EKSİ PUANLA ÖĞRETMEN OLMAK

Abone Ol

EKSİ PUANLA ÖĞRETMEN OLMAK

Haberi Birgün gazetesinde Mustafa Kömüş vermiş: YÖK’ün Atlas verilerine göre YKS’deki sınavlarının tümünde eksi net yapanlar üniversite kazandı. Toplamda eksi 9,5 netle edebiyata giren bile var. Eksi netle en çok girilen bölüm iki yıllık çocuk gelişimi olurken edebiyatı kazanıp hem Türkçe hem de edebiyatta sıfırın altında kalanlar dikkat çekti.

YÖK’ün kendi verileri ortaya koydu: Eksi dokuz netle 4 yıllık üniversite

YÖK Atlas verilerine göre, YKS’deki tüm sınavlarının toplamında eksi net yapanlar üniversite kazandı. Toplamda eksi 9,5 netle edebiyata giren bile var. Eksi netle en çok girilen bölüm iki yıllık çocuk gelişimi olurken edebiyatı kazanıp hem Türkçe hem de edebiyatta sıfırın altında kalanlar dikkat çekti.

Haberin tümünü internette bulup okuyun. Ben sadece devamından acık vereceğim: “Bazı bölümlere -8,75, -7,25, -9,5 net yapanlar bile girdi. Hatta Türkçeden eksi 7,5 net yapıp Türk Dili ve Edebiyatı kazanan bile var. Özellikle çocuk gelişimi bölümünün önlisans programlarındaki eksi netliler dikkat çekti. 

Eksi netlerle hem iki yıllık hem de dört yıllık bölümlere yerleşildi. Bu bölümlerinin çoğunun vakıf üniversitelerinde olması ise dikkat çekti. Toplam eksi netle girilen bazı bölümler ve üniversiteler şöyle:

Eksi net ya da sıfır netle üniversite kazananların yanı sıra Türk Dili ve Edebiyatı’na girenlerin netleri de dikkat çekti. Fatih Sultan Mehmet, Kapadokya ve Haliç üniversitelerinde Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazananlar 0’ın altında Türkçe neti yaptı. Yine Haliç ve Kapadokya’da sıfırın altında netle Türk Dili ve Edebiyatı kazanıldı. Yani üniversitelerinden mezun olduğunda Türkçe öğretmenliği yapabilecek olan kişiler sıfırın altında Türkçe netiyle üniversiteye girdi.”

İlker Yıldız Konuyu 30 Kasım’da “Eksi Türkçe Neti İle Edebiyatçı Olmak” başlığıyla. köşesine taşımış.

Eğitime emek vermiş bir kişi olarak bu duruma seyirci kalamazdık. Ülkenin her tarafında hem resmi hem özel üniversite açma furyası başlayınca bu durum ortaya çıktı.

Elbette devletin işi vatandaş istiyorsa her yere üniversite ve yüksek okul açmak. Ama bütün işler gibi bu işlerin de plansız programsız yapılması ülkenin imkanlarını çarçur etmekten başka bir şey değildir. zzulümdür, kıyımdır.

Bizim zamanımızda tuzu kuru olanların çocukları arkeoloji, sanat tarihi, yabancı dil gibi bölümlere devam ederdi. Ama onların gelecek kaygısı yoktu. Yüksek okul okumayı bir hayat memat meselesi olarak görmüyorlardı. Şimdi çocuklarımıza bu eğitimler bir tutunacak dal gibi sunuluyor. Geçende bir resmi dairede iyi bir üniversitemizden mezun olmuş inşaat mühendisi bir memur gördüm. Birkaç ay önce yaşlı bir öğretmen arkadaş vatandaşın öğretmenlikle ilgili bölümlerde yüksek öğrenim yapıp ben de öğretmenim diye devletin kapısına dayandığını, özel üniversitelerin de bol bol öğretmen yetiştiren bölümler açarak bu sayıyı şişirdiğini söyledi.

Durum gösteriyor ki devlet yeni bir kıyım yapıyor. Vatandaş da koyunların kanaraya gittiği gibi bu kıyıma alet oluyor.

Biz, 12 Eylül’den önce çocuklarımıza bir yandan terörle, bir yandan da okula devam ettiremediğimizi için ya da sıfırcı öğretmenler yüzünden sınıfta kalıp durdukları için her çeşit kıyımı uyguladık. 1997 yılında 28 Şubat yüzünden İmam-Hatip Lisesi’ndeki ve başörtüsü yasağı yüzünden üniversitelerde okuyan çocuklarımıza kıydık. Şimdi de her yere üniversite açıp çocukların en değerli yıllarını burada ziyan ediyoruz. Öyle ki okullardan mezun olan çocuklar piyasada geçgel (makbul) bir meslek sahibi olamamış olmanın ezikliği ile kıvranıyor. Bir yanda iş sahipleri işine yarayacak eleman sıkıntısı çekiyor, öte yandan milyonlar devletten bir iş kapabilmek için dört dönüyor.

Kıyım her zaman vardı da böylesi ancak üst akıl tarafından yapılabilir.

SOMSÖZ: NE ÜST AKILMIŞ BE!

{ "vars": { "account": "G-D88DGY52YP" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }