Özellikle piknik alanlarında kameralar var. Oraları kirletenlere trafik cezaları gibi cezalar kesilip adreslerine gönderilsin. Bu durumda “Ceza kime kesilecek?” sorusu sorulacaktır. Tabii ki araç sahibine. Piknik bittikten sonra kimin aracı ile gidilmişse ona kesilecektir. Nasıl arabasını sürücü belgesiz birine veren ceza çekiyorsa, arabası ile ormana ve piknik alanlarına gidilen kişi de bunun cezasını çekmelidir.

Birayı içip şişesini kırarak ormana atan vatandaş yakalanırsa ocağına su dökülmelidir. Cezalar caydırıcı olmalıdır. Bugün av sezonu dışında hayvan avı yasaktır. Devlet yakalarsa hem silahına el koymakta hem de altından kalkamayacağı cezalar yazmaktadır. Kaçak av yok mu? Var. Ama az. Balık avı için de aynı durum söz konusu. El kadar kayığa bayrağımız asılmadığı zaman bile Sahil Güvenlik kayık sahibini öttürüyor.

Çevre temizliği konusu ciddiyetle ele alınmalıdır: Yangınların bir kısmının ormanlardaki cam kırıklarından çıktığı söylenmektedir. Yazın nemin düşük, sıcaklığın yüksek olduğu dönemlerde yangının çıkması için el kadarcık bir cam kırığı yetmektedir. Bu, şişe de olabilir. Piknik alanlarında ve çöp dökülen yerlerde özellikle soda şişeleri ve içki (bira, rakı, viski…) şişeleri bolca bulunmaktadır. Bunların depozitosu yoktur. Halbuki bu içeceklerden yüzde 1 nispetinde bir depozito alınsa hem yarattıkları kirlilik yarı yarıya azalacak hem de temizlik giderlerinin bir kısmı karşılanacaktır. Çünkü bunların fiyatı yüksektir. Devletimiz bunu takip edemeyecek kadar aciz değildir. İçenler için önemli olmasa bile toplayanlar için bu miktar önemlidir.

Aynı durum bölgemizde sera camları için de geçerlidir. Denetleme yapıldığı zaman bir yere sera camının kim tarafından döküldüğünü öğrenmek işten değildir. Kim serasındaki camları yeniletmişse o dökmüştür. Sözgelimi akü ve akü asidi atıkları konusunu Çevre Bakanlığı öyle güzel takip ediyor ki, hiçbir akücü parçaları ve sıvıyı rastgele atamıyor. Aynı durum araba lastikleri için de söz konusu.

Çevre temizliği konusunda muhtarlar sorumluluk almalıdır. Her muhtar köyüne ait arazide bulunan çöplerden ve atıklardan haberdar olmalı ve devletin bu konudaki birimlerine ihbar etmelidir. Bu konudaki şikayetlerin muhatabı açık seçik belli olmalıdır. Karayolları mı, jandarma mı, kaymakamlık mı, Orman işletmesi mi, belediye mi, büyükşehir belediyesi mi? Yoksa Çevre Bakanlığı mı? Çevre Bakanlığı’nın ilçelerde görevli personeli yoktur. Peki, bu konudaki şikayet nereye yapılacaktır?

Geçenlerde Çevre Bakanlığı’nın Antalya İl Müdürlüğü’ne telefon edip nasıl şikayet yapabileceğimizi sordum. Çevre Bakanlığı’nın Ankara’da çağrı merkezi varmış. 181 No’lu telefona şikayetler bildiriliyor, onlar da ilgili yerlere talimat veriyorlarmış. Belediye ise belediyeye, orman ise orman işletmesine talimat veriyorlar ve çöpün alınmasını sağlıyorlarmış. Olmazsa 150 No’lu CİMER’in telefonunu arıyormuşuz.

SOMSÖZ: HELE HELE?... SÜRECEK