İZZET Ü İKRAM

Abone Ol

Baş olmuş bir kişi öncelikle ikramı öğrenmelidir. Amma ev sahibi, amma tarlasında çalışan tek bir kişi.

İkram, evinize ya da yanınıza gelene verdiğiniz yiyecek, içecektir. Siz buna küçük hediyeleri, tatlı söz ve güler yüzü de ekleyebilirsiniz.

Peygamberimiz hediyeleşmemizi önermiştir. Hediyenin en güzeli selam vermek, verilen selamı almaktır. Eskiden uzaktaki dostlara selam gönderilir, selamla birlikte elde avuçta olanlardan ufak bir çıkın yapılıp yollanırdı. Acele ya da hazırlıksız durumlarda selam “kuruca kuruca” olurdu. Selam eğer kurucaysa “kuruca kuruca” gönderilirdi. “Kuruca kuruca” selam göndermek, bir mahcubiyeti de ifade ederdi. Anlamı, “Bir şeyler de gönderecektim, ama fırsat bulamadım” demekti. Selamı alan kişi coşkuyla, “Aleykümesselam” der ve eklerdi: “Getirip götüren sağolsun.” Vakit varsa hal hatır sorulurdu. Ve selam iade edilirdi.

Gittiğim yerlerde herkes –sağolsun- bir şey ikram etmek ister. Çok gezdiğim için bazı ikramları geri çeviririm. Ama imkan elverdiğince geri çevirmem. Çünkü benim ikramım geri çevrildiği zaman rahatsız oluyorum.

İşyerlerinde ikram olarak genelde çay sunuluyor. Toplantılarda ise pasta börek, kek vs.

İkram, elinde olanı sunmaktır. Bazı kişiler karşı tarafa yaranmak kaygısıyla ekstra masraflara girerler. Ona hiç gerek yoktur. Çünkü atasözümüz, “Varını veren utanmaz” der. Elinizdeki iki çekirdekten birini karşınızdakine verebiliyorsanız yeterince cömertsiniz demektir. Ekstradan ikramlar yapmak, karşısındakine yaranma kaygısını da taşır. Bu karşınızdaki kişiyi rahatsız edebilir. Hele sizinle görüşmesi sadece ve sadece muhabbet içinse sizin aşırı ikramlarınızdan sıkılır.

İkramda ölçü, “teklif var, ısrar yok”tur. Bazı yerlerde çok ısrar edilir, hatta ant bile verilir. Gereksiz ve sıkıcıdır.

Özellikle siz çalışırken gelen kişilere yapacağınız en büyük ikram onları can kulağıyla dinlemek, sorularına samimiyetle cevap vermektir. Başka işlerle uğraşmak doğru değildir. İlle de uğraşmanız gerekiyorsa “Kusura bakma! Şu işi bitirmem lazım” derseniz, kimsenin bir diyeceği olmaz.

Bir arkadaşımızın evine vardık. Torunları var. Bizi dinler gibi görünüyor, ama gözü ve kulağı torunlarında. Bir arkadaşımızın yanına vardık. 2-3 ay görüşmemişiz, tavla oynuyor. Bize yarım ağızla hoş geldiniz dedikten sonra tavla oynamaya devam etti. Biraz oturdum yanında. Baktım selam kelam yok, kalktım, yıkılıp gittim. Böyle davrananların yanında oturmaya devam ederseniz o ilişki dostluk ilişkisi değil, çıkar ilişkisi olur.

SOMSÖZ: İKRAM, İZZETTİR.

{ "vars": { "account": "G-D88DGY52YP" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }