MUĞLA (Ajans CANKA) - İçmeler Liberty Beach Restaurant’ ta GETOB Kurucu Başkanı Asım Geniş’in de konuk olduğu, GETOB eski yönetim kurulu üyelerinden Ertan Yaylalı ve özellikle Deniz Yat Turizminin deneyimli genç ismi Zafer Serdar’la birlikte basın mensuplarını ağırlayan Rıza Ersoy; Eylül ayında yapılacak GETOB Olağan Kongresinde genç, eğitimli ve deneyimli bir ekiple yönetime talip olduklarına dikkat çekti. Ersoy, " 2006 yılı kongremizde göreve gelen, benim de içinde bulunduğum Marmaris Vizyon Ekibi’nin turizme kattığı sinerji, aradan 15 yıl geçmesine rağmen hala konuşulmaktadır. Seçimlerin bir mücadeleden çok, daha iyiye daha güzele ulaşmak için bir bayrak yarışı olduğu inancımızla, yönetime talip olacak ekibimizle Marmaris Vizyon’la yine yeniden göreve geleceğimize, bölge ve ülkemiz turizmine büyük katkılar sağlayacağımıza inanıyorum” dedi. LOBİ ÇALIŞMASI İNGİLTERE’YE DE YAPILSA KAYIP YAŞANMAZDI Bu yıl ikinci kez pandemi gölgesinde girdiğimiz Turizm Sezonu ile ilgili açıklamada bulunan Rıza Ersoy, Güney Ege olarak adlandırılan Dalaman, Marmaris, Datça ve Fethiye bölgesindeki duruma dikkat çekti. Pandemide özellikle bu yıl, en fazla zarar gören destinasyon Dalaman uçuşlu olan Güney Ege Bölge olduğunu belirten Ersoy, "Dalaman destinasyonunun en önemli müşteri kaynağı İngiliz’dir. İngiliz olmadığı yerde, Marmaris'in ve Fethiye'nin ayağa kalkması mümkün değildir. Zira Dalaman destinasyonunun başta Marmaris ve Fethiye olmak üzere, yüzde 65 müşterisi İngiltere/UK kaynaklıdır" dedi. Destinasyonun ayağa kalkacak önerileri de sunan Ersoy, "Bu bölgede bir sürü apart otelimiz var. Bu apartlar nasıl müşteri çekecek, Nasıl bir strateji var? Yüzde 65 kaybı olan bir destinasyona, ikame edilebilecek hangi ülkeleri çekebiliriz? En basitinden öncesinde İngiltere’de sıkı bir lobi çalışması olamaz mıydı, Tıpkı Rusya’da olduğu gibi? İnanın; esnafı, otelcisi - apart otelcisi, İngiliz olmayan bu destinasyonda iş yapamazlar. Yapamazlar derken, genel anlamda azalan taleple fiyatlar da çok iniyor diğer pazarlarda! Zira talebin olmadığı yerde, diğer pazarlar bundan haklı olarak faydalanıyor. Ticaretin kuralı bu maalesef. Peki böyle giderse, sonrası ne olur? Bankalar, BDDK kurallarını öne sürerek, esnafımızın, KOBİ’ lerin , Ticarilerin başına çökmeye başlarlar. Dünyada hiçbir düşük kar marjlı iş yoktur, 2 sene iş yapamamaya dayanabilecek. Varsa, malını mülkünü satar, iyi niyet gösterir, yoksa da Allah yardımcısı olsun. Devletimiz banka borçlarını, bankalara da ‘’karşılık ayırma’’ zorunluluğu getirmeden ve 3. Gruba atmalarına imkan vermeden, yeni bir düzenleme ve yapılandırma yapma zorunluluğu getirmelidirler. Neticede bankalar da ticari kuruluşlar ve BDDK tarafından çok sıkı denetime tabiler. Bazı kaideler, mevzuatlar, günün durumuna göre revize edilebilir" diye konuştu.