Akdeniz’in portakal kokulu güzeli Çıralı

Bir tarafı efsaneleriyle ünlü
Olimpos, diğer tarafı hiç sönmeyen aleviyle Yanartaş’la çevrili, Akdeniz’in doğallığını koruyan en temiz ve sakin bölgelerinden biri Çıralı. Portakal çiçeği kokulu bahçelerin arasında kuş sesleriyle uyanıp organik bir kahvaltıyla güne başlamak, küçük beyaz çakıl taşlarıyla kaplı kumsalında denizin ve güneşin keyfini sürmek, hamağınızda uzanıp cırcır böcekleri eşliğinde yıldızları izlemek ve derdi tasayı geride bırakmak istiyorsanız eşsiz güzelliği ile Çıralı’yı mutlaka görmelisiniz.

Çıralı’ya nasıl gidilir?
Çıralı Antalya merkeze 84 km Kemer ilçesine ise 40 km uzaklıkta. Eğer aracınız yoksa Antalya otogarından Kumluca istikametine giden otobüslere binip Çıralı kavşağında inebilirsiniz. Buradan Çıralı dolmuşlarını kullanarak Çıralı'ya ulaşım sağlayabilirsiniz. Antalya havaalanından Antalya otogarına otobüsle ya da tramvayla ulaşabilirsiniz.

Çıralı’da nerede kalınır?
Beş yıldızlı her şey dahil otellerin kalabalığından uzak yemyeşil bahçelerin arasında sadece kuş sesleriyle uyanmanın ayrıcalığını yaşamaya hazırlanın. Çıralı’da öyle büyük oteller yok. Bölgenin muhteşem doğasının içerisinde çok sayıda bungalov, butik otel ve pansiyon var. Ayrıca çadır ve kamping hizmetleri de mevcut. Geceliği iki kişi 100 TL’ye bir pansiyonda da kalabilirsiniz, 350 TL’ye bir bungalovda da.

Gezilecek yerler
Çıralı'da tüm şezlonglar ve otopark ücretsiz. Çıralı’da tekne ile Ceneviz koyuna doğru bir yolculuğa çıkabilir, merkezine yarım saat uzaklıktaki sessizliği, sakinliği ve dinginliği ile Akdeniz’in bir diğer güzeli Adrasan’ı görebilirsiniz.

Çıralı tatilinin olmazsa olmazı ise Yanartaş. Yürüyerek yaklaşık yarım saatte Yanartaş Mesire Alanı’na ulaşılıyor. Buradan da 30-40 dakikalık bir yürüyüşle tepeye çıkılıyor. Yürüyüş biraz yorucu ancak karşınıza çıkan büyüleyici manzara buna fazlasıyla değer. Aracınız varsa Kemer’e bağlı Phaselis Antik Kenti’ni gezip tarihi kalıntılar arasındaki berrak denizinde yüzebilirsiniz.

Her Taşı Tarih Kokan Olympos
 

M.Ö. 2000 yıllarında ilk defa Likyalıların yerleştiği Olympos, M.Ö. 80 yılında Zenniketes isimli Kilikyalı bir korsanın komutasındaki korsanların eline geçmiş ve M.S. 78 yılında Romalılar tarafından alınmıştır.

Haçlı Seferleri sırasında ise Venedik, Ceneviz ve Rodos Şövalyeleri’nin istilasına uğrayan Olympos, 15. yy’da Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Yakın zamana kadar Türk yerleşiminin olmadığı kent, sadece göçerler tarafından kışlak olarak kullanılmıştır.

Tamamı arkeolojik ve doğal sit alanı olarak koruma altında olan Olympos, denize açılan ve ortasından Akçay nehrinin aktığı bir vadi içinde kuruludur. Antik çağlarda nehir kenarlarına yapılan duvarlarla kanal haline getirilen nehire gemiler de girebilmekteymiş. Ortaçağ’dan sonra herhangi bir yerleşime rastlanmayan kent, zamanla ağaçların arasında kaybolmuş ve gizemli bir görüntü kazanmıştır.

Kadir Family House