İklim değişikliği, dünya genelinde giderek artan bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Bilim insanları, sera gazı emisyonlarının artmasıyla birlikte dünya genelinde sıcaklıkların yükseldiğini ve bunun da çeşitli çevresel felaketlere yol açtığını belirtiyor.

Son yıllarda, aşırı hava olaylarının sıklığında ve şiddetinde belirgin bir artış gözlemlendi. Orman yangınları, kuraklık, sel ve kasırgalar gibi olaylar, hem doğal yaşamı hem de insan topluluklarını olumsuz etkiliyor. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, bu felaketlerin ekonomik ve sosyal etkileriyle başa çıkmakta zorlanıyor.

Birleşmiş Milletler’in (BM) son raporuna göre, küresel sıcaklık artışını 1.5°C ile sınırlamak için acil ve kapsamlı önlemler alınması gerekiyor. Bu hedefe ulaşmak için fosil yakıt kullanımının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması ve karbon emisyonlarının düşürülmesi büyük önem taşıyor.

Dünya liderleri, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için çeşitli uluslararası anlaşmalar ve işbirlikleri üzerinde çalışıyor. Ancak, bu çabaların yeterli olup olmayacağı ve zamanında uygulanıp uygulanamayacağı konusunda endişeler devam ediyor.

İklim değişikliğiyle mücadele, sadece hükümetlerin değil, bireylerin de sorumluluğunda. Enerji tasarrufu yapmak, geri dönüşümü teşvik etmek ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları benimsemek, bu küresel sorunun çözümüne katkıda bulunabilir.

Muhabir: Mehmet Şentürk