Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısında "Düşünün, Dolmabahçe Cami'nin içinde bu eşkıyalar bu teröristler caminin içini pislemişti. Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti. Bunlar böyle. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Kamu binalarının, polis araçlarının, işyerlerinin, otobüslerin, sokakların yıkıldığı Gezi olaylarının arkasında hangi güçlerin olduğunu tarih de yazıyor. Bunlardan bu millete hayır gelmez. Bunlar ancak terör sevicilerle beraber." ifadelerini kullanmıştı.

Özdemir yaptığı açıklamada; “Recep Tayyip Erdoğan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak “çürük, sürtük vb.”     şekilde konuşması,    kasıtlı ve bilinçli bir şekilde hakaret etmesi, iftira atması sadece kadın olarak beni değil bu ülkede yaşayan bütün kadınları rencide etmiştir.  Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında şahsıma ve Türk kadınlarına yönelik aleni, açık, kasıtlı ve bilinçli bir şekilde cinsiyetimiz üzerinden “sürtük” denilmesi Türk Tarihinde kapkara bir leke olarak kalacaktır. Kadınları aşağılayan ve bedenleri üzerinden yapılan hakaret içerikli bu ifadeler “kürsü dokunulmazlığı” adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında yapılması kabul edilebilir değildir.

Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı’nın eylemi, T.C. Anayasasının 103.maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanı Yemininin” de ihlali niteliğinde olduğundan bu hususun da hukuki soruşturmaya tabi tutulması gereklidir.

Bir kadın olarak bu güne değin hiç bu kadar aşağılandığımı ve sözel şiddete maruz kaldığımı hatırlamıyorum. Uğradığım ağır hakaret nedeniyle şüphelinin TCK mahiyetinde suç sayılan eylemleri hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak kamu davası açılmasını için suç duyurusunda bulundum.”

ERDOĞAN, HAKARET SUÇUNU İŞLEMİŞTİR

İYİ Parti Kadın Politikalarından Sorumlu Kumluca ilçe Başkanı Hediye Özdemir, "Gezi olaylarına katılmış olsun veya olmasın yasal ve demokratik haklarını kullanan vatandaşlara yönelik olarak milyonlarca Türk Vatandaşını ve özellikle de kadın bedeni ve cinsiyeti üzerinden yapılan, ayrımlaştıran, ötekileştiren, hakaret içerikli söylemlerde bulunulması AİHS (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi)’nin 14. maddesinde yer alan ayrımcılık yasağına aykırı olduğunu belirten Özdemir; “Ayrımcılık yasağı hem bir hak hem de sözleşmede yer alan hak ve özgürlüklerden yararlanmada temel bir ilkedir. Söz konusu hüküm uyarınca, “bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.

Ayrıca AİHS 12 Numaralı Ek Protokolü, AİHS’nin yasağının kapsamını genişletmiştir. Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerinin yanı sıra ulusal hukukta tanınan tüm hak ve özgürlükler de bu kapsama alınmıştır. Diğer bir ifade ile Sözleşme’de sayılan özellikleri nedeniyle kişinin, AİHS ve iç hukukta tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanmada farklı muameleye tabi tutulması yasaklamıştır. Ek Protokol’ün ayrımcılık yasağı hükmü, 1. maddenin 1. ve 2. fıkralarında şöyle yer almıştır: “1. Hukuken temin edilmiş olan tüm haklardan yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya diğer kanaatler, ulusal ve sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensup olma, servet, doğum veya herhangi bir diğer statü bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan sağlanır. 2. Hiç kimse, 1. paragrafta belirtildiği şekilde hiçbir gerekçeyle, hiçbir kamu makamı tarafından ayrımcılığa maruz bırakılamaz”. Recep Tayyip Erdoğan milyonlarca kişiye; özellikle de kadınlara apaçık bir şekilde ağza alınmayacak ifadelerle hakaret etmiştir. “Sürtük” kelimesi TDK sözlüğündeki anlamlarına göre;

-      “Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın”

-      “Hoppa, oynak, ahlâksız kadın”

-      “Hayat kadını”

Olarak tanımlanmaktadır. Erdoğan bana ve benim gibi milyonlarca Türk vatandaşı kadına sürtük, terörist, çürük ve eşkıya diyerek, temsil ettiği makam ve bulunduğu konumu da kullanarak bizleri hedef göstermiştir.  Sadece hedef göstermekle kalmamış aynı zamanda söylediği bu sözlerle aşağılamıştır. Bu sebeple şüpheli Şüpheli, TCK anlamında suç sayılan bu eylemlerini birçok televizyon kanalından canlı olarak yayınlanan partisinin grup toplantısında aleni olarak yapmıştır.

Bu eylem ve söylemler TCK 125/1 Hakaret Suçunu ve bu suçun aleni bir ortamda işlenmesinden dolayı da TCK 125/4 alenen hakaret suçu kapsamındadır. Yine Şüpheli TCK m. 216’de vücut bulan “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama” suçunu işlemiştir. Şüpheli tarafından işlenen bu suç Türkiye genelinde tüm ulusal kanalların canlı olarak yayın yaptığı sırada sarf edildiği için hükmolunacak cezanın miktarında bu durumun dikkate alınması gerekmektedir.

Nitekim mübrez eylem T.C. Anayasasının 103.maddesinde düzenlenen “Cumhurbaşkanı Yemininin” de ihlali niteliğinde olduğundan bu hususun da hukuki soruşturmaya tabi tutulması gereklidir.

Erdoğan hakkında gerekli yasal kovuşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılması ve yapılacak yargılama ile TCK’nun eylemine uyan maddeleri gereğince cezalandırılmasını bekliyoruz." Açıklamasını yaptı.

Hediye Özdemir