Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap okuyor.*Bir İsviçreli bir yılda ortalama 10 kitap okuyor.*Bir Fransız bir yılda ortalama 7 kitap okuyor.*Türkiye’de 6 kişiye yılda 1 bir kitap düşüyor.Türkiye’de okuma alışkanlığına sahip olan kişi sayısı ortalama 40 bin kişidir.
Nedense iyi olan her şey de geriyiz! Bunu öyle öfkeli söylüyorum ki; çok canım yanıyor. Ne zaman bir araştırma olsa, kötü hallerde birinci, iyi hallerde de sondan birinciyiz. Okumak; bir milletin varlığının ispatıdır. Bilmek, anlamak ve bilip anladığını görebilmesi demektir. 
Ortada meydana gelmiş bir olay vardır. Orada bulunan onlarca kişi yorum yapar, yorumlar kişiye göre, yani bakışa göre değişir. İyimser olan, bilge olanın görüşüyle, cahil olanın fikri aynı olmaz. Ve buna örnekleri çoğaltabiliriz. Okumak, gezmek ve bilgiye aç ve açık olmakla kültürlü olur insan. Sadece televizyon izleyip, bilgisayar oyunları oynayarak hiç bir şey öğrenilmiyor maalesef. Penceresi kirli, dünyası dar olan kişilerle hayat, yaşamaktan öte eziyet oluyor bu defa. Derler ya; beni eleştirme, kendini geliştir. Boşa geçen zamanlar var, kimileri iki satır okumaya fırsat bulamazken, kimileride aylak aylak dolaşır, okumak yazmak aklına bile gelmez. Bir de bakmış okumayı yazmayı unutmuştur nerdeyse…Acaba diyorum; bizim milletimize okuma sevdirilemedi mi? Bir şeyi yaparken önce sevmek gerekir, insan sevdiği şeyleri güzel yapar. Bir kadın yemek yapmayı seviyorsa sevgisini de o yemeğe kattığı için mutlaka lezzeti farklı olur. Hemen sorarlar; ‘’bu yemeğe farklı ne kattın, ben de yapıyorum böyle güzel olmuyor’’ derler. Okumayı seven olsaydık, araştırma sonuçları böyle çirkin olmazdı. Magazin yüklü gazete ve dergiler, ilim bilgi ağırlığı olan gazete ve dergilerden daha çok rağbet görüyor çünkü; magazin deposu olanlar görselliğe daha çok hitap ettiğinden millette okumayı sevmediğinden, bilgininde önemi olmadığından tercih ediliyor kanaatimce. Yazarlar emek verip köşe yazıları yazıyorlar, romanlar hikayeler yazılıp türlü emeklerle kitap haline geliyor ve tozlu raflarda küstürülüyor. Bana göre okumak su gibi ihtiyaçtır. Su bedenin ihtiyacı ve çoğunluğu kaplıyorsa, okumak yazmakta ruhun ihtiyacıdır ve ruhlarımızda ki boşluğun asıl sebebidir. Psikologlara giderek haplarla kendimizi uyuşturup uyuyacağımıza, kitaplarla hemhal olabiliriz. Bir çok ilaçtan daha etkili olacağına eminim. 
Sevgili okurlarım, AŞIK VEYSEL’ imizi andık onur ve gururla. Bir çok okumuş cahillerimize de örnek bir şahsiyettir ayrıca. Her şey yürekte biter ve başlarmış dedirten ve hayata bakış ve mücadelesi takdire şayandır. Ruhu şad, mekanı cennet olsun büyük ustamızın. Vefalı millet oluşumuza seviniyorum. KÜTÜPHANELER HAFTAMIZ tüm okuma yazmayı sevenlere bu uğurda çaba harcayan, gönül verenlere de kutlu olsun. Okumak en büyük hazinedir, insan bildiği kadar yaşar.
Doğru nedir yanlış ne? kişi bilmesi gerek 
Gece olur yıldızlar, sabah güneş doğuyor
Al eline kitabı, oku alemi severek
Bilenler alim olmuş, cehaleti boğuyor…
HATİCE BOZKURT SARITAŞ….