İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı ortadan kaldırmayı amaçlayan, toplumda veya aile içinde şiddete maruz kalan kadınları korumaya yönelik politikalar geliştirmeyi hedefleyen, kadınların güvence olarak gördükleri değerli bir sözleşmedir.

AKP’nin MYK toplantısında İstanbul Sözleşmesi’nin feshi gündemdeydi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ve bazı isimlerin “Sözleşmeden çekilmemiz doğru olmaz” beyanına rağmen işinin uzmanlarına, kendi bakanlarına kulak asmayan AKP Genel Başkanı Erdoğan, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi gerektiğini dile getirmiştir.

Kadına yönelik şiddetle mücadelede referans olarak kabul edilen bu sözleşmeden çekilme kararı neye dayanarak alınmıştır?

Sözleşmedeki bazı ifadelerin Türk aile yapısına ve ahlaki değerlere aykırı olduğunu dile getiren iktidar sahipleri, kadına yönelik şiddetle mücadelede en kapsamlı ve güncel uluslararası yasal sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek bu tarz olaylarla nasıl başa çıkabileceğini, mağdurları nasıl koruyup, suçluları nasıl cezalandırabileceğini düşünmektedir?

Feshedilmeye çalışılan İstanbul Sözleşmesi, farklı ülkelerden yüzlerce uzman tarafından hazırlanmış ve ilk imzacısı Türkiye olmak üzere 34 devlet tarafından kabul edilmiş, kadınlar adına güvence niteliğinde bir sözleşmedir.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak, “Kadına şiddet abartılıyor. Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum. Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek. Türk kadını evinin süsüdür” diyerek kadına toplumda ikinci sınıf insan muamelesi yapan zihniyetin her daim karşısında durduk ve durmaya devam edeceğiz!

Kadına ve çocuğa karşı, fiziksel ve psikolojik her türlü istismar ve şiddeti konu alan, mağduru koruyan, suçluyu cezalandırmaya yarayan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı tamamıyla yanlıştır. Bu yanlışlıktan derhal dönülmesi gerekmektedir!
 

Nusret BAYAR

CHP Antalya İl Başkanı