Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman mevkidaşı Heiko Maas ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, AB Komisyonu Başkanı Van der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile yaşanan koltuk krizi hakkında, “Biz misafire nasıl davranılması gerektiğini bilen bir milletiz. Buradaki tablo bizim yüzümüzden olmadı. Komisyon ve Konsey arasındaki rekabet yüzünden oldu. Koskoca AB bir protokol yüzünden böyle kavga etmemeli. Leyen’in de ‘ben kadın olduğum için böyle oldu’ demesi doğru değil” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Slovenya ve Bosna Hersek ziyaretleri sonrasında geldiği Almanya’nın başkenti Berlin’deki temasları kapsamında Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile görüşmüştü. İkili ilişkilerin ele alındığı görüşmelerin ardından iki Bakan ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu ve Maas toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bakan Çavuşoğlu, koltuk krizine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Almanya’nın da katkısıyla Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerde daha pozitif bir atmosfer oluştuğunu ve her düzeyde diyaloğun arttığını belirterek, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, AB Komisyonu Başkanı Van der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile diyaloğu da bunlardan biri. Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye’ye davet etti, onlar da kabul ettiler. Aslında baş başa görüşmede son derece verimli, samimi, açık bir şekilde her konuyu konuştuk. Geleceğe yönelik atılması gereken adımları da konuştuk. Son derece faydalı bir görüşmeydi fakat bu protokol meselesi yüzünden maalesef o toplantılarda gündeme gelen konular yer almadı, protokol meselesi yer aldı. Şimdi burada bir kere daha açıkça söylemek isterim, biz Türkiye olarak protokol kurallarının ne olduğunu biliyoruz. Köklü bir devlet geleneğimiz var, 2023’te Dışişleri Bakanlığı’nın 500’üncü yılını kutlayacağız. Uluslararası protokol kurallarının ne olduğunu biliyoruz” dedi.

“Biz misafire nasıl davranılması gerektiğini bilen bir milletiz”
Bugüne kadar Türkiye’de hiç protokol sorunu yaşanmadığının ve Türk misafirperverliğinin herkes tarafından bilindiğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Biz misafire nasıl davranılması gerektiğini bilen bir milletiz. Buradaki tablo bizim yüzümüzden olmadı. Maalesef, üzülerek söylüyorum ki Komisyon ve Konsey arasındaki rekabet yüzünden oldu. Hazırlık toplantısına komisyonun protokol ekibi katılmadı, konsey ekibi katıldı. Konsey ekibi nasıl olması gerektiğini söyledi, biz de ona göre düzenleme yaptık. Ben de öyle görünce şaşırdım. Kendi protokolümüze hatta Sayın Cumhurbaşkanımızın Özel Kalem Müdürü’ne sordum, onlar da teyit ettiler. Komisyon ve Leyen’e verdiğimiz önem ve saygıdan dolayı kabine şefi ile benim seviyemde değil demeden bizzat görüştüm. Orada iki kurum arasındaki rekabet ve kavgayı görmekten biz üzüntü duyduk. Koskoca AB bir protokol yüzünden böyle kavga etmemeli” ifadelerini kullandı.

“Leyen’in de ‘ben kadın olduğum için böyle oldu’ demesi doğru değil”
Konsey ve Komisyon arasındaki çekişmenin yemek sırasında da oturma düzeni konusunda ortaya çıktığını belirten Çavuşoğlu, “Tüm bu konuları bilmesine rağmen Ursula Van der Leyen’in de ‘ben kadın olduğum için böyle oldu’ demesi ve Türkiye’yi ima etmeye çalışması da doğru değil, AB’yi kastediyorsa kendi meseleleri. Bizdeki protokol kurallarında kadın erkek diye bir ayrım yok. Birçok kadın lider, Sayın Şansölye (Angela Merkel) de dahil cumhurbaşkanları ve başbakanlar geldi. Bizde de kadın başbakan oldu geçmişte, Sayın Tansu Çiller. Yani kadının siyasette, iş hayatında, toplumdaki rolü bizde çok önemlidir, Cumhurbaşkanımız da buna önem verir. Fakat Ursula Van der Leyen’e de gerçekten özel bir saygımız var, AB’ye de saygımız var. Kendi aralarındaki kavga ve çekişmeyi Türkiye’ye yansıtmasınlar. Bizden kaynaklanan bir durum yok” dedi.

“Umarım Avrupa Birliği içinde bu bir daha tekerrür etmez”
Başka ziyaretlerde de bu tür sorunlar yaşanmaması için Leyen ve Michel’in aralarında bir anlaşmaya vardıklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanlığı yaptığım dönemlerde bu tür protokol kavgalarını kendim gözlemledim. Bu yollara tevessül etmedim ama gözlemledim. Maalesef uluslararası kurumlarda bazen protokol kuralları hayati derecede önemli oluyor. Rekabet ve kavgaya sebep olabiliyor. Umarım Avrupa Birliği içinde bu bir daha tekerrür etmez” dedi.

“Aşının tüm dünyaya ulaştırılabilmesi için ortak üretim dahil daha iyi bir işbirliğine ihtiyaç var”
Korona virüs (Covid-19) salgını ile mücadelede sağlık hizmetleri ve koruyucu maddelere erişim konusunda kimsenin geride bırakılmamasını savunduklarını belirten Çavuşoğlu, “G20 toplantılarında ve diğer platformlarda bu tutumumuzu sürdürdük. Bugün aşı konusunda da aynı düşüncedeyiz. Bugün farklı ülkelerin ve şirketlerin aşıları piyasa girdi ama görüyoruz ki birçok halk, ülke henüz bu aşılara erişemedi. Hatta parasını COVAX gibi sistemlere yatıran ülkeler de aşı temininde zorlanıyor, yani burada bir sorun var. Dünyada daha hiç aşı gitmeyen ülkeler var. En az gelişmiş ülkeleri, Afrika ülkelerini unutmamamız gerek, daha iyi bir işbirliğine ihtiyaç var. Elbette şirketlerin telif haklarına da saygı duymak gerekiyor. Bu ciddi bir yatırım ve buluş, bunu yok sayamayız ama ortak üretim konusunda ülkelerin daha iyi işbirliği yapması gerekiyor. Başta Dünya Sağlık Örgütü (WHO) olmak üzere uluslararası örgütlerin bunu gerçekleştirmek için koordinasyon sağlaması ve kolaylaştırıcı rolünü üstlenmesi gerekiyor. Aşı konusunda sorun devam edecek. Önümüzdeki aylarda ve yıllarda da aşıya ihtiyacın olacağını görüyoruz. Bu nedenle aşının tüm dünyaya ulaştırılabilmesi için ortak üretim dahil daha iyi bir işbirliğine ihtiyaç var. Tabii ki şirketlerin ve bilim adamlarının telif haklarını da gözetmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Özellikle turizm sektöründe çalışanların tamamını aşılayacağımızı söylemiştim”
Yaklaşık bir ay öne Türkiye’de vaka sayısının yükseldiğini söyleyen Çavuşoğlu, “İlave kısıtlayıcı tedbirler aldık ve bu tedbirlerin faydasını gördük ama tam istediğimiz hedefe ulaşamadığımız için 17 Mayıs’a kadar kapanma kararı alındı. Zaten bunun bir haftası bayram tatiline denk geliyor. Bu tedbirlerden sonra rakamların çok hızlı bir şekilde düşmeye başladığını görüyoruz ama henüz istediğimiz seviyede değiliz. Şu anki rakamlar bizi umutlandırıyor fakat sadece rakamların düşmesi değil, diğer tedbirleri de ihmal etmememiz gerekiyor. Biraz önce aşılamadan bahsettim. Şu anda ülkemizde vatandaşlarımızın yüzde 26’sından fazlası aşılandı. Aşılama devam ediyor, hızlandırdık. Özellikle turizm sektöründe çalışanların tamamını aşılayacağımızı söylemiştim. Diğer taraftan sertifikasyon programını daha da genişlettik, 136 kriteri 152 kritere çıkardık. Denetimler geçtiğimiz sene ayda 2 kere yapılıyordu, şimdi ikisi Alman, biri İngiliz, birisi Fransız ve bir Türk denetim firması, ayda 4 defa bu kurumları denetliyor. Yatak ve oda sayısı limitini de düşürdük, 15 yataklı oteller bile sertifikasyona tabii tutulacak. Antalya, Muğla, İzmir’de turizm bölgelerinde güvenli, sağlıklı turizm için tedbirlerimiz devam ediyor” sözlerini kaydetti.
Geçtiğimiz sene PCR test uygulamasının başarılı bir şekilde hiç aksamadan yıl boyunca devam ettiğini ifade eden Çavuşoğlu, “PCR test uygulamamızı da genişlettik. Havaalanları, oteller, hastaneler ve kliniklerde bu uygulamayı devam ettireceğiz. Şu anda geçen seneye göre rakamlar her ne kadar tüm dünyada yüksek olsa da güvenli turizm bakımından daha avantajlı durumda olduğumuzu da hatırlatmak isterim” dedi.