YALNIZIZ DOSTLARIM YALNIZ

               Dalaman’dan bir tanıdığım var, yıllardır her Cuma sabahı erkenden telefon açar ve Cuma günümü kutlar. Müslümanların kutsal günleri ve ayları vardır. Bu günlerin ve ayların en önemli özelliği “insan” merkezli olmalarıdır.  Sözgelimi Cuma günleri insanlar bir yandan Pazar ihtiyaçlarını görür bir yandan eşi dostuyla görüşür, bir yandan da Cuma namazını eda ederek Allah’a kulluk görevini yerine getirmiş olur. Aynı durum Bayram ve Kandil günleri için de geçerlidir. Bu günlerde de insanlar dostlarını arayarak mübarekleşirler.

               Peygamberimizin dostluk ve cemaat hayatını ne kadar teşvik ettiğini, insanlarla birlik ve beraberlik içinde olmayı ne kadar tavsiye ettiğini bilmeyen yoktur. Bunun en özgün örneği “selamlaşma”da görülür. Dinimize göre iki insan her fırsatta selamlaşmalıdır. Bu, dostlar için daha da zaruri bir ihtiyaçtır. Eskiden insanlara selam gönderilirdi. Bunun “kuru selam” olmasının da bir mahzuru yoktu. Selamdan daha önemlisi görüşme, el sıkışma ve kucaklaşmadır. Vakit ve imkân varken dostlarla dostça iki çift laf etmek ne güzeldir! Eskiden bunlar ancak yüz yüze ya da mektupla yapılabiliyordu. Şimdi ise telefonla yapılabiliyor. Mesafe ne kadar uzak olursa olsun, görüntülü görüşmek bile mümkün.

               Bazı dostlar mesaj attıkları zaman bayramı ya da kandili, doğum gününü kutladıklarını, dostlarının sevincini paylaştıklarını düşünüyor. Hele toplu mesaj da atarak kutlama yaptığını sananlar yok mu? Son zamanlarda kullanılan güzel bir sözcük var: İnsanlara dokunmak. Siyasetçiler seçmenlerin ellerini sıkıyorlar. Onlarla kucaklaşıyorlar. Onca işin arasında insanlara dokunuyorlar. Toptan mesaj atmayı onlar da pekala becerebilirler. Ama onlar biliyorlar ki insanlara dokunmak lazım. Dokunmadan olmaz.

               Günümüzde kime insanların yalnızlaştığından, kimsenin kimseye ihtiyacının olmadığından söz etsem cevabı hazır: İnsanların hepsi dünya telaşesinde. Kimsenin kimseyi görecek hali yok… İyi de kardeşim bir dakikalık bir görüşme ile arkadaşınızın dostunuzun gönlünü alabilir, dostluğunuzu sağlamlaştırabilirsiniz. Haydi gün içinde böyle bir lüksünüz yok. Ayaklarınızdan ve kollarınızdan bağlısınız, bağımlısınız. Hiç olmazsa haftada bir, Cuma günleri yarımşar dakika dostlarınızı arayıp selamlaşmaya, gününü kutlamaya da mı vaktiniz yok? Eskiden okul bitirenler, işe girenler, terfi alanlar, evlenen, çocuğu olanlar kutlanır, sevinçleri paylaşılırdı. Her vesile insanları aramak, dostlukları köpürtmek için bir fırsattı. Şimdi yok.

               SOMSÖZ: HERŞEY GİDER, İNSAN KALIR.