“Vatan sağ olsun”…
Bu üç kelime, tarih boyunca nice annenin, babanın, eşin ve evladın dudaklarından döküldü. Ama kimse o kelimelerin ardındaki yangını tam olarak bilemez. Çünkü bu söz, yalnızca bir cümle değil; yüzyıllardır süregelen bir ruhun, bir milletin yüreğindeki asaletin tercümesidir.
Bir evlat toprağa verildiğinde, bir bayrakla uğurlandığında, geride kalanlar gözyaşlarını yüreğine akıtarak “Vatan sağ olsun” der. O anda söylenen bu söz, ne bir kabulleniştir ne de bir unutkanlık. Tam aksine, bu topraklara duyulan sonsuz bağlılığın, inancın ve direncin bir sembolüdür.
Bu kelimelerin içinde acı vardır — çünkü bir can gitmiştir.
Özlem vardır — çünkü bir evin ışığı sönmüştür.
Yürek sızısı vardır — çünkü her kahramanın ardından bir anne kalmıştır sessizce dua eden.
Ama hepsinin üstünde, vatan sevgisi vardır. İşte bu yüzden, bu söz yürekleri dağlasa da, bir milleti ayakta tutar.
“Vatan sağ olsun” demek; şahsi acıyı bir kenara bırakıp, ortak bir değeri koruma iradesidir.
Bu millet, bin yıldır her karış toprağını böyle savundu; her şehit haberinde ağlarken bile, o üç kelimeyle yeniden kenetlendi.
Bugün de aynı inançla, aynı dualarla söylüyoruz:
Ne olursa olsun, vatan sağ olsun.
Çünkü bu vatan, bizim gözyaşlarımızın, dualarımızın ve fedakârlığımızın toplamıdır.