28 Şubat’ın 23’üncü yıl dönümü yaklaştı. 28 Şubat sürecinde Kıbrıs’ta mimarlık okurken, baskılara dayanamayıp okulunu bırakmak zorunda kalan 39 yaşındaki Ayşegül Çetin, 20 yıl sonra üniversiteye döndü.

Yaklaşık 20 yıl önce, başörtülü olduğu için Türkiye’de üniversite okuyamayan 39 yaşındaki Ayşegül Çetin, hayallerinin peşinden giderek Kıbrıs’ta mimarlık okumaya başladı. Üniversitenin ilk yılında hiçbir sorun yaşamadan eğitimine devam ederken ikinci yıla geçtiklerinde okulun dekanı tarafından çağırılarak, başörtülerinin siyasi bir örtü olduğu söylendi. Kimi arkadaşı şapka, kimisi ise bandana taktı. Kısa bir süre sonra şapka yasağı da geldi. Kıbrıs’ta yaşanan bu başörtü yasağı yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını kapsıyordu. Diğer ülkelerden Kıbrıs’a okumaya gelen başörtülü öğrenciler bu yasaktan muaf tutulunca Ayşegül Çetin, okumak için vatandaşlık değiştirmeyi bile düşündü. Baskılara daha fazla dayanamayan Çetin, okulu bırakarak Türkiye’ye döndü. Çetin, üniversitelere geri dönüş için yıllar sonra çıkan aftan 3 çocuğu olduğu için yararlanamadı. Bir süre sonra çocukları büyüyünce hayallerinin mesleği olan mimarlığı yapmakta geç kaldığını düşünen Çetin, kendini geliştirmek adına 20 yıl sonra üniversite sıralarına geri döndü. Ayşegül Çetin, 39 yaşında Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okuyor. 28 Şubat sürecinde mağdur olan tüm kadın arkadaşlarına çağrıda bulunan Çetin, “28 Şubat sürecinde benim gibi mağduriyet yaşamış kadın arkadaşlarım asla vazgeçmesinler. İçlerinde ne varsa ellerinden geldiği kadar yaşasınlar” dedi.

“Bir anda üniversitelere başörtülüleri almamaya başladılar”

28 Şubat sürecinde Kıbrıs’ta okuduğu mimarlık bölümünü başörtülü olduğu için bırakmak zorunda kalan 39 yaşındaki Ayşegül Çetin, “28 Şubat sürecinde ben lisedeydim. Anadolu imam hatip lisesine gidiyordum. O dönemlerde, üniversiteye geçişte imam hatip öğrencilerinden puan kırılma olayı oldu. Puan kırıldığı için çoğu arkadaşım imam hatiplerden ayrılıp başka liselere gittiler. Ben yine de imam hatip okumaya devam ettim. Arkadaşlarımla birlikte üniversite sınavına girdik. Çok düşük puanlar geldi ama yine de girebildiğimiz yerlere başvurular yapmayı düşündük. Bir anda üniversitelere başörtülüleri almamaya başladılar. Biz de araştırdık ve özel üniversitelerde başörtüye izin verildiğini duyduk. Daha sonra tüm Türkiye’de özel üniversiteler de dahil başörtü yasağı gelmeye başladı. Kıbrıs’ta ve diğer ülkelerdeki üniversitelerde bu yasağın olmadığını duyunca Türk kültürü olduğu için Kıbrıs’ı tercih ettik. Birkaç arkadaşımla birlikte Kıbrıs’ta mimarlık okumaya gittik. 1 yıl okudum. Birinci yılın sonunda orada da başörtü sorunu yaşanmaya başladı” diye konuştu.

“Yeter ki bizim örtümüz olsun”

Ayşegül Çetin, “Okulun dekanı bizi yanına çağırarak başörtümüzün siyasi olduğunu söyledi. Dini bir örtü olmadığını dile getirdi. Biz de bunun siyasi bir örtü olmadığını inancımız için taktığımızı söyledik. Köyde büyüklerimiz nasıl örtünüyorsa öyle örtünmemiz gerektiği söylendi. Biz de tabi ki dedik. Hiç önemli değil. Yeter ki bizim örtümüz olsun. Bazıları şapka taktı, bazıları başka şekillerde bandana taktı. 1 hafta sonra şapka takanlar için de yasak geldi. Süreci gittikçe zorlaştırmaya başladılar. Arkadaşlarım orada mücadele ettiler. Bazıları baskılara dayanamayıp başlarını açmak zorunda kaldı. Bazıları başka ülkelere gittiler. Bir kısmı devam etti. Çok zorluk çekenler oldu. Ben daha fazla dayanamadım” şeklinde konuştu.

“Okumak için vatandaşlık değiştirmeyi bile düşündüm”

Okumak için vatandaşlık değiştirmeyi bile düşündüğünü söyleyen Çetin, “Bir de şöyle bir sıkıntı vardı. Uluslararası bir üniversite, dili İngilizce. Birçok ülkeden vatandaşlar vardı. Sudan’dan arkadaşlarımız vardı, başka ülkelerden başörtülü arkadaşlarımız vardı. Onlara başörtü yasağı yoktu. Sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vardı bu yasak. O zaman okumak için vatandaşlık değiştirmeyi bile düşündüm. Bayağı zor bir süreçti. Bütün hayaller, bütün umutlar, her şey biranda bitti. İyileşecek diye bir beklenti vardı ama o yıllarda daha kötüye gitti. Sonra evlendim ve çocuklarım oldu. Çocuklar olduktan sonra af geldi ama çocuklarım küçük olduğu için okuyamadım” ifadelerini kullandı.

“20 yıl sonra tekrar üniversiteli oldum”

20 yıl sonra üniversite sıralarına geri dönen Çetin, “Çocuklar şimdi büyüdüğü için yeniden üniversiteye başladım. 20 yıl sonra tekrar üniversiteli oldum. Bölümü değiştirdim. Artık mimarlık okumuyorum çünkü meslekte çalışma umudum kalmadı. Okula devam edebilen arkadaşlarım kendilerini çok geliştirdiler. Şuan bir meslek amaçlı değil de kendimi geliştirebilmek adına İlahiyat bölümü okuyorum. Akdeniz Üniversitesi 2. Sınıf öğrencisiyim” açıklamalarında bulundu.

“28 Şubat sürecinde benim gibi mağduriyet yaşamış kadın arkadaşlarım asla vazgeçmesinler”

Çetin, 28 Şubat sürecinde mağdur olan arkadaşlarına asla vazgeçmemelerini söyleyerek konuşmalarına şöyle devam etti: “Çok zor günlerdi. Benimde psikolojim bozulmuştu. Günlerce ağladım. Çok hayalim ve umutlarım vardı. Sadece okuyup üniversite mezunu olup bir mesleğimiz olmasıydı amacımız. Şimdi kendimi geliştirmek istiyorum. Belki ilerleyip üniversitede akademisyen olabilirim. 28 Şubat sürecinde benim gibi mağduriyet yaşamış kadın arkadaşlarım asla vazgeçmesinler. İçlerinde ne varsa ellerinden geldiği kadar yaşasınlar. Ben hep birilerine faydalı olmak istedim. Belki bir kitap yazmak. Vazgeçmemek lazım. Bir şekilde dünyaya bir iz bırakmalıyız.”