İSTANBUL (AA) - Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde gerçekleştirilen "Sürdürülebilirlik, Gıdanın ve Gastronominin Geleceği" semineriyle gıdaya ulaşımda sürdürülebilirliğin önemi hatırlatılırken bu konuda alınabilecek önlemlere dikkat çekildi.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Altınbaş Üniversitesi tarafından "Sürdürülebilirlik, Gıdanın ve Gastronominin Geleceği" semineri gerçekleştirildi.

Hızlı nüfus artışı karşısında gelecekte yeterli gıdaya ulaşmada sürdürülebilirliğin daha da önem kazanacağı ifade edilen seminerde, bu kapsamda alınabilecek önlemler konusunda da uyarılarda bulunuldu.

Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Seçmeler'in moderatörlüğünü yaptığı seminerin konuğu, Altınbaş Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Danışma Kurulu üyesi ve Gıda Hijyeni ve Kalite Güvence Uzmanı Prof. Dr. Nezih Besim Müftügil idi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Müftügil, gıda zincirindeki üretim-tüketim sürecinde çok fazla atığın oluştuğuna dikkati çekti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, dünyada üretilen gıdanın 3'te birinin daha tüketilmeden ziyan olduğunu belirtti.

Müftügil, Türkiye'de de gıda kayıplarının gıda cinsine göre yüzde 25-40 arasında olduğunu aktararak, "Bu gıda kayıpları ve tarım-hayvancılık faaliyetlerinin yarattığı sera gazı oluşumunun en aza indirilebilmesi için, tüm gıda zinciri sürecinde sürdürülebilirlik yaklaşımına göre önemli değişiklikler yapılmalı. Bu kadar zor ulaştığımız gıdayı korumak için, öncelikle bu kayıpların giderilmesi şart." ifadelerini kullandı.

- "Gastronomi sektörü, günde 22 milyon insana hizmet verecek kapasiteye ulaştı"

Prof. Dr. Nezih Besim Müftügil, gastronomi sektörünün ülkede hızla geliştiğini ve sektörün günde 22 milyon insana hizmet verebilecek kapasiteye ulaştığı bilgisini paylaştı. Müftügil, her yıl yüzde 10-15 oranında büyüyen gastronominin yılda 60 milyondan fazla yabancı turisti ağırlayabilme kapasitesi olduğunun altını çizdi.

Bu kadar büyük bir sektörü besleyen, topraktan sofraya olarak tanımlanan gıda zincirinin, küresel ısınmadan etkilendiğini kaydeden Müftügil, bununla birlikte küresel iklim değişikliğine de sebep olan sera gazı salınımının yüzde 25'ine de tarımsal faaliyetlerin neden olduğuna dikkati çekti.

Prof. Dr. Müftügil, özellikle, hayvansal üretim sırasında hayvanların geviş getirme sonrasında ağızlarından çıkan metan gazının, dünyadan salınan toplam metan gazının yüzde 68'ini oluşturduğunu belirtti.

Müftügil, son 100 yıldaki endüstrileşme sürecinde özellikle gelişmiş ülkelerin enerji üretimi için kullandığı kömür, petrol ürünleri, doğal gaz fosil yakıtların yarattığı çevre kirliliğinin günümüzde yarattığı sıkıntıları anlatarak şöyle devam etti:

" Fosil yakıtların kullanımı atmosferde sera gazlarının oluşumuna neden oluyor. Bu da atmosferde sıcaklığın artmasına neden olurken, insanlığı küresel ısınma gibi yaşamsal bir tehditle karşı karşıya bırakıyor. Yüzey sıcaklığı 1.1 C derecelik artış, dünyanın iklim dengesinin bozulmasına yetti. Son yıllarda daha sık tanık olduğumuz kuraklık, susuzluk, orman yangınları, sel ve fırtınalar, canlı türlerinin azalması, gıda üretimindeki verim azalması ciddi yaşamsal tehditler olarak karşımıza çıktı."

- "Sürdürülebilirlik, dünya için beka sorunu"

Nezih Besim Müftügil, bilim insanlarının önlem alınmazsa küresel ısınmanın hızlanarak artacağı yönündeki uyarılarına hatırlatarak, "Bunun da geri dönüşü mümkün olmayan sıkıntılara neden olacağı aşikar. O nedenle sürdürülebilirlik artık dünya için bir beka sorunu." değerlendirmesinde bulundu.

Şehit Piyade Uzman Çavuş Toktaş'ın ailesine acı haber verildi Şehit Piyade Uzman Çavuş Toktaş'ın ailesine acı haber verildi

Müftügil, gastronomi sektörünün bu durum karşında yapması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

"Gastronominin topraktan sofraya uzanan yolculuğunun, her aşaması bundan sonra sürdürülebilirlik ilkelerine göre yürütülmeli. Bunun için iki eğilim dikkati çekiyor. Bunlardan birincisi, sağlıklı gıdaya ve özellikle bitkisel esaslı beslemeye yönelmek. Bir diğeri ise gastronomi işletmelerinde atıkların azaltılması ve israfın önlenmesi. Sürdürülebilirliğin şekillendirdiği bu yaklaşımlar sektörde 'sürdürülebilir gastronomi' algısının yaygınlaşması ve pekişmesine katkı verecektir."