir. Başbakan hain istiyorsan Türkiye'yi satmaya hazırlandığın mihraklara uzan. Boyunca bir ayna bul karşısına geç, emin ol ki orada haini göreceksin.

AKP'ye oy vermiş kardeşlerime buradan sesleniyorum. Türk kavramının engellenmesine yönelik girişimler çoğalacak, İmralı canisinin özgür kalması sağlanacaktır. Başbakan özerkliği oldu bittiye getirecektir. Yasal ve anayasal düzenlemelerle Türk milleti özerkliklere ayrılacaktır. Milli kimliğimizin dinamitlenmesi için her alçaklık  sahnelenecektir. AB'nin dayatmaları önemüzdeki günlerde daha da artacaktır. İmralı cansiinin tehditvari sözleri yapılan kanlı hesapların varlığına işarettir. Biz bin yıllık kardeşlikte söz kestik karar verdik, biz bu şekilde Türk milleti olduk. Etten duvar olmaktan çekinmeyiz, korkmayız.

30 Mart ihanetin, çürümüşlüğün, dananın kuyruğunun kopacağı bir an olacak ve sandıklar Türk milletinin ayağa kakışına şahit olacaktır. Rüşvet AKP'yi karartmıştır. Esasında Başbakan'ın insan içine çıkacak yüzü kalmamıştır. Başbakan'ın yolsuzluk örneği tam bir kara mizah örneğidir. Başbakan devletin kasasında parasının olmadığını savunmaktadır. Hakikaten bu Başbakan şakacı biri olup çıkmıştır. 

Devlet soyan devlet arazilerini parselleyen birisine dünyanın her tarafında hırsız ve hortumcu denmektedir. Parola parfüm diyen Başbakan’ın yakınları soyguncuları değil midir? Başbakan’ın Etiler Polis Okulu'nun devri için emir vermesi yolsuzluk değil midir? Başbakan'ın yakınları soyguncu değil midir? Bakanın "Senin önüne yatarım" demesi yolsuzluk değil midir? Kimlerin yatacağı bellidir. Bir bakan düşünün ki çantaların içinde gelen paralara tamah etsin, doğru bir işi olmasın ne kadar hırsız varsa etrafına toplasın. Başbakan münafıkların koruyucusudur.

Başbakan’ın Bilal’i 47 gün gecikmeyle ifadesini vermiştir. Evladı muhteşemin avukatı tüm suçlamaların somut ifadelerden olduğunu savunmuştur. Başbakan oğlunu tam korumaya almış, dokunulmazlıkla ödüllendirmiştir. 

Başbakan Erdoğan ve partisi yargıya operasyon yapmıştır. TBMM'de kabul edilen HSYK düzenlemesi bunun en bariz delilidir. Hukukçuların, rejim krizi çıkar diye itiraz ettikleri, Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'ya aykırı, göndermeyin dediği, herkesin ağız birliği etmişçesine mahsurlarını dile getirdiği HSYK kanun teklifi Meclis'te, tekme tokat ve dökülen kanlar eşliğinde kabul edilmiştir. Cumhurbaşkanı, sözünde durmaz ve sil baştan yazılan HSYK kanununu onaylarsa yargı tamamen hükümete bağlanmış olacaktır. Kuvvetler ayrılığı ilkesi tümden rafa kaldırılacaktır. Hakimler ve savcıların akıbeti Adalet Bakanı'nın iki dudağı arasında olacaktır. Korkarım ki Başbakan Erdoğan, HSYK'daki yeni yapılanmayla yargının tepesine baş yargıç olarak oturacaktır. Sayın Gül, yetkisini kullanmalı, parti çıkarını değil devletin ve milletin selametini düşünerek hareket etmelidir. HSYK kanunu Çankaya'dan mutlaka dönmelidir. Aksi takdirde tehlikeler çok fazladır.

Kabataş'taki kardeşimizin dövüldüğü uzunca süre yandaş basın tarafından gündemde tutuldu. Başörtülü bir kardeşimizin bebeğiyle birlikte sanki işkenceye tutulmuştu. Başbakan bu konuyu günlerce ağzında sakız gibi çiğnemiştir. Kamera görüntüleri ortaya çıkmış, sanıldığı gibi bir olay olmadığı ortaya çıkmıştır. Başbakan çıkıp Türk milletinden özür dileyecek midir? Mertçe yanlış yaptım diyebileck midir? Camilerde içki içtiler diyerek duyguları istismar eden bu kişi özür dileyecek mi? Yoksa Adli tıp raporuna sarılmaya devam edecek kadar küçülecek mi? Başbakan rüşveti başörtüsüyle saklayacağını hesap ediyorsa, yanıldığını çok yakında anlayacaktır. Biz tüm başörütlü hanımefendileri nifak saçanlara karşı tavır almaya davet ediyoruz.

Seçimlere çok az bir süre kalmıştır. Parti olarak siyasi çalışmarımızı sürdürüyoruz ve partimize ilgiyi yakından görüyoruz. Şimdi artık tüm mesaimizi seçim çalışmalarımıza verme zamanı gelmiştir. Bu yüzden 25 Şubat ve 25 Mart arasındaki Meclis grup toplantılarımıza ara veriyoruz. Yolunuz açık olsun.