Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ocak ayı meclis toplantısı elektronik ortamda gerçekleştirildi.

Yönetim Kurulu Üyesi Erol Erkan’ın vefatı nedeniyle duygusal atmosferde gerçekleşen törende bir konuşma yapan ATSO Başkanı Davut Çetin, “Bugün hepimiz için çok zor bir meclis toplantısı yapıyoruz. Erol Erkan ağabey, 40 yıldır tanıdığım, Eski Sanayi’den komşum olan, 8 yıldır da yönetim kurulunda beraber çalıştığım çok değerli bir dostumdu. Kendisini hepiniz biliyorsunuz, çok değerli, neşeli, çalışkan, yardımsever bir insandı. Odamızın bir çok projesinde aktif rol alıyordu. URGE projelerindeki heyecanını, katkılarını unutamam. 4-5 yıldır Akdeniz Üniversitesi Ayşe Sak Uygulamalı Yüksek Okulu Lojistik ve Pazarlama Bölümleri ile yürüttüğümüz staj programlarının başındaydı. 175 öğrenciye tek tek staj yeri buldu, gençlere diksiyon eğitimleri aldırdı, bir kısmının iş bulmalarına vesile oldu. Toplu işyerleri konusuyla ilgili bizzat çalıştı. 2018 yılından beri ATSO Vakfı’ndaydı, BAGEV’de Odamızı temsil etti. Gerçekten çok güzel, kente dokunan, iz bırakan çalışmalar yaptı. Tüm Erkan Ailesi’ne, lojistik sektörüne, camiamıza baş sağlığı diliyorum. İyi bir dostu, çok değerli bir ağabeyimizi kaybettik. Mekanı cennet olsun” dedi.

Kira desteği ve yeni kredi paketi talebi

Konuşmasında sektörlerden gelen taleplere ve öne çıkan birkaç konuya da değinen Davut Çetin, pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkisinin devam ettiğini, iş hacmi düşen ya da kapalı olan iş yerleri için en önemli konuların başında “kira” sorununun geldiğini kaydetti.

İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılan işletmeler için yeni mücbir sebep ilan edildiğini ve vergilerin ertelendiğini belirten Başkan Çetin, “Bunlar uzun zamandır beklediğimiz olumlu adımlardır. Ancak bizim en önemli beklentimiz kira konusundadır. Kira konusu ile ilgili Odalar ve Borsalar Birliği yoğun şekilde çalışıyor. Nitekim, Bütün odalardan TOBB’a iletilen en önemli sorunun da kira olduğunu görüyoruz. Ben de bu konuyu 19 Mart’tan bu yana her platformda dile getiriyorum. Üyelerimizin kira sorununun çözümü konusunda mülk sahibi ile kiracıyı karşı karşıya getirmeyen yeni bir adım atılmasını temenni ediyoruz. 750’şer lira gibi destek rakamlarının bizim üyemizin yarasına merhem olması mümkün değil. Küçük esnaf için 750 lira önemlidir ama hacimli işletmeler bu konuda büyük sorun yaşıyorlar. Bu konuda muhakkak uzlaşma ortamı yaratılmalı. Kiracısına destek veren, kirasını almayan, kirasını düşüren artış yapmayan mülk sahipleri de var ama bu konuda kalıcı bir çözüm beklentimiz devam ediyor.” diye konuştu.

Turizmin ayağa kalkabilmesi için Covid19’un belini kırdığımızı göstermemiz gerekiyor

Ekonominin geleceğini görebilmek adına yürütülen aşılama sürecinin başarılı olmasını temenni ettiğini kaydeden Başkan Çetin, aşı konusunda Antalya ilinin ve bazı sektörlerin öncelikli olması gerektiğini de vurgulayarak şunları kaydetti:

“Aşılar gelmeye başladı. Sağlık çalışanları, eczacılar ve doksan yaş üstüne aşılama başladı. Bazı arkadaşlarımız turizm sektörü gibi sektörler aşıda öncelikli olsun diyorlar. Turizm bizim açımızdan kuşkusuz önceliklidir, ama aslında toplu mekanda, kalabalık çalışma ortamları olan bütün işyerlerinde aşı gereklidir. Muhakkak turizm sezonu gelmeden tüm turizm çalışanları aşılanmalıdır. Turizm çalışanı derken, sadece otel çalışanını kastetmiyorum turizm taşıması yapandan, hediyelik eşya satanına, tekstil mağazasında satış yapandan, birebir turistle ilişkili olan bütün kesimlerin tamamının aşılaması gerekiyor. Bana göre 25 kişi üzerinde işçi çalıştıran bütün işletmelerin öncelikli olması lazım. Ülkeye net döviz girdisi sağlayan turizm sektörünün ayağa kalkabilmesi için, Antalya olarak Covid19’un belini kırdığımızı Nisan sonuna kadar ilan etmemiz gerekiyor.”

Yerel yönetimlerden kararlı bir duruş bekliyoruz

Antalya kamuoyunda, Konyaaltı Sahili’nde yapılmak istenen çok katlı bir yapı ve AVM konusunun gündemde olduğunu belirten Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kentimizin konuşarak ortak akılla çözmesi gereken sorunları var. Son dönemde gündemde kent siluetini bozacak yeni bir AVM ve rezidans projesi bulunuyor. Antalya’da halen bir kat yüksekliği standardı yok, oysa kat yüksekliği, kent estetiğinin koşuludur. Olması gereken kent siluetinin planlanması, her semtin yüksekliğinin belli olmasıdır. Deniz kenarında olmamak kaydıyla, iç veya arka bölgede bir yer yüksek katlı kuleler için ayrılabilir. Antalya gibi dünya güzeli bir yeri betona ve çirkinliğe yeteri kadar boğduk, artık yeter. Yerel yönetimlerimizden bu konuda kararlı bir duruş bekliyoruz. İmar kararı ne zaman çıkmış olursa olsun, kim izin vermiş olursa olsun, artık dur demeliyiz.

Düden’de su kirliliği kent suçudur

Yine bir başka kent suçuna Düden’de şahit olduklarını söyleyen Çetin, Antalya’nın doğasına sevgi duymayanlar, sorumluluk hissetmeyenlerin hiç olmazsa Antalya’nın denizden ve topraktan para kazandığını dikkate almaları gerektiğini söyledi. çetin, " Düden’deki balık ölümleri ve yaşanan kirlilik kabul edilebilir değildir. Bazı işletmelere ceza kesilmiştir, bazıları tarımsal atıkların bu felakete neden olduğu söylemektedir. Halen kirliliğin nedenini bile net olarak bilmiyoruz. Bu konular bu şehrin en önemli konularıdır. Çünkü Antalya doğasıyla, deniziyle, kumuyla para kazanan bir şehirdir. Hepimiz bu şehri estetiğiyle, görüntüsüyle, sağlığıyla, korumak zorundayız. Onun için bunlar oturup konuşulmalı ve bir daha tekrarlanmaması için nelerin yapılması gerektiği değerlendirilmelidir." dedi.

PTT Kampının Satışı

Konuşmasında PTT kampının satışını da değerlendiren Çetin, Antalya’da kamuya ait arsa, arazi ve binaların kurumlara gelir sağlamak için satışının yanlış olduğunu iddia etti. Çetin, " PTT Kampını, PTT kullanmayacaksa yerel yönetime devredilir, park yapılır, eğitim tesisi yapılır. Fakat özel mülkiyete satışı hatta belki de yeni bir otel yapılması yanlıştır. PTT arazisi niye satılıyor, otel mi yapılacak bilmiyoruz. Turizmde yeni yatağa ihtiyacımız yoktur. Burası zaten kamunun malıdır. Kamunun malı olarak da kalmalıdır. Önümüzde bir EXPO örneği var. Bu kentin tüm paydaşları hep birlikte bu konuları konuşmalıdır.Bu şekilde devam edersek bu muhteşem şehri kaybederiz. Bu kentte Antalya’nın ortak menfaatleri için oturup konuşma, sorunları birlikte masaya yatırma ve çözüm üretme kültürü vardır. Pandemi süreci bizleri birbirimizden biraz uzaklaştırdı. Ancak böyle konular mazeret kabul etmez. İnanıyorum ki, kent dinamiklerinin de katkısı ile Antalya için doğru olan adımlar atılacaktır.” diye konuştu.

Kaynak: iha