Müsilaja teslim olan Marmara Denizi'nin çığlığını "İmdat" yazılı pankartla dile getiren 22 ve 23. Dönem Bursa Milletvekili CHP'li Kemal Demirel, bu kez Nilüfer Çayı'nda incelemelerde bulunarak Nilüfer'in feryadını duyurdu.

Bursa'da 1989 yılında SHP Osmangazi İlçe Başkanı olarak iki kez Nilüfer Çayı kenarında basın açıklaması yaparak konuyu gündeme taşıyan 22 ve 23'ncü dönem CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, 22 Ekim 2009'da TBMM Başkanlığı'na verdiği soru önergesinde Badırga Köyü'ndeki deri sanayicilerinin atıklarının bu dereye bırakıldığına dair şikayetlerini belirterek, kirlilik yüzünden tarım alanlarını sulamakta zorlanan bölge halkının mağduriyetinin giderilmesi için acilen planlanan çalışmaların neler olduğunu sorduğunu anımsattı.

O günden bugüne kirliliğin önüne geçmek için yapılması gerekenlerin kesin olarak ihmal edildiğini, sorunun yok sayıldığını belirten Demirel, Bursa Valiliği’nin bilgi notuna dayanılarak 2009 yılının Aralık ayında verilen cevabı paylaştı.

"NİLÜFER ÇAYI UMUT DEĞİL, ÖLÜM SAÇAN BİR DEREYE DÖNÜŞTÜ"

Nilüfer Çayı'nın kirliliğini önlemek için şimdiye kadar yapıldığı iddia edilen çalışmalara ilişkin açıklamalarla gerçek hayatın örtüşmediğini belirten Demirel, "2010 yılında kendisinin soru önergesine karşılık verilen cevaptaki öneriler yerine gelse Nilüfer tertemiz akardı" dedi. 12 yıl önce gündeme getirdiği Nilüfer Çayı'nın umut saçan değil ölüm saçan bir dere hale dönüştüğünü ifade eden Demirel, "Hiç bir canlının yaşayamadığı, tarımda da kullanılamayan ayrıca toprağa sızdığı için de toprağa ciddi zararlar veren bir dere oldu. Nilüfer'in bu haliyle aynı zamanda bu Marmara Denizi için de çok ciddi bir kirlilik kaynağı. Marmara'daki müsilaj sorununun baş sebeplerinden birisi de Nilüfer Çayı'nın kirliliğidir. Her seçim döneminde gündeme gelen ama bir türlü çözülmeyen bir sorun oldu. Şunu kesin olarak söyleyebiliriz: Nilüfer Çayı'nı kirleten sebepler ortadan kalkmadıkça Marmara Denizi'ni kurtaramayız" diye konuştu.