21-30 Ekim tarihleri arasında Antalya Cam Piramit’te Kitap fuarı vardı. Bu yıl 12. si düzenlenen fuara yerli ve yabancı yayınevleri katıldığı gibi birçok yazar da kitaplarını imzalıyordu. Antalya’nın yerel sanatçıları için de bir yer vardı.
Biz fuara 30 Ekim Pazar günü gittik. Fuarda İş Bankası, Yapı Kredi Bankası, Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu gibi geniş yayın yelpazesi olan yayınevleri vardı. Bu yayınevleri hem çok kitap yayınlıyor, hem de telif ücreti olmayan yayınları yayınlıyor. O yüzden fiyatları düşük. Zaten Diyanet İşleri Başkanlığı, İş Bankası yayınlarının Antalya’da satış yerleri var. Eskiden Kültür Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı da önemli eserleri kamu yararına basar, illerdeki satış yerlerinde ucuz fiyata satardı. Tabii biz enikonu dolaşmak fırsatı bulamadığımız, bir de son gün gittiğimiz için hepsini ziyaret etme fırsatı bulamadık. Geniş ürün yelpazesi olan D&R, Can, TİMAŞ, İskele, İthaki, İnkılap ve Epsilon yayınları da stantlar açmışlardı. Çocuk kitapları konusunda da epey yayınevi katılmıştı. Bir kişisel gelişim kitapları basan yayınevi, bir tane de Rus yayıncı vardı.
Ortaokul ve Liseye hazırlık kitapları için geniş bir mekan ayrılmış, bu alanda ürün veren epey yayınevi, stant açmıştı.
Antalya Kitap fuarı diye İnternete girerseniz birçok yayınevini, katılımcı yazarları, söyleşilerini ve kimlerin kitabını imzaladığını zaten orada görüyorsunuz.
Ben size fuarın hem kitap, hem de yazar bakımından doyurucu olduğunu söylemekle yetineceğim. Son gün olmasına rağmen hem fuarı dolaşan, hem de kitap imzalatmak için bekleyen her yaştan birçok insan vardı. Tabii alan kişiler de.
Benim asıl söz etmek istediğim Antalya’da kitap yazan, hem de farklı türlerde yazan kadın erkek birçok yazar varmış. Bunu sevinerek fark ettim. Bazıları ile söyleşmek nasip oldu. Ben onların hepsine “güzel insan” diyorum. Bu güzel insanların size, bize söyleyecek sözleri olmalı ki üşenmemişler, oturup yazmışlar. “Ben yazamam, ben yapamam, benim düşüncelerime kim itibar edecek?” dememiş ve heybelerindeki güzellikleri bize sunmuşlar.
Her zaman söylüyorum: Antalya, dünyanın en güzel kenti. Doğa da tarih de, kültür de… Hepsi hepsi var. Bu zenginliklerin zamanın elinden kurtarılması ve insanlara aktarılması gerek. Ama şiirle, ama öyküyle, ama düşünce yazılarıyla… Bu konuda Antalyalıları gayretli gördüm ve sevindim.
Bu tür kitap fuarları yazarla okuyucuyu bir araya getirir ve çocuklarımızın da içindeki yıldızları parlatabilir. Tabii yazarların topluma açık söyleşileri de genç yaşlı bütün insanlarımıza bir şeyler ekleyecektir. Gönül ister ki özellikle gençlerimiz ve çocuklarımız bu fuarlara muhakkak katılsınlar ve yazarlarla tanışsınlar. Bu, onların içindeki atom santralında işlemin başlamasını sağlayabilir. Her yıl, çok değil, iki çocuğumuz meydana atılsa on yılda Türkiye’yi değiştirecek 20 tane Antalya’nın çocuğu olur. Muhteşem bir rakam bu.
SOMSÖZ: KİTABA YATIRIM, İNSANA YATIRIMDIR.