HIDRELLEZ

6 MAYIS HIDRELLEZ

6 Mayıs Hıdrellez’dir. İnancımıza göre bugün Hızır ve İlyas gökyüzünde buluşup insanlara nasip dağıtırmış. En büyük nasip de eş. Ama dilek tutuyorsunuz, ev isteyene ev, sağlık isteyene sağlık, evlat isteyene evlat, nasip isteyene nasip… Ne istersen yani…

Bugün herkes istediğini yapacak… Kırlara çıkıp eşiyle dostuyla, çoluğu çocuğuyla keyfince bir gün geçirecek. Dilek de dileyecek tabii. Fal bile bakacak. İster papatya falı, ister kağıt falı, isterse bakla falı…

Bizde resmi tatiller yıllar boyu devlet bayramları sayıldı. Halkın bayramları ve özel günler tatil yapılmadı. Hatta halk bayramları cıs bile sayıldı. Ne Nevruz kutlandı, ne Hıdrellez. Çoğu özel günler Kapitalizmin ve ticaretin dayatmasıyla kutlanmaya başlandı: Sevgililer Günü, Kadınlar Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Öğretmenler Günü…

Ben düne kadar sadece resmi bayramların kutlanmasını bir çeşit devletin kutsanması olarak anlıyorum. Ne zaman devlet halkın inandığı günleri bayram olarak kabul edip kutlanmasını serbest bıraktıysa vatandaşını da o zaman ciddiye almayaya başladı bence. Bu değişim bir çeşit vatandaşı devletin önüne almaktır. Eskiden her şey devlet içindi, şimdi yavaş yavaş vatandaş devletin önüne geçmiştir.

Bu iyi midir kötü mü?

Devletin zafiyet geçirmesinin sıkıntılarını hem geçmişte hem de yabancı diyarlardan gelen haberlerde görüyoruz. Ama devlet yıkılır endişesiyle insanların ağzına kilit vurmak, yargılamadan katletmek, hapse atmak gibi zalimce yapılan uygulamalar da vatandaşın canını çok yakmıştır.

En iyisi sosyal devlettir.

Yani hasta, yoksul, kimsesiz vatandaşını sarıp sarmalayan, “kimsesizlerin kimsesi” olan devlet. Ama biz onda da ölçüyü kaçırıp devleti yandaşların ve zenginlerin hamisi haline getirmekte bir beis görmedik. Kadınları kollamak adına kız evlatlara annesinin ve babasının maaşını ömür boyunca ödüyoruz. Trafik kazasında ölen polisi, askeri görev şehidi sayıp akraba ve taallukatını işe alıyoruz. Adam hastayım deyince bir çuval ilaç yazıp gönderiyoruz. Çocuklar ziyan olmasın diye af çıkarıp sıfırlık çocukları eğitim çemberinde tutmaya çalışıyoruz.

Yani baba devlet olacağız diye vatandaşı tembelliğe, üçkağıda, hileye yöneltiyoruz.

Bu, yanlıştır.  

SOMSÖZ: HIZIR SİZE DE UĞRASIN!