PSIKOTERAPI YARAR SAĞLAR MI?
Kognitif (bilişsel) davranışçı terapi, düşünsel duygulanımcı terapi, kişiler arası ilişkilere yönelen psikoterapi, dinamik yönelimli terapi, sanat terapisi farklı teori ve pratikleriyle depresyon tedavisind yarar sağlar. Hafif depresyonda psikoterapi öncelikli olarak seçilebilir. 
Terapistin değersizlik duygularınızı nasıl ele aldığı iyileşme için önemlidir. Değersizlik duyguları depresyonun anahtarıdır.
Yaptıklarınız sayesinde değer kazanamazsınız. Başarılar size tatmin getirebilir, ama mutluluk değil. Başarılara dayalı güven sahte bir özgüvendir.
Ayrıca benlik değeriniz görünümünüze, yeteneğinize, şöhretinize veya servetinize de  dayalı olamaz. Marilyn Monroe, Mark Rothko, Freddie Prinz ve bir çok ünlü intihar kurbanı bu acımasız gerçeği ispat etmişlerdir.
Depresyondaki bireylerin büyük bir çoğunluğu aslında çok sevilen insanlardır. Fakat bu hiç işe yaramaz, kendilerini sevmezler ve kendilerine güvenleri eksiktir. 
„İÇINIZDE BIR YERDE ESASEN KAYBEDEN OLDUĞUNUZDA ISRAR EDERKEN GERÇEKTEN HAKLI MISINIZ?“
İlk adım , iyi olmadığınızı söylerken hakkınızda söylediklerinize yakından bakmaktır. Olumsuz olayların önemi, tüm gerçekliğinize hakim olacak kadar artar ve gerçekten durumun çarpıtılmış olduğunu anlamazsınız.
Terapi seansı süresince uzayan sessizlikler daha fazla hayal kırıklığı yaşamanıza ve eleştirel iç sesinizle fazlasıyla meşgul olmanıza neden olabilir. Terapistin edilgen bir rol benimsediği bu tür yönlendirici olmayan bir terapi, sıklıkla daha fazla kaygı ve depesyona neden olabilir. Empatik ve ilgili bir terapistle duygusal boşalma sağlayarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Kendinizi ve yaşamınızı değerlendirme biçiminizde değişiklikler yapamadıysanız düzelme duygusu kısa süreli olacaktır. Size zarar veren düşünce biçiminizi ve davranışlarınızı değiştirmediğiniz sürece yeniden depresyona girebilirsiniz.  
DEPRESYONUN SEYRI NASILDIR?
Depresyon olgularının % 85 ya da daha fazlası bilinen olağan tedavi yöntemlerinden yararlanır. 
Tedavi edilmeyen olgular ise 6-24 ayda düzelirler. 
% 5-10 kadar olguda ise iki yıldan fazla sürer. 
Tedavi ile bu süre birkaç hafta ile birkaç aya indirilebilmektedir.
Tedaviye erken başlamak yanıt alma süresini kısaltır.
%10-15 olgu ise süregen seyir gösterir.
Başlama yaşı yönünden aynı aile bireyleri arasında ilişki vardır. 
Erken başlayanlarda yineleme olasılığı daha yüksektir.
Stres etkenleri ile başlaması arasında bir ilişki olabilmekle birlikte bu zorunlu değildir. Tedavi edilmezse Depresyon yaşam boyu ataklar ve yinelemelerle sürebilir 
DEPRESYON TEKRARLAR MI?
Depresyon yineleyici bir hastalıktır. Daha önce tekrarlamış olması tekrarlama olasılığını arttırır. Risk etkenleri;
· Kalıntı belirtilerin varlığı 
· Daha önce depresyon geçirmiş olmak 
· Kronik depresyon (distimi)
· Duygudurum bozuklukları için aile öyküsü 
· Anksiyete ve madde kullanımının depresyonla birlikte görülmesi 
· Depresyonun 60 yaş üzerinde başlaması 
DEPRESYONUN NEDENLERI NELERDIR?
Birçok psikiyatrik hastalıkta olduğu gibi depresyonda da tüm kliniği açıklayacak bir model bulunmamaktadır. 
Genel kabul gören görüş beyinde kimyasal iletimde rol alan maddelerle ilgili bir dengesizliğin olmasıdır.
Bu dengesizlik çevresel nedenlerden etkilenmektedir.  
UYKU BOZUKLUKLARI DEPRESYONA NEDEN OLABILIR MI?
Uyku sorunu depresyonun önemli bir belirtisi olması yanında depresyona da neden olabilir. 
Son yıllarda uzun süreli uykusuzluğun depresyona yol açabileceği konusunda kanıtlar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle uyku düzeninin sağlanması tedavinin temel amaçlarından biri olmalıdır. 
Bu amaçla olguların alkol almaları uyku sorununu genellikle kötüleştirmektedir. 
İLAÇLAR DEPRESYONA NEDEN OLABILIR Mİ?
Birçok tansiyon ilacı, 
Kalp ilaçlari  
Ağri kesici ve romatizma tedavisinde kullanilan ilaçlar
Antibiyotikler 
Hormonlar, kolinerjik ilaçlar, organik çözücüler
Ruhsal yapi ve sinir sistemi üzerinde etkisi olan bazi ilaçlar
Alkol 
Bağımlılık yapıcı madde ve alkol yoksunluğu
            TIBBI NEDENLER DEPRESYONA NEDEN OLABILIR MI?
Birçok enfeksiyon hastaliği, 
Tümörler, kanserler
Kalp ve solunum sistemi hastaliklari, 
Birçok merkezi sinir sistemi hastaliği,
Genel beden travmalari, 
Metabolik , endokrin hastalıklar (guatr gibi)  
Beslenme sorunlari, 
Mide-barsak sistemi  hastaliklari, 
Kollagen doku (bağ dokusu) hastaliklari gibi 
Hastanede yatan olgularda olasilik daha da artar.  
DEPRESYON BELIRTILERI YAŞLA DEĞIŞKENLIK GÖSTERIR MI?
Yaşlılarda depresif duygudurum sık olmakla birlikte duygusal ifadelerde azalma daha sık izlenir. 
Apati, yorgunluk , yoğun bir bunaltı hissi ve uyku sorunları sık olarak ifade edilirken çökkünlük pek ifade edilmez. Bedensel belirtilerin yaşlılarda tıbbi durumlara bağlı olma olasılığını da unutmamak gerekir.  
DEPRESYON OLGULARINDA INTIHAR OLASILIĞI NE KADARDIR? 
Intihar oranı ülkemizde her ne kadar Batı Ülkeleri ile kıyaslandığında daha düşük görünse de son 20 yılda% 85 artış göstermiştir. 
İstatistiklere baktığımızda intiharın gençler ve genç erişkin nüfusta artış gösterdiğini görmekteyiz.
Türkiye'de her 8 saatte bir 29 yaş altında bir genç ya da ergen intihar sonucu hayatını kaybetmektedir ve. Bütün bu rakamlar intiharın ne kadar önemli bir sağlık sorunu olduğunu göstermektedir
Duygudurum bozukluğu gösterenlerde intihar düşünce ve eylemleri % 20-40 kadardır. İntiharları gerçekleştirenlerin geçmişlerinde de intihar girişimleri bulunmaktadır.
İntihar riski belirtilerin şiddeti ile her zaman bağlantılı değildir. 
Yaşlılarda intihar olasılığı gençlere göre iki kat daha fazladır.
İntiharla ilgili konuşanlarda olasılığın daha az olduğu düşüncesi yanlıştır. 
Hastanede yatan olgularda intihar girişimi oranı % 15 kadardır.
Depresyon olgularının % 15’i intiharla ölmektedir. 
Tüm intiharların % 70’i depresyon olgularıdır.  
DEPRESYON OLGULARININ HASTANEYE YATMASI ZORUNLU MUDUR?
Depresyon tedavisinde hastaların yatırılması genellikle gerekmez. Aşağıdaki özellikleri taşıyan hastaların yatması gerekebilir. 
v Ciddi intihar düşünceleri gösterenler
v İntihar planları yapanlar
v Kendine ve çevreye zarar verme eğilimi olanlar
v Gıda reddi olanlar
v Ayaktan tedaviyi sürdürme güçlükleri
v Psikotik özellik gösterenler
v Ciddi intihar girişimi olanlar
DEPRESYON GENETIK BIR HASTALIK MIDIR?
Hem depresyon hem de bipolar bozukluk (iki uçlu hastalık) ailesel yatkınlık gösterir.
Yakın akrabalarda bu iki hastalığın görülme sıklığı genel topluma göre 2-5 kat daha fazladır. 
İkiz çalışmaları da genetiği desteklemektedir. Ancak genetik etkiler yatkınlık düzeyindedir. Depresyon hastalığı çevresel stres etkenlerindeden önemli ölçüde etkilenir.  
DEPRESYON TEDAVI EDILEBILIR BIR HASTALIK MIDIR?
Depresyonda tedavide işbirliği yapan hastalarda tedavinin başarısı hemen hemen kural gibidir. Olgular tedaviye yüksek oranda yanıt verir.  
İYILEŞTIKTEN SONRA ILAÇ KESILMELI MIDIR?
Depresyonu süreğenlik kazanmasında ve yinelemesinde en önemli nedenlerden birisi eksik tedavidir. 
İlk kez tedaviye alınanlarda tedavi süresi yaklaşık 6 ay-1 yıldır. 
Bu süre sonunda kalıntı belirtiler varsa süre uzatılır. 
Yineleyen olgularda da tedavi süresi uzamaktadır.  
ANTIDEPRESAN ILAÇLAR MUTLULUK ILACI MIDIRLAR? BAĞIMLILIK YAPARLAR MI?
Antidepresan ilaçlar depresyon olgularında duygudurumda yükselmeye neden olmakta, depresyonu tedavi etmekte, ancak normal duygudurumu değiştirmemektedir. 
Öfori(aşırı neşe hali) yapmazlar.
Fiziksel bağımlılığa neden olmazlar.  
ANTIDEPRESAN ILAÇLAR DIĞER ILAÇLARLA ETKILEŞIR MI?
Tamamının olmasa bile bazılarının ciddi etkileşmeleri olabilir. 
Bu konuda en doğru yaklaşım tedavi eden hekimden bilgi almaktır.  
YENIDEN HASTALANMAMAK IÇIN NE YAPILMALIDIR?
Bu konuda en uygun yol doktorunuzun önerilerine uymaktır. 
Yineleyen depresyonlarda en önemli neden gerek ilacın dozu gerekse tedavi süresi açısından yetersiz tedavidir. 
Doz ve tedavi süresine uymak depresyondan yüksek oranda korunmayı sağlar. 
Çevresel nedenlerin belirgin olduğu durumlarda stres etkenlerini azaltacak veya kontrol edecek önlemler depresyonun yinelemesini azaltabilir. 
Örneğin aile içi iletişim sorunlarının belirgin olduğu durumlarda aile veya bireysel psikoterapi yarar sağlayabilir.  
İLAÇLARIN CIDDI YAN ETKILERI VAR MIDIR?
Antidepresan ilaçlar uzun süre kullanım güvenliği kanıtlanmış ilaçlardır. Doktor denetiminde kullanılması halinde kalıcı ve ciddi yan etkilere neden olmazlar.
Ancak her ilaca karşı aşırı duyarlılıkların olabileceği, fiziksel sorunların ilaçların yan etkilerini arttırabilecekleri unutulmamalıdır. 
Sık görülebilen yan etkiler; 
· Ağız kuruluğu 
· Görme bulanıklığı 
· Kabızlık 
· Bulantı, kusma 
· Terleme 
· Uyuşukluk 
· Uyku sorunları 
· Kilo alma 
· Baş ağrısı, baş dönmesi 
· Mide barsak sistemi bozuklukları ve ishal
· Karın ağrısı 
· Libido azlığı ve başka cinsel sorunlar 
· Bunaltı sayılabilir. 
Yan etkilerin bireysel olarak ve ilaç gruplarına göre farklılık gösterebileceği unutulmamalıdır.  
ANTIDEPRESAN ILAÇLARLA BIRLIKTE ALKOL ALINABILIR MI?
Antidepresan ilaçlar alkolün etkilerine karşı duyarlılığı arttırırlar. 
Alkol antidepresan ilaçların klinik etkinliğini de azaltır. 
Nöbet olasılığı da artar. Bu nedenle antidepresan ilaçlarla birlikte alkol alınması önerilmez. Bu tür etkileşmeler bazı ilaç gruplarında daha önemlidir. Bunun için doktorunuzdan bilgi almalısınız.  
DEPRESYON BIR KIŞILIK SORUNU VEYA ZAYIFLIĞI MIDIR?
Depresyon psikiyatrik bir bozukluktur.
Kişilik zayıflığı ile bağlantısı yoktur. 
HEKIM ÖNERILERINE UYMAMANIN NEDENLERI NELERDIR?
İstenmeyen yan etkiler
Hasta hekim ilişkisinin niteliği, güvensizlik, yeterli bilgi alamama
Hastalığın şiddeti
Hastanın eğitim düzeyi: Eğitim düzeyi düşük olanlarda uyumsuzluk daha fazladır. 
Antidepresan ilaç seçimi: Bir ilaca uyum göstermeyen olgu başka bir ilaca uyum gösterebilir. 
Hastanın kişilik yapısı 
DEPRESYON AĞIRLAŞARAK ŞIZOFRENI GIBI AĞIR HASTALIKLARA DÖNÜŞÜR MÜ?
Şizofreni ile depresyon arasında nedensellik bağlantısı yoktur. 
Depresyon ağırlaştığında ağır depresyon olur.
Depresyon şizofreninin seyri sırasında sık olarak ortaya çıkar. Şizofreniye eşlik eden depresyonlar ile diğer depresyonlar arasında nedensellik bağı konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır.  
BIPOLAR BOZUKLUK ILE DEPRESYONUN NE GIBI BAĞLANTISI VARDIR?
Bipolar bozukluk depresyondan şimdi veya geçmişte en az bir manik atak (taşkınlık nöbeti) olması ile ayrılır. Bipolar bozuklukta manik atak yanında depresif dönemler de olabilir. 
Depresyon olgularının % 10 kadarı hastalığın bir devresinde manik bir atak geçirmektedirler. Diğer bir deyimle bipolar bozukluğa dönüşürler. 
Duygudurum bozukluğu atağı (mani veya depresyon) olan olgularda manik atak için kesin bir belirleyici olmamakla birlikte ailede bipolar bozukluk olması bu açıdan önem taşımaktadır. 
  Unutmayın ki „YAŞAM YALNIZCA GERIYE DÖNÜK OLARAK ANLAŞILIR, ANCAK ILERIYE DOĞRU YAŞANIR. MUTLULUK ULAŞILACAK HEDEF DEĞIL YAŞADIĞIMIZ SÜREÇ DEĞIL MIDIR ASLINDA“. 
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist &  Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
www.antalyacinselterapi.com 
Şirinyalı Mh. İsmet Gökşen Cad.
1528 S. Şahbaz Apt. K:2 D:5 
Tel: 0 242 316 98 99