Sözlük yazarı Mehmet Doğan bir yazısında “Yahya Kemal’in ihtişamı yanında bir dilcinin cirmi nedir ki?” diye soruvermiş.

Genelde ben sözü söyleyene değil, sözün düşünce değerine bakarım. Ama bu söze takılıverdim.

Sayın Mehmet Doğan Türkçemize hacimli sözlükler hediye etmiş bir kişidir. Düşünce olarak tutucudur. Yani dilde Nihat Sami, Peyami Safa, Cemil Meriç çizgisine bağlıdır.

Sayın Doğan anılan yazısında malum düşüncelerini dile getirirken konuştuğu dil profesörünün Yahya Kemal Beyatlı’nın kullandığı dili eleştiremeyeceğini belirtiyor.

Bu güzel insanın yanlışları şunlardır: Akıl akıldan üstündür sözündeki hikmeti keşfedememiş olmak. Bir büyük şairin arkasına sığınmakla büyük olunamayacağını bilmemek. Bazı düşüncelerin zamanının geçebileceğinin farkına varamamak. Herkesin eleştirilebileceğini kabul etmemek.

Bu durum ülkemizin bütün muhafazakarları için geçerlidir. Bir düşünce ileri sürmeyegörün, hemen sizin düşüncenizi bir böyyük adamın düşüncesi ile çürütüverirler. “Kardeşim sizin o örnek verdiğinizi kişinin bilgileri bugün ilk okulda verilen bilgilerden ibaret. Bu konularda hem insanlık hem de Türk milleti kendini çok yeniledi” demeye kalksanız cevapları da hazırdır: “Sus! Sen ondan iyi mi bileceksin?”

Vaktinde Nurullah Ataç az uğraşmadı bunlarla. Biz birazcık değişelim, kafaları değiştirelim diye uğraşırız, onlar “Ne gerek var? Böyle iyiyiz” diye çığlık çığlığadır. Halbuki değişmek doğanın yasası. Değişmeyen tükenir. Dil de değişir. Değişmelidir.

İnternette ekşi sözlük, Uludağ sözlük gibi yarı mizah, yarı eleştiri, yarı övgü, yarı gerçek, yarı ciddi sözlükler vikipedia kadar ilgi görüyor. Bunların en özgün yanı kendi halinde kişilerin o sözcüklere ya da ansiklopedi maddelerine katkı yapmasıdır. Hiçbiri İslam Ansiklopedisinin maddelerini yazanlar kadar büyük bilgin değillerse de yazdıklarını okutuyorlar.

Dilde yeni kullanımlara karşı çıkmak bir çeşit yeni şeyler söyleyenleri hapse atmak ya da ağzına biber sürmek gibidir. Bir zamanlar Rahmetli Erbakan çocukların ahlakı bozulmasın diye bazı dergileri poşete koymuştu. Daha sonra film sahnelerinde içki, sigara ve kan bulunanlar buzlanmaya başladı.

Biliyorum bazı arkadaşlar beni lafı ayağa düşürmekle suçlayacaklar. Ama ben inisiyatifin özgürlükten ve yenilikten yana kullanılmasından yanayım.

Mehmet Doğan hoca, sözlüğünün çöp olacağından korkuyor olmasın?