Birine “N’oldu bu kantin işi?” diye sordum. Aldığım cevap şu:

Önceki kiracı ne yaptıysa ruhsat alamadı. Başkanla görüşüldü. Başkan dedi ki: “Oranın ihalesini ben alayım. Hem hizmet veririm, hem de 5-10 kişi çalıştırırım. “Al!” dendi. Soruldu, soruşturuldu. Bizim hastane boyutunda bir hastanenin rayiç bedelinin 130 bin lira olduğu anlaşıldı. “Tamam, o zaman sen ver sende kalsın ihale dendi Başkan’a.”

Ama ihale elektronik ortamda yayınlanınca Van’dan biri daha katıldı ihaleye. İhale başladı, adam 10 bin arttırıyor, belediyenin adamı bin lira arttırıyor. Başkana ulaşmak istendi, başkan telefonunu açmıyor. En sonunda ihale Vanlı’da kaldı. Biz de ihaleyi açarken şartnameye “ruhsatı yok” diye ibare koymuşuz. Vanlı “Ben ihaleyi kazandıktan sonra ruhsatı nasıl olsa alırım” dedi. Ama başkan ruhsat vermemekte gene direndi.

Başkan ile görüşüp,”Başkanım burada hizmetin yürümesi lazım. Siz, “Her halukârda ruhsatı vereceğim” dediniz, adam ihaleyi kazandı. Şimdi de ruhsatı vermiyormuşsunuz” dendi.

Başkan, “Evet öyle dedim, ama bende kalması gereken bir sebep yüzünden ruhsat veremiyorum” dedi. Adam hastaneye dava açacaktı. Uğraşıldı, dava açmaktan vazgeçirildi.

Şimdi iş beklemede. Bakalım Başkanın keyfi ne zaman çatacak, hastaneye gelenler ne zaman hizmet almaya başlayacak…

SOMSÖZ: YAZIKTIR BU MİLLETE KARDEŞİM!