Belediye başkanı Mustafa Köleoğlu seçileli 17 ay oldu. Yani 60 ayın dörtte biri gitti. Bu sürenin birazını acemilik, kadro oluşturma ve bizim de rahatsızlığımızdan dolayı görüşemeyişimize bağlayıp affettik. Normalde bir gazeteci duyduklarını bir elden geçirip birinci dereceden muhatabına sorduktan sonra ortaya atar. Biz de bugüne kadar sayın başkanla görüşmek için bir fırsat kolladıysak da böyle bir fırsatı bulamadık. Sadece başkanla değil,yardımcılarıyla da sağlıklı bir iletişim kuramadık.

Artık yazmak farz oldu.

Aldığımız duyumlara göre sayın başkan yardımcılarıyla bir araya gelip sorunlara danışarak çözüm bulmayı tercih etmiyor. Bu da herkesin ayrı telden çalmasına neden oluyor. Yani bir çeşit “kim kime dum duma” durumu. Ben kendi adıma bir kurumun bir halkla ilişkiler birimi olacağını, bu kurumun başındaki kişinin bütün toplantılardan, yapılan ve yapılması düşünülen işlemlerden kurumun en gizli sırlarından haberdar olması gerektiğini düşünüyorum. Kurumun iletişimi ancak böyle sağlanabilir: Şeffaf, hızlı ve eşgüdümlü.  

               Küçücük bir bakkal dükkânından ülke çapındaki işletmelere kadar her kurumun halkla sağlıklı ilişkiler kurmaya ihtiyacı vardır. Diktatörlerin bile. Çünkü herkes, itibarıyla iş görür. Kötü niyetli değilse itibarını yüksek tutmak ister.  Bir başkanın, müdürün, patronun temsil görevinin üstüne titremesinin nedeni de budur. Başkan ve müdür yanlış yaparsa ceremesini kurum, kurummensupları ve o kurumdan hizmet alanlar öder.

Kumluca belediyesinin yeni yönetimi yanlış üstüne yanlış yapmış, halkla ilişkilerden sınıfta kalmıştır.

Buradan soruyorum:

Başkan Mustafa Köleoğlu’na ulaşmak niçin bu kadar zordur?

Yönetimi devralır almaz KUMBEL niçin apar topar kapatılmıştır?

KUMBEL kapatılırken taraflar olan Kaymakam, İlçe Milli Eğitim Müdürü ve başkan yardımcıları ile bir toplantı yapılıp ortak bir çözüm yolu aranmış mıdır? Maksat üzüm yemek midir, bağcı dövmek mi?

KUMBEL’i kapattıktan sonra yeni bir üniversiteye hazırlık kursu açmak niçin bu kadar gecikmiştir?

KUMBEL’in faaliyet yaptığı binadaki tadilat bir yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen neden bitirilmemiştir?

Belediye binasındaki kargaşanın hâlâ giderilememiş olmasının nedeni nedir?

İşten çıkarma olmayacak diye söz verilmesine rağmen bilgi ve beceri isteyen birçok birimdeki elemanlar niçin hemen kapı dışarı edilmiştir?

Kararlar başkan ve yardımcılarının, gerekirse meclis üyelerinin toplanmasıyla ortak olarak mı yoksa yangından mal kaçırır gibi mi alınmaktadır? Eğer danışarak alınıyorsa bu istifalar ve huzursuzlukların nedeni nedir?

Söğütcuması şenliklerinde Cumhurbaşkanı’nın fotoğrafının asılması niçin itiş kakış meselesi yapılmıştır. Siz sorun çıkarmaktan mı,  yoksa sorun çözmekten mi yanasınız?

Sağda solda ne partilileri, ne Büyükşehir Belediye Başkanını ne de partinin seçilmiş milletvekilini dinlediğiniz, kendi başınıza buyruk olduğunuz söyleniyor. Hatta daha da ağza alınmayacak şeyler var. Böyle bir şey demokraside olabilir mi sizce sayın başkan?

Şu yol üstündeki Oto Galericiler Sitesi ile ilgili planınız nedir? Oranın hiç olmazsa temiz olması çok mu zordur?

Hastanedeki kantinin bir bahane ile hizmet veremez hale getirilmesi ne demek oluyor? Bu sorunun çözümsüz kalması kimin yararınadır başkanım? Oradan hasta yakınları yararlanıyordu. Hizmeti aksatmadan çözüm bulunamaz mıydı?

Toptancı haline petrol yapacağım diye oradaki işçilerin kaldığı binayı yıktınız. Peki, şimdiye kadar niye temel atmadınız? Hiçbir ön hazırlık yapmadan mı yıkım kararı verdiniz?

Son olarak Beykonak sahilindeki kıyıya kepçe sokulduğu ve kaplumbağa yuvalarının yerle bir edildiği ile ilgili haberler çıktı. Bu ülkede çevrecileri karşısına alarak başarılı olabilmiş bir yönetim var mı başkan? Orada bir işlem yapılacaksa bu işlem çevrecileri kızdırmadan yapılamaz mıydı?

Sokakların temizliği otomatiğe bağlanmış durumda. Bu iyi bir şey. Deniz obalarında yapılan düzenlemeleri de gördüm. Bitmemiş ama biterse güzel olacağını sanıyorum. Alınan yeni araçlara da (usulsüzlük söylentilerine rağmen) dökülmeye başlayıncaya kadar bir şey demiyorum. Ama bunları kırıp dökmeden, kendimize sövdürmeden yapmak mümkün değil miydi?

Yapılan işlerle ilgili birkaç soru sormak istiyorum, muhatap bulamıyorum. Böyle belediyecilik olmaz. Böyle halkla ilişkiler olmaz.

SOMSÖZ: BİLMEMEK AYIP DEĞİL, SORMAMAK AYIPTIR.