Bingöl Üniversitesi öğretim üyelerinin hazırladığı üç ayrı proje TÜBİTAK tarafından "Kariyer Geliştirme Programı" kapsamında desteklenmeye uygun bulundu.Express Haber / BİNGÖL (İGFA) - Bingöl Üniversitesi öğretm üyelerinin hazırladığı üç proje TÜBİTAK'tan destek için onay aldı.

Yürütücülüğünü Bingöl Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. M. Nuri Açık’ın yaptığı “Campylobacter jejuni spesifik fajların izolasyonu ve florokinolon dirençliliği üzerindeki etkilerinin deneysel broyler tavuk modelinde araştırılması” ile Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Musa Tartık’ın yaptığı “Mayada RAG aracılı rekombinasyonun biyosentetik olarak inşası”  1001 kodlu projenin yanı sıra Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Şeyma Günyaktı Kılınç’ın yaptığı “Koyunlarda Coenurus cerebralis’in Teşhisinde Rekombinant TmHSP70 Antijeni Kullanılarak Dipstick Tanı Kiti Geliştirilmesi’’ projesi 3501-Kariyer Geliştirme Programı kapsamında TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı

Prof. Dr. M. Nuri Açık’ın yaptığı projede deneysel olarak oluşturulacak Campylobacter enfeksiyonlarında fajların tedavideki etkinliklerinin yanı sıra faj terapisi esnasında meydana gelebilecek faj dirençli bakterilerin antibiyotik duyarlılıklarında bir değişim olup olmadığı da tespit edileceği bildirildi. 

Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Musa Tartık’ın hazırladığı projenin ise,  “mikrobiyal kaynaklara inşa edilen RAG aracılı rekombinasyon sistemi”, sentetik biyoloji alanında çalışan araştırmacılara daha ileri uygulamalar yapma fırsatı veren yeni bir araç sunmanın yanı sıra,  aynı zamanda mikrobiyal kaynaklarda yüksek çeşitlilikte antikor kütüphanelerinin hızlı, kolay ve ucuz oluşturulabilmesinin de temellerini oluşturulması hedeflendi.

Öğr. Üyesi Dr. Şeyma Günyaktı Kılınç’ın yaptığı projede ise üretilmesi hedeflenen kitin geliştirilmesi, sahada uygulanabilir hale getirilmesi, 45 milyondan fazla koyun varlığı olan ülkemizde coenurosisin erken ve doğru tanısının hızlı bir şekilde yapılabilmesine olanak sağlayacağı ve böylelikle et ve/veya süt verim kayıpları minimize edilecek, coenurosis kaynaklı erken kesim maliyetleri azaltılacağı kaydedildi.