Sovyetler Birliği'nin kapalı olduğu dönemi çok iyi hatırlıyorum, hakkında hiçbir şey bilmezdik ne zamanki bilim ve teknoloji büyüdü, Sovyetlerin halka karşı olan baskısının önüne geçilemez oldu.

İnternet sapıkları o kadar çoğaldı ki, artık sadece bilgisayar da tıklamak kadar evimizin içinde olduğunu gördük. Bu çürümüşlük o kadar arttı ki hasta ruhlu insanların aldıkları esrar kokain ve buna benzer uyuşturucularla  cep telefonlarına yaptıkları kayıtları bilgisayarda yayınlamaktan da geri kalmaz oldular.

Maalesef bu sapıklıklar okullara kadar düştü. Okul önlerinde her türlü uyuşturucunun satıldığı mekanlar haline dönüştü. Bu konuda İçişleri Bakanı bir açıklama yaptı polislere adete görev yapın gerekirse ayaklarını kırın sizin sonuna kadar yanınızdayım demesine adete siyasi partilerden atış yağmuru başladı ilk defa doğru olan bir şeyin açıkca yapılmasını istedi ben şahsen bakanı kutluyorum. Bu insanlık düşmanı yaratıkları cezaevlerinde beslemektense imha etmek bence en güzel olanı değil midir? Acaba gencecik vücutları zehirleme haklarını kim veriyor bunlara? Ülkede terörü kim destekliyorsa bu uyuşturucuları da aynı kişiler destekliyor! Bu konuda kolluk kuvvetlerine ihbardan geri kalmayalım. Unutmayalım ki, onların içinde bir gün bizim çocuklarımızda olabilir. Bunları yaparken de  kimse kendisini hakim, savcı, polis yerine koymasınlar çünkü bu ülke bir hukuk devletidir!

Sapıklık o kadar çoğaldı ki, hayvanlara yapılan eziyetleri gördükçe içim kan ağlıyor.

Bu kadar hasta ruhlu insanların ise aramızda dolaşıyor olması beni ürpertiyor. Kadın cinayetleri aldı başını gidiyor,kadın dövmek adete moda oldu kadını dövmek hasta ruhlu insanların işi olduğunu bilmek gerekir. Oysa ki onları doğuran anaları da bir kadın deği midir?

Toplum olarak nereye gidiyoruz diye sormak istiyorum.

Burada devletimize çok iş düşüyor. Her köşe başında Suriye'den gelen dilencilerin bir an evvel toplatılması gerekmektedir.

Sokaklarda ve köprü altlarında başıboş gezen bir tane çocuk olmaması gerekir varsa bunları yetiştirmek ve meslek sahibi yapmak devletin görevi olmalı ve bunlar topluma kazandırılmalıdır. Sokakta yaşamak onların tercihi olmamalıdır.

Bunlar acilen toplanmalı.

Ve hasta olanlar tedavi merkezlerine gönderilmelidir.

Kapalı bir devre ile bu çocuklarımız okul hayatına başlatılmalıdır. Meslek sahibi edindirilmelidir.

Bu çocuklarımızı bu bataklığa çekenler en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır. Onların beslendiği bataklıklar kurutulmalı, mesken tuttukları mekânlar ise sıkı bir şekilde takibe alınmalıdır.

Toplum olarak bu konuda devlete destek olmak ve yardım etmek zorundayız. Çevremizde gördüğümüz satıcıları ve kullanıcılıları emniyet birimlerine bildirmek te en başta görevimiz olmalıdır.

Çocuklar bizim geleceğimiz.

Benim çocuğum onların arasında değil diyerek kendimizi avutmayalım, o girdaba her an yakalanabileceklerini unutmayalım.

Bizi çürütmek isteyen dış güçler bu zehirli toplumumuza enjekte ederek sinsi sinsi gülüyorlar.

Bakın ben de bir öğretmen emeklisiyim. Atatürk bu gençliği bize emanet etti,çünkü bu gençlik bizim geleceğimiz bunları terörün ve uyuşturucunun kucağına atmayalım. Veliler olarak okul aile işbirliği ile okul önlerimizi kontrol altına alalım...