Antik Çağlardan Günümüze Uzanan İzler
Side, Perge ve Termessos gibi antik kentlerin çevresinde yer alan yeraltı geçitleri, tarihçiler tarafından genellikle savunma amaçlı yapılmış tüneller olarak yorumlanıyor. Bazı kaynaklarda ise bu geçitlerin, kuşatma dönemlerinde halkın suya, gıdaya ya da gizli çıkış yollarına ulaşmasını sağladığı belirtiliyor.
Mağaraların Sırlı Dünyası
Antalya çevresindeki Karain, Kocain ve Zeytintaşı mağaraları, insanlık tarihine ışık tutan arkeolojik kalıntılarla bilinse de, halk arasında anlatılan hikâyeler daha farklı bir tablo çiziyor. Kimi efsanelere göre bu mağaralar, yerin altındaki daha büyük bir “gizli şehir” ile bağlantılı. Rivayetler, tünellerin Manavgat’tan Alanya’ya, hatta Torosların derinliklerine kadar uzandığını söylüyor.
Kayıp Hazine ve Kaçış Yolları
Osmanlı döneminde bölgeyi işgal etmeye gelen kuvvetlerden korunmak için kullanılan tünellerin, yerel beylerin altınlarını ve değerli eşyalarını saklamak için de tercih edildiği iddia ediliyor. Bazı define avcılarının hâlâ bu tünelleri aradığı, ancak giriş noktalarının ya doğal çöküntülerle ya da kasıtlı olarak kapatıldığı anlatılıyor.
Efsane mi, Gerçek mi?
Arkeologlar ve tarihçiler, bu hikâyelerin bir kısmının abartılı olabileceğini, ancak yeraltı ağlarının gerçekten var olduğuna dair bulguların mevcut olduğunu belirtiyor. Son yıllarda yapılan jeoradar taramaları, Antalya’nın bazı bölgelerinde henüz keşfedilmemiş boşlukların bulunduğunu ortaya koydu.
Turizme Açılabilir mi?
Yeraltı tünellerinin bir kısmı güvenlik ve koruma gerekçesiyle ziyarete kapalı olsa da, turizm uzmanları bu alanların kontrollü şekilde ziyarete açılmasının, Antalya’ya farklı bir turizm potansiyeli kazandırabileceğini düşünüyor.