Başbakan Erdoğan, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ATO Congresium´da düzenlenen Eğitimde FATİH Projesi Tablet Dağıtım Töreni´ne katıldı. Törende, Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Millî Eğitim Eski Bakanları Hasan Celal Güzel, Vehbi Dinçerler, Ömer Dinçer ve Nimet Baş ile Ankara Valisi Alâaddin Yüksel, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, bakanlık bürokratları, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

 

Eğitim tarihinde yeni bir dönüm noktasına, yeni bir milada şahit olduklarını, bunun gururunu ve heyecanını yaşadıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, daha önce 63 bin tablet bilgisayarı öğrencilere dağıttıklarını anımsattı. Bugün 81 vilayette 100 bin tablet bilgisayarın öğrencilere teslim edileceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, Mart ayının sonuna kadar toplam 675 bin öğrenci ve öğretmene tablet bilgisayar teslim edileceğini bildirdi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tablet bilgisayarlarınız hepinize hayırlı olsun diyorum. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızı, Millî Eğitim Bakanlığımızı bu büyük projeyi başarıyla sürdürdükleri için tebrik ediyor, daha önceki Bakanlarımıza şükranlarımı ifade ediyorum. Türkiye´de eğitimin altyapısını çok köklü şekilde değiştirmeye devam ediyoruz. Bilim ve teknolojideki gelişmeleri azami düzeyde ülkemize yansıtıyor, en başta çocuklarımızın bu imkânlardan istifade etmelerini sağlıyoruz. Dünyada örneği olmayan son derece modern eğitim altyapısını Türkiye´de inşa ediyoruz."

 

"Ağabeylerimizin, Ablalarımızın Ne Tür Çileler Çektiğini Biz Biliyoruz"

Çocukların eski Türkiye´yi görmediğini, eski Türkiye´nin şartlarını yaşamadığını dile getiren Başbakan Erdoğan, "Anne babalarınız, büyükbabalarınız, büyükanneleriniz o Türkiye´yi gördüler, yaşadılar ama siz çok şükür o günleri tecrübe etmediniz. Eski Türkiye´de şimdiki kadar çok okul yoktu. Eski Türkiye´de şimdiki kadar çok öğretmen de yoktu. İnanın şu anda sizin kolaylıkla sahip olduğunuz silgi, kalemi, kitabı elde edebilmek bile çok zordu. Bizim çocukluğumuzda bizim anne babalarımızın, ağabeylerimizin, ablalarımızın ne tür çileler çektiğini biz biliyoruz. Kitaplarımı, temin etmek için kırtasiye dükkânlarını nasıl dolaştığımı, oralardan yeterince temin edemediğimi biliyorum. Onun için de teksir makineleri, okulumuzun adeta matbaası gibiydi. Fakat saman kâğıtlarında mürekkebin nasıl dağıldığını ve oradaki metinlerin okunamaz hale geldiğini biz yaşadık. Hatta abilerimiz bize o teksir notlarını satmazlardı. ´Hatıradır´ derler ve saklarlardı. Onun için çalakalem öğretmenimiz dersi anlatır, biz de notlarımızı tutardık. Eski Türkiye buydu. Hâlbuki eğitim her şeyin başıydı. Buna rağmen o günkü yönetimler, bu imkânlarla bizi buluşturamadılar. Biz 70 kişilik sınıflarda okuduk, hatta Anadolu´nun bazı yerlerinde bu sayının 100´e ulaştığını duyardık. Okulunda iyi eğitim varsa o ülkenin geleceği parlaktır, aydınlıktır ama bir ülkenin çocukları okula gidemiyor, gitse de iyi eğitim alamıyorsa o ülkenin geleceği karanlıktır. Biz bunu görerek, yaşadıklarımızdan dersler çıkartarak ´enerjimizi bütün kaynaklarımızı yola çıkarken 4 temel taş üzerine inşa edeceğiz´ dedik ve birinci sıraya eğitimi koyduk. İkinci sıraya sağlığı koyduk, üçüncü sıraya adaleti dördüncü sıraya emniyeti" diye konuştu.

 

“Sizlere En İyi İmkânları Sunmanın Mücadelesini Veriyoruz”

İktidarları döneminde, 417 bin yeni öğretmeni göreve başlattıklarını belirten Başbakan Erdoğan, önceki hafta da 10 bin öğretmenin atamasının daha yapıldığını hatırlatarak; bir yandan eğitimin altyapısını değiştirip sağlam bir zemine kavuştururken diğer bir yandan da ileri teknolojiyi okullara taşıdıklarını vurguladı.

Okullara bir milyon bilgisayar dağıttıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, meslek liseleri hariç tüm liselerdeki sınıflara 85 bin etkileşimli tahta yerleştirildiğini söyledi. Meslek liseleri ve diğer okullar için sözleşmelerin imzalandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "40 bin okulumuza daha etkileşimli tahta kazandıracağız. 18 ay içinde 350 bin etkileşimli tahta sınıflarımızda öğrencilerimizin hizmetinde olacak" şeklinde konuştu.

Etkileşimli tahtalarda ve tablet bilgisayarlarda kullanılacak eğitim kaynaklarının hazırlanmaya devam ettiğini belirten Erdoğan, şu ana kadar 5 bin ders videosu ile 3 bin ses kaydının oluşturulduğunu söyledi. 54 bin ders malzemesinin hazırlandığını, 100 bin öğretmenin FATİH Projesi eğitimi aldığını bildiren Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Tablet bilgisayarda artık süreci hızlandırıyoruz. 10 milyon 600 bin tablet bilgisayarın ihale süreci belli bir aşamaya geldi, dünyanın en güçlü firmaları bu büyük proje için yarışıyorlar. Artık üretimi de ihaleden sonra ülkemizde yapmak kaydıyla, ortak üretim. Sevgili çocuklar, sevgili gençler her ne yapıyorsak bilin ki sizler için yapıyoruz. Bizim yaşadığımız zorlukları, yoksulluğu, yoksunluğu sizlerin de yaşamasını istemiyoruz. Sizlere daha bir farklı ülke, daha büyük bir Türkiye, daha güçlü bir Türkiye emanet etmek için doğumunuzdan başlayarak her aşamada sizlere en iyi imkânları sunmanın mücadelesini veriyoruz."

 

"F Klavye Hassasiyetinin Gözetilmesini İstiyorum"

Türkçe için en uygun klavyenin “F klavye” olduğuna da dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "Biz tabletlerimizi F klavyeli olarak hazırlıyoruz. Bu hassasiyeti sizlerin de gözetmenizi rica ediyorum. Özellikle bilgisayar üreticilerinin, satıcılarının bu hassasiyeti gözetmelerini istiyorum. Güçlü bir Türkçe için Türkçemizin ne kadar zengin olduğunu dünyaya haykırabilmek için bu adımı atıyoruz. Aynı şekilde güzel Türkçemizin bozulmaması, yabancı bilgisayar terimlerinin çocuklarımızın Türkçesini bozmaması için de sizlerden hassasiyet bekliyorum” dedi.

 

"Türkiye´nin Çocukları, Her Şeyin En İyisine Layıktır"

"Türkiye´nin çocukları, her şeyin en iyisine layıktır" diyen Başbakan Erdoğan, "Onun için biz, ´Türkiye´de bütçeden en fazla payı eğitime ayıracağız´ dedik ve bugüne kadar da eğitime ayırdık. Bunu gerçekleştirdik. Her yıl bütçemizden en fazla kaynağı eğitime ayırıyoruz. Çocuklarımızın, gençlerimizin sizlerin en iyi eğitimi alabilmeleri için kadroda birinci sırada en fazla kadroyu eğitime tahsis ediyoruz. Derslik okul sayıları yetersiz kalıyordu. 79 senede Cumhuriyet tarihinde inşa edilen derslik sayısının yarıdan fazlasını biz şu 11 yıl içinde inşa ettik. Çünkü yeterli değildi. Az önce ifade ettiğim gibi 60 öğrenci, 70 öğrenci bunların ders yaptığı derslikler. Onun için 11 yılda 205 bin yeni derslik açtık ve sınıflardaki bu sayıyı azalttık. Hedef 30 öğrenci ve aşağısı. Buna yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Sonra başka bir şey daha yaptık. Ders kitaplarındaki karmaşayı ortadan kaldırdık. Şu anda siz okullar başladığında sınıflarınızda, sıralarınızın üzerinde birinci hamur kâğıttan kitaplarınızı bulabiliyorsunuz. Türkiye´nin dört bir yanında artık bu var. Ücretsiz olarak bütün bunları yavrularımıza teslim ediyoruz. Bu bir lütuf değildir. Bu sadece devletin vatandaşına karşı, yavrularına karşı görevini yerine getirmesi olayıdır. Bu eskiden böyle değildi ve devlet öğrenciye kitap, defter böyle bir şey vermezdi. Öğrenci kendi sağlar, bulurdu. Günlerce kitap peşinden koşardı. Bu sorunu ortadan kaldırdık ve bundan sonraki süreçte de aynı şekilde devam eder. Şimdi bu yıldan itibaren özel okullarda artık ders kitaplarını biz vermeye başlıyoruz. Çünkü o okullarda da sıkıntı olsun istemedik" ifadelerini kullandı.

 

"Yoksul Da Olsa Her Çocuk Mutlaka Eğitim Alacak"

Eğitimde bir başka sorunun da yoksul ailelerin çocuklarının eğitimiyle ilgili olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bazı aileler çocuklarını okula göndermek için yeterli imkâna sahip değildi. ´Anne baba yoksul diye çocuk okuldan uzak kalamaz´ dedik. ´Yoksul da olsa her çocuk mutlaka eğitim alacak´ dedik. Yoksul aileye destek sağlamaya başladık. Artık her ay bu ailelere, çocuklarını okula gönderebilmeleri için belli miktarda katkıda bulunuyoruz. Bütün çocuklar eğitim alsın, hem de iyi eğitim alsın diyerek zorunlu eğitimi 12 yılı çıkardık, 4+4+4. Kesintisiz eğitime son vererek, meslek liselerinin önünü açtık. Siz öğrencilerimiz için yeni seçmeli dersler belirledik. Kuran-ı Kerim, Siyer-i Nebi, dil dersleri, hukuk ve adalet derslerini seçmeli yaptık. 11 yıl önce okullarımızda 19 bin laboratuvar vardı. Şu anda 305 bin laboratuvar var. 12 bin kütüphanemiz vardı, şu anda 22 bin kütüphanemiz var."

Süreçte emeği geçenleri kutlayan Başbakan Erdoğan, eğitim camiasına bu yeni süreçte başarı diledi. Tablet bilgisayarların hayırlı olması dileğini ileten Başbakan Erdoğan, "Allah hepinize zihin açıklığı versin" diyerek konuşmasını tamamladı.

 

“Etkileşimli tahtalarda FATİH Sınıf Yönetim Yazılımı Geliştirildi”

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise, tabletlerde ve etkileşimli tahtalarda FATİH Sınıf Yönetim Yazılımı´nın geliştirildiğini belirterek, bunun orta vadede sınavların kaldırılarak ders içi başarıları esas alan bir sistemin oturtulmasına yardımcı olacağını söyledi. Bakan Avcı, “Öğretmenlerimiz bu yazılım yardımıyla istedikleri derslerin istedikleri süreçlerini dijital ortama aktararak öğrencileriyle paylaşabilecek. Hazırladıkları soruları öğrencilerine gönderip küçük sınavlar yapabilecek, onlarla ihtiyaç duydukları süre boyunca temas içinde kalarak, gerekli gördükleri malzemeyi paylaşabilecekler. Bu da orta vadede sınavları kaldırarak, ders içi başarıları esas alan bir sistemi oturtmamız konusunda bize çok yardımcı olacak" dedi.

Projede görev alan isimsiz kahramanların, bugüne kadar on binlerce tablet bilgisayarı öğrencilerle buluşturduklarını anlatan Bakan Avcı, Mart ayı sonuna kadar bu sayının 675 bini bulacağını bildirdi.

Proje kapsamında sınıfların akıllı tahtalarla donatıldığını, binlerce kilometrelik ağ altyapısının kurulduğunu, ağ altyapısına ulaşılamayan kırsal bölgeler gözden çıkarılmadan 4 bin okula uydu bağlantısı yapıldığını dile getiren Bakan Avcı, “Toplamda 500 bin dersliğimizin hepsinde etkileşimli tahta bulunacak ve 50 bin okulumuzun hepsi internet bağlantısına sahip olacak. Bütün okullarımızdaki öğretmenlerimize, ortaokul ve lisedeki öğrencilerimize toplam 10 milyondan fazla tablet bilgisayarı ve her okulumuza çok fonksiyonlu fotokopi makinelerini dağıtacağız´´ diye konuştu.

 

“FATİH Projesi Kapsamında EBA’yı Kurup Geliştirdik”

Bakan Avcı, FATİH Projesi’nde en çok bunların bilindiğini ancak projeyi çok önemli ve özel kılanın çocuklara, öğretmenlere ve okullara sağlanan araç gereç olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

"Projede görev alan arkadaşlarımız en başta eğitim içeriği olmak üzere projenin başarısı için gereken emek ve yoğun bileşenler konusunda olağanüstü çaba harcadılar, harcıyorlar. Bu kapsamda Eğitim Bilişim Ağı’nı (EBA) kurup geliştirdiler. Şimdiye kadar EBA bünyesinde 5 binden fazla ders anlatım ve tanıtım videosu, kazanımlara yönelik 3 binden fazla sesli metin, 50 binden fazla görsel malzeme, binden fazla dergi, bin 500’e yakın kitap yayımlandı. Ayrıca 11 kamu portalı, öğretmen ve öğrenciler için 43 eğitim portalı ve özellikle öğretmenlerimize özgü 27 portal oluşturuldu. Bunların yanı sıra 2 bin 222 haber de EBA üzerinden yayımlandı. Dünya çapında kullanılan eğitim kaynakları bulut teknolojisiyle EBA içeriği olarak öğretmen ve öğrencilerimizin kullanımına sunuldu."

FATİH Projesi´nin en öncelikli hedefinin öğretmenlerin işlerini daha iyi yapabilmesi için imkân sağlamak olduğunun altını çizen Bakan Avcı, projenin öğretmenlere bugüne kadar hayal bile edemedikleri fırsatlar ve imkânlar sağlayacağını söyledi. Bakan Avcı, proje kapsamında, coğrafi karar destek sistemi, kimlik yönetim sistemi, veri merkezi, çağrı merkezleri, lokal sunucular, MMS sistemi, karar destek sistemi, e-posta, sınıf yönetimi, EBA portal, EBA market, bulut hesabı, ödev paylaşımı, bireysel üretim materyalleri, içerik geliştirme stüdyosu gibi sistemlerin de geliştirildiğini anlattı.

 

"Hepsini Bizim Uzmanlarımız, Bizim Öğretmenlerimiz Yapıyor"

Yazılımların yurt dışından da edinilmesi imkânı olduğunu belirten Bakan Avcı, şöyle konuştu:

"Şunu da gururla ifade edeyim bunların hepsini bizim uzmanlarımız, bizim öğretmenlerimiz yapıyor. Bunların birçoğu için yurt dışından yazılım edinilmesi imkânı vardı. Ancak gençlerimiz kolaya kaçmadılar ve zoru seçtiler. Projenin sadece bir başlangıç olduğunu, zamanla geliştirilmesi gerektiğini bildiklerinden süreç içinde ihtiyaç duyulabilecek bütün bilginin Türkiye’de birikmesi amacıyla her şeyi ülkemizin imkânlarıyla yapmaya özen gösterdiler. Günümüzde en önemli toplumsal kaynağın insan olduğu zaten biliniyor. 12 yıllık icraatın temeli de insandır. Kendi insanımıza güvenerek ve o potansiyeli harekete geçirerek, kendi insanımıza hizmet etmek şiarıyla hareket ettik. Bugün burada 12 yılık icraat tacına belki de en değerli taşı ekliyoruz. Çocuklarımızı Hazreti Ali´nin buyurduğu gibi ´onların çağına hazırlamak için´ hazırlanmış bir projeyi yaygınlaştırmaya başlıyoruz."

Bugüne kadar gelişmiş ülkelerin insanlarının sahip olduğu imkânlara kavuşulması için çok şey yapıldığına dikkat çeken Bakan Avcı, "Bugünse çocuklarımız gelişmiş ülkelerdeki akranlarının bile sahip olmadığı imkânlara kavuşuyorlar. Cumhuriyetimizi kuranların hayallerini gerçekleştiriyor, takip eden değil takip edilecek bir ülke olma konusunda çok önemli adımlar atıyoruz. Bu proje, bütün bir Cumhuriyet tarihinin birikiminin ve iddiasının eseridir" diye konuştu.

 

"Merhum Turgut Özal´ın Hayali"

Projede emeği geçen eski millî eğitim bakanlarına da teşekkür eden Bakan Avcı, şunları kaydetti:

"Sayın Başbakanım size ayrıca ve özellikle teşekkür ediyorum. Bundan 25 yıl önce merhum Turgut Özal, 18 Temmuz 1988’de 12. Millî Eğitim Şurası´nın açılışında yaptığı konuşmada, ´bilgisayarın göze ve kulağa hitap eden modern eğitim araçları, okullarımızda kullanılır hale getirilecektir. Hükümet programımızda eğitim ve öğretimde 1 milyon bilgisayar kullanılması hedef alınmıştır´ dediği zaman genç bir bakan müşaviri olarak çok heyecanlanmıştım. Aynı heyecanla dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel’in talimatıyla Avrupa Konseyi 16. Eğitim Bakanları Daimi Konferansı´na sunulmak üzere Enformasyon Toplumu ve Eğitim Sistemlerine Etkileri başlıklı Türkiye ulusal raporunu hazırlamıştım. Ne yazık ki Sayın Özal’ın vefatı ve onu izleyen koalisyonlar döneminde bu hayati proje de kendisine sahip çıkacak güçlü bir siyasi iradeyi bekledi. Size bu yüzden ayrıca ve özellikle teşekkür ediyorum. Sadece Millî Eğitim Bakanı olarak değil merhum Özal’ın eğitime bir milyon bilgisayar hayalini 10 misli katlayarak hayata geçirdiğiniz için eski bir Başbakan Müşaviri olarak da teşekkür ediyorum. Bugün Millî Eğitim Bakanı olarak FATİH Projesi´ni başlatan ve desteğini hiç esirgemeyen siyasi iradenin başı olan size, bütün çocuklarımız ve öğretmenlerimiz adına teşekkür ediyorum."

 

“Türkiye, Avrupa´nın En Önde Gelen Ülkelerinden Biri Haline Geldi”

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan da, yapılan bu yatırımların temel hedefinin, Türkiye´nin bilgi çağında "gelişmiş ülkeler liginde" yer alması, gençlerin, firmaların ve Türkiye´nin dünyayla rekabet edebilecek güce kavuşması olduğunu vurgulayarak, "Bu çağın motor gücü bilgidir. Bilgiye sahip olan ve onu iyi kullanan toplumlar, hep diğer toplumların önünde olmuşlardır. Bilgi toplumunun ana aktörü ise gençler ve çocuklardır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi bilgisayar okuryazarı yapmak ve dünyada kendi muadilleriyle rekabet edebilmesini sağlamak amacıyla okullarımızın tamamında bilgisayar sınıfları oluşturduk. Tüm okullarımıza geniş bant internet götürdük. Kablolu ve kablosuz erişim imkânı bulunmayan 5 bin 200 köy okuluna uydu üzerinden internet bilişim altyapısı götürdük. Yaklaşık 22 bin okula bilgisayar teknolojisi sınıfı kurduk. Bunlara eşzamanlı olarak ise bilgisayar okuryazarlığının tabana yayılması için kütüphanelere, halk eğitim merkezlerini, mesleki eğitim merkezlerine, kışlalara, beldelerimize, köylerimize 3 binin üzerinde kamu internet erişim merkezleri kurduk. Vatandaşların kamu hizmetlerini elektronik ortamdan almalarını sağlayan e-devlet projelerini gerçekleştirdik. Yapılan bu hizmetlerle Türkiye, bilgisayar okuryazarlığında Avrupa´nın en önde gelen ülkelerinden biri haline geldi" dedi.

Konuşmaların ardından Başbakan Erdoğan,  Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, eski Millî Eğitim Bakanları Nimet Baş, Ömer Dinçer, Vehbi Dinçerler ve Hasan Celal Güzel´i platforma davet ederek, Ankara ve ilçelerinde bulunan okullardaki 17 öğretmen ve 17 öğrenciye tablet bilgisayarlarını teslim etti. Başbakan Erdoğan, tabletlerin dağıtımının ardından öğrenci ve öğretmenlerle hatıra fotoğrafı çekildi.

Başbakan Erdoğan, daha sonra Van, Rize, Samsun, Antalya, İzmir ve Edirne´ye video konferans sistemiyle canlı bağlantı kurarak öğretmen ve öğrencilere tablet bilgisayarların dağıtımını yaptırdı.

Canlı bağlantılara, İçişleri Bakanı Efkan Ala Van´dan, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı Rize´den, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Antalya´dan, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Eski Bakanı Binalı Yıldırım İzmir´den, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da Edirne´den katıldı.

Başbakan Erdoğan, İzmir´e yapılan bağlantı sırasında, tablet dağıtımı dolayısıyla Samsun´da bulunması gereken Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç´ın, millî bir sporcunun geçirdiği kalp krizi dolayısıyla İzmir´e gittiğini belirterek, "Bir tekvandocumuz müsabaka esnasında kalp krizi geçirerek ebediyete intikal etmişti. Kendisini oradan bizim ambulans jetlerle aldırdık. Gençlik ve Spor Bakanımız da o vesileyle İzmir´e geçti" dedi.

Başbakan Erdoğan, bağlantı yapılan illerde de çocuklardan tablet bilgisayarlarını havaya kaldırarak görüntü vermelerini istedi.