Siyasetin Gölgesinde Halkın Çığlığı

Gündem siyasetin sert tartışmalarıyla dalgalanıyor, ancak halkın temel beklentileri hep aynı: adalet, ekonomi ve güven. Türkiye’nin bugün en çok ihtiyacı olan şey, gürültünün ötesinde duyulacak bir ortak gelecek sesidir.

Abone Ol

Türkiye’de gündem her zamanki gibi hareketli. Liderlerin söz düellosu, partiler arası restleşmeler ve ekranlardan taşan siyasi polemikler manşetleri dolduruyor. Bir gün bir liderin iddiası, ertesi gün bir başka liderin cevabı gündeme yön veriyor. Ancak bütün bu seslerin arasında asıl duyulması gereken ses çoğu zaman kayboluyor: halkın sesi.

Ekonominin Sessiz Çığlığı

Evet, ekonomik güven endeksi geçtiğimiz ay küçük de olsa artış gösterdi. Rakamların diliyle bakıldığında bu, toparlanmanın işareti gibi sunuluyor. Ama vatandaş için tablo farklı. Çünkü bu endeks, pazara gittiğinde eline aldığı sebze meyvenin fiyatına yansımıyor. Enflasyon rakamlarının düşüşü kâğıt üzerinde umut verse de, vatandaşın alım gücü hâlâ zayıf.
Bir işçinin evine götürdüğü maaş, elektrik ve doğalgaz faturasını öderken eriyor. Gençlerin en büyük hayali artık bir ev ya da araba almak değil; yurt dışında yaşam kurabilmek. Bu tablo, aslında ekonominin vatandaşın omzuna yüklediği görünmez yükün ne kadar ağır olduğunu anlatıyor.

Adaletin Gölgesi

Siyasetin bir diğer sıcak gündem maddesi ise yargı. Verilen kararlar, ertelenen davalar, farklı seslerden gelen “çifte standart” eleştirileri toplumda adalet duygusunu zedeliyor. Vatandaşın en temel ihtiyacı “eşitlik” duygusudur. Adaletin güçlüden yana değil, haklıdan yana işlediğine dair güven tesis edilmediği sürece, hiçbir siyasi vaat tam anlamıyla karşılık bulamaz.

Kutuplaşma ve Sessiz Çoğunluk

Türkiye’nin bir başka kronik sorunu ise kutuplaşma. Her yeni siyasi gelişme, toplumun bir kısmını sevindirirken diğer kısmını öfkelendiriyor. Ne yazık ki siyasetin dili, toplumdaki fay hatlarını daha da derinleştiriyor. Oysa sokakta sessizce yoluna devam eden milyonlar, kavga değil çözüm bekliyor.
Deprem riski kapımızda, eğitimde sorunlar birikmiş, işsizlik gençleri çaresiz bırakmışken siyasetin gündeminin sadece polemikler etrafında dönmesi, halkta “bizim derdimizi kim çözecek?” sorusunu büyütüyor.

Ortak Gelecek Çağrısı

Bugün Türkiye’nin en çok ihtiyaç duyduğu şey, “ortak gelecek” fikridir. Çünkü ekonomik kriz de, doğal afet korkusu da, işsizlik de parti ayırt etmeksizin hepimizin kapısını çalıyor. Ortak değerler üzerinden yükselen bir dil, siyasi kavgaların ötesinde, gerçek sorunlara çözüm üretecek tek yoldur.

Son Söz

Siyasetçiler birbirlerini yıpratmak için harcadıkları enerjiyi halkın sorunlarını çözmeye harcasalar, Türkiye’nin gündemi sadece tartışmalar değil, çözümler olurdu. Çünkü ne manşetler, ne sert sözler, ne de polemikler kalıcıdır. Halkın aklında kalacak tek şey, günlük hayatına dokunan somut adımlardır.

Gelin, siyasetin gürültüsünü bir kenara bırakalım. Halkın çığlığını duyalım. Çünkü bu ülkenin geleceği, tartışmaların gölgesinde değil, ortak aklın ışığında yükselecektir.

{ "vars": { "account": "G-D88DGY52YP" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }