TÜRKÜ HEDİYE ETMEK

Abone Ol

 Şarkılarla ve türkülerle aranız nasıldır bilmiyorum. Dinler misiniz, söyler misiniz, çalar mısınız, yakar ya da besteler misiniz? Yoksa söylediğiniz türküleri beğenmez sadece içinizden mi geçirirsiniz? Kim bilir belki türküler sizin içinizden geçerken bambaşka sesler bambaşka renkler kazanır. 
 Sevdiğinize hiç türkü hediye ettiniz mi? Sevdiklerinizle aynı ezgiyi dinlediğiniz ya da birlikte söylediğiniz oldu mu? Radyolarda ve televizyon kanallarında bolca verilen bir hediye bu. Bir programda Umut Sülünoğlu depremde her şeyini yitirenlere ve Çanakkale’de şehit olanlara bir bozlak hediye etti. Bozlak, şehit analarının kaderine yakılmış bir ağıttı. 
 Hiç şarkılardan fal tuttunuz mu? Bir konserde ya da radyoda şarkı türkü söylenirken içinizden “Bu şarkı benim…” diye geçiriyorsunuz. Bunu arkadaşlarınıza da söylüyorsunuz. Şarkının sözlerinden arkadaşlarınız sizin falınıza bakıyor. Nasıl? Onların söylemesi de şart değil. Siz, ruhunuzun en mahrem köşelerine o şarkının ışığında bir kez daha bakıyorsunuz. Aynada kendinize bakar gibi.  
 Reşat Nuri idi sanırım… Anadolu Notları’nda mı anlatıyordu? Anadolu’da dolaşırken bir yerde köylü ikram edecek şeyi olmadığı için “Ben size bir oynayıvereyim…” der.  Yazar bu söz karşısında sarsılır ve “Anadolu insanının ne kadar yüce gönüllü olduğunu” ifade eder. 
 Türkü hediye etmek, çiçek hediye etmek gibi bir şey. Anlamını karşınızdaki kişi veriyor. Kadrini kıymetini bilirse en değerli hediye. Öyle ki en leziz yemeklerden, en değerli takılardan daha değerli. Bilmezse de… Bir avuç gürültü. 
 Hediye edilen türküler bazen hediye edenin içinden geçirip, süsleyip püslediği, ama bir türlü söyleyemediği sözler de olabiliyor.  Eskiler “bir ima, bin mana” derler ya hani. Bir bakış, bir dudak büküş, bir mendil, bir tebessüm çok şey söylerdi eskiden. Şimdi herkes düşündüğünü dan diye söyleyiverdiği için duyguların da düşüncelerin de izi tozu, kokusu ve rengi yok. Aynı aşklarımız ve sitemlerimiz gibi. Yoksa onlar da mı GDO’lu diyesi geliyor insanın.
 Bugün deliler gibi aşık olup yarın hiçbir şey olmamış gibi ayrılan kişiler ne kadar bedbahttır…
 Derler ki bazı şeyler insanın geninde vardır. Onu başkalarından öğrenmez, vakti geldiğinde kendiliğinden ortaya çıkar. İnsanın geninde biraz romantizm vardır. Olmalıdır da. İçi acımayan ve ağlamayan insan makbul değildir. Ağız dolusu gülemeyen de hüngür hüngür ağlayamayan da, dostlarına sımsıkı sarılıp “yahu seni ne kadar özlemişim?..” diyemeyen de, beğenmediğini en azından dudak bükerek ifade edemeyen de robot olabilir ancak.   
 Filmlerde gördünüz mü bilmem… Sevgililerin ya da çocukların ortak bir şarkıları vardır. Hayatlarında ne zaman duygusal bakımdan yüklenseler o şarkıyı söylerler. Sevinçlerinde, hüzünlerinde, öfkelerinde, tasalarında hep o şarkı vardır. Bir zamanlar moda olan türkücülerin ve şarkıcıların oynadığı filmlerde olur böyle sahneler. 
 Türkü hediye edecek, birlikte türkü söyleyecek sevenleri ve sevgilileri olanlara ne mutlu! 
 SOMSÖZ: DEĞERİNİ BİLİN!

{ "vars": { "account": "G-D88DGY52YP" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }