Son zamanlarda güzel yazan dostlardan bu sözcüğü çok işitiyorum. Kadim şehirler, kadim gelenekler, kadim insanlar, kadim inançlar... Kutsal kitabımızın öteki adlarından biri de Kelam-ı Kadim’dir.

Kadim sözcüğü Arapça olup dilimizde “takdim, akdem,kıdem, kadem ve mukaddime …” gibi başka türevleri de vardır. TDK’nın sözlüğü bu sözcüğü, “Çok eskiye uzanan, öncesiz” olarak karşılamış.

Her sözcüğün bir sözlük anlamı, bir de yere ve zamana göre değişen anlamı vardır. Hatta bu anlam kullanan kişiye göre bile değişebilir. Hele “kadim” gibi dilimizde işlenmiş sözcüklerin anlam haresi epeyce geniştir.

Ben bu sözcüğün “eskiden beri, tarihin imbiğinden geçmiş ve gün geçtikçe (değişip eskiyeceği yerde) tarihi bir değer kazanmış kentler, dostluklar, gelenekler vs.” anlamında kullanıldığını düşünüyorum. Öyle ya “kadim dost”luklar, çok eskiden beri hiçbir zaman sallanmadan ve sarsılmadan bugüne gelmiş dostluklardır. Kadim kentler Tevfik Fikret’in İstanbul için kullandığı deyişiyle “bîve-i bakir”dir. Yani “yaşlı ama güzel bakire”dir. Kelam-ı kadim ise Allah’ın hiçbir zaman değerini yitirmeyen ve yitirmeyecek olan sözleridir.

Eski bir tabir vardır: Nevicat. Türkçesi “yeni icat” demektir. Seksenlerdeki muhtarın “İcat çıkarmayın! İcat çıkarmayın!” diye celallenmesinden çok önce vardı nevicatlar. Günümüz deyişiyle modalar. İşte kadim kavramı, moda olanın zıddıdır. Klasik yani.

Kadim olanın farkında olmayanlar için kullanılan çok makbul bir sözcüğümüz var: Zıpır. Onlar için hiçbir eskinin değeri yoktur. Yer, içer, uyurlar. Demlenmiş ve damıtılmış hiçbir şeyi aramazlar. Belleklerinde hiçbir iz de yoktur. Bir çeşit yokluk denizinde yüzerler ve ölürler.

Bizde kadim olana pek değer verilmez oldu. Bir kentteki kadim surların duvarlarına yazılar yazılır, kadim binaların duvarlarının dibine çöp dökülür. Kadim kentlerin kadim mahallelerine nevicat binalar dikilir. Kadim çarşılarda fabrika malı ürünler satılır. Kadim insanlar çöp muamelesi görürler.

Kadim dostluklar ise yok denecek kadar az. Çünkü artık dostluklar da naylon.

Kadem sözcüğünün “uğur” anlamı vardır. Hâlbuki sözlük “uzunluk ölçüsü olarak ayak” anlamını veriyor. Bu durum kültürümüzdeki aşınmanın nerelere vardığını da gösteriyor. Kademsizler!..

SOMSÖZ: KADİMİ OLMAYANLAR, KADEMSİZDİR.