Okumayı henüz çözememiştim. Rahmetli babacım bir akşam beni ders çalıştırıyordu. Gazeteden büyük bir başlığı okumakta öyle zorlandım ki, hem korkuyorum da kızacak diye. Ben seri okuyamadım diye güzel bir azarlandım. Nasıl üzülmüştüm anlatamam hala aklımdan çıkmıyor.4 Sınıftayız öğretmenimi çok seviyorum bize bir ders saatinde bitirmek üzere kitaplar dağıttı ve kim bitirecek bakalım deyip bahçeye gönderdi, o kitabı bitirdim ve aferini aldım. Anlatmakla bitmez okul yılları, bence hayatın en güzel en anlamlı ve en dolu zaman dilimidir.Orta okul 2. Sınıfta da kompozisyon ödülüm vardı, okullar arasından 2 . seçilmişti. Yazdığım konuyu hiçbir büyüğümden tek kelime yardım olmadan yazmıştım. Ailemin haberi bile yoktu ve ben liseye devam etmedim diye hep pişmanım.
Okumak ,yazmak büyük bir nimettir, ben çok gördüm kocası öğretmen eşi okuma yazma bilmeyen, kardeşi öğretmen kendisi okuma yazma bilmeyen, inanın çok kötü bir durum bu insanlar en yakınındakileri görmemişler, sahip çıkmamışlarsa düşünemiyorum gerisini. İlla ki okullar bitirmek gerekmez insan kendisi için hayatı bilmesi için okuyup yazması şart. Ekmek gibi, su gibi hatta nefes almak kadar gerekli.Kendimi düşündüğümde okumam yazmam olmasaydı kör sağır ve elsiz gibi olurdum herhalde.Şunu da söylemeden geçmeyeyim, her okumuş insan kendini yetiştiremiyor aslında, gayretli olup öğrenme aşkıyla yanan herkes bilgisini kültürünü ve kendisini geliştirebiliyor.”İlim Çin de bile olsa gidiniz ve alınız” demiş ya sevgili peygamberimiz gidenlerde var doğrusu, yolu açık olan ilme okumaya doymayan gençlerimiz dış ülkelere kadar gidiyorlar.Tek tek harflerden başlayıp kademe kademe yükselmek, bir ömür bizimle olan hatta olmazsa olmayan okuma yazma küçümsenemez..Bu nimetten asla mahrum kalınmamalı vazgeçilmemeli.Annemin mahallesinden okuma yazması az olan ve hiç bilmeyenleri akşam okuluna almışlar, derse bile başlamışlar öyle sevindim ki anlatamam. Zamanında nişanlısına mektup yazar kız çocuğu okula mı gidermiş, deyip engel olan nineler, dedeler şimdi gelsin de engel olsun bakalım:) ahh ahh derinden bir ah çeksem ne fayda...
Sevgili dostlar KÜTÜPHANELER HAFTAMIZ kutlu olsun, emek verilip yazılmış kitaplarımızı okuyalım, okumaktan, bilmekten zarar gelmez sabit fikirlerden kurtulmuş oluruz, yanlış bildiklerimizden vazgeçeriz, etrafımıza faydamız olur tabi ki en başta kendimize. Bilirsiniz; hediyeleşmek hep tavsiye edilir özel günlerde ne hediye alsam diye düşünmeye ne gerek var, en güzel hediye kitaptır...Tüm kütüphane çalışanlarına kitapseverlere teşekkür ederim 48. KÜTÜPHANELER HAFTAMIZ sebebiyle biraz anılarımı birazda kendi düşüncelerimi sizlerle paylaştım..Yine bir şiirimle veda ediyorum, tekrar görüşmek umuduyla, sevgi saygı hoşgörünüz eksik olmasın..
ŞU OKUMAK OLMASA
Açılmazdı ufuklar daim sönük kalırdı
Gidilen yollar bitmez şu okumak olmasa
Tüm dünyayı sayısız kör cahiller alırdı
İlimden habersizdin şu okumak olmasa
Yanlışa hayır demez doğruyu göremezsin
Kendi derdine çare asla bulamazdın sen
Ne büyük nimettir bu gerçeği görebilsen
Bilimden habersizdin şu okumak olmasa
Düşman esir ederek zincirlere bağlardı
Acımadan ezerek yürekleri dağlardı
Söylemez olur diller gönüllerde ağlardı
İlimden habersizdin şu okumak olmasa
Güneş ve gezegenler uzaktan da uzaktı
Bilmediğimiz her şey bizim için tuzaktı
Şu yeryüzün de olan bütün düzen bozuktu
Bilimden habersizdin şu okumak olmasa
Tabiatı seyret sen bilmezdin değerini
Öğrendikçe hayatı bulursun diğerini
Karanlıkta kalırdın çürütüp ciğerini
İlimden habersizdin şu okumak olmasa..
HATİCE BOZKURT SARITAŞ