Obezite tedavisinde birçok farklı yaklaşımın olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog, Psikoterapist Beril Yardımcı Canoğlu, obezite ve psikoloji arasındaki ilişkiye dikkat çekti. Canoğlu, yargılayıcı tavırların obeziteli bireyleri fiziksel ve duygusal olarak etkileyerek sağlıklı faaliyetlere yönelmesini engellediğini ifade etti.

İSTANBUL (İGFA) - Yemek yemenin duygularla güçlü bir bağlantısı olduğunu söyleyen Uzman Klinik Psikolog, Psikoterapist Beril Yardımcı Canoğlu, obezitenin psikolojik boyutu üzerine açıklamalarda bulundu. Obeziteli bireylerde zor duygularla baş etme olarak devreye giren duygusal yeme davranışının derecesini anlamanın önemine değinen Uzman Klinik Psikolog, Psikoterapist Beril Yardımcı Canoğlu, “Genelde kişi bazı duygulardan kaçınmak ya da bazı olumlu duyguları daha yoğunlaştırmak için duygusal yemek yeme eylemine geçtiğinde bu ciddi bir kilo alma faktörüdür. Bununla birlikte olumsuz duygularının, depresyon ve kaygı belirtilerinin artması, kişinin kilo almasına zemin hazırlayan bir durum olabilir” diye konuştu.

Obezitenin fiziksel rahatsızlıklar ve hastalıklar dışında bireylere sosyal ve psikolojik olarak da bazı yükler getirdiğine dikkat çeken Canoğlu, “Tedaviye başvuran obeziteli bireylerde ve obezite derecesi daha yüksek olan kişilerde; beden algısı, beden memnuniyetsizliği, psikiyatrik ve psikolojik rahatsızlıkların olma ihtimali daha yüksektir. Bunun başında da 5 kat daha yüksek depresyon riski gelmektedir. Özellikle kadınlar bu durumdan daha fazla etkilenirken, sosyal kaygı da sıklıkla rastlanan bir durumdur. Bunun dışında tıkınırcasına yeme davranışı da görülmektedir” açıklamasında bulundu.

SINIR İHLALLERİ

Konu obezite olduğunda toplumun çok zalim ve yargılayacağı olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog, Psikoterapist Beril Yardımcı Canoğlu, “İnsanlar bakışlarda, yorumlarda, tavsiyelerde sınır ihlaline gidebiliyor. Genelde çocukluk ve ergenlik gibi kişinin çok kırılgan olduğu, kişilik oluşumunun gerçekleştiği dönemlerde bu tür tutumlara maruz kalması bireyin sosyal anlamda geri çekilmesine yol açıyor. Kimi damgalanma durumları otobüste laf atılması gibi daha doğrudan, kimileri ise süpermarketteki sepete bakış atılması gibi daha örtük olur. Kimileri uçakta koltuğa sığmamak gibi bir çevresel faktörlerden dolayı damgalanmayı deneyimler. Bu tutumların obeziteli bireyleri içten içe örselediğini ve öyle görünmese de bu durumlara dair duyarlılık geliştirdikleri konusunda araştırmalar mevcuttur. Bu tutumlara maruz kalmak kişinin fiziksel ve duygusal olarak daha sağlıklı faaliyetlere yönelmesini de engelleyebilmektedir.” diye konuştu.