Törende ilk sözü alan Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, Marmara Denizi’nde Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından “geçmiş olsun” dileklerini iletti.
Özkaya, anayasa yargısının küreselleşen dünyada uluslararası içtihatlarla güçlendiğini ve farklı mahkemeler arasındaki iş birliğinin hukukun üstünlüğünü pekiştirdiğini vurguladı.
“Adalet hayatın üzerinde yürüdüğü temeldir. Toplumun huzuru, refahı ve güvenliği için vazgeçilmez bir unsurdur.”
— Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya
Başkan Özkaya, bağımsız ve tarafsız yargının, hâkim ve savcıların sorumluluğu sayesinde ayakta kaldığını; adalet terazisinin her koşulda “hak ve haklıyı gözeterek” kullanılmasının toplumsal düzen için elzem olduğunu ifade etti. Haksızlığa, ayrımcılığa ve zulme karşı tüm dünyada “cesaretle ve adaletle” müdahale edilmesi çağrısı yaptı.
Uluslararası hukukun ve insan hakları normlarının, anayasa yargısının ufkunu genişlettiğini belirten Özkaya, “Yapılan zulümlere gözlerimizi kapatamayız; insan olmanın vicdani borcu, mağduriyetler karşısında adalet terazisini işletmektir” dedi.
Törende, 2010’da yürürlüğe giren bireysel başvuru mekanizmasının, Anayasa Mahkemesi’ni vatandaşla doğrudan buluşturarak hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasında kilit rol oynadığına dikkat çekildi.
Özkaya, “Mahkememiz, kararlarıyla Türk hukukunu evrensel standartlara taşımaya devam ediyor” sözleriyle bu misyonu özetledi.
Etkinlik kapsamında düzenlenen “21. Yüzyılda Anayasa Yargısının Geleceği” sempozyumunun açılışında, yapay zekâ ve büyük veri analitiğinin anayasal denetim süreçlerine entegrasyonu konusunda yapılan çalışmalar da tanıtıldı.
Özkaya, “Teknolojik dönüşümü, hukukun temel ilkeleriyle uyumlu hâle getirme kararlılığındayız” diyerek dijitalleşme vizyonunu paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve konuklar, daha sonra Dolmabahçe Sarayı’nın tarihi salonunda günün anısına toplu fotoğraf çektirdi.
Tören, katılımcıların dostluk ve iş birliği mesajlarıyla sona erdi.
Anayasa Mahkemesi’nin 64. yılına giden yolda, adalet, hukukun üstünlüğü ve temel haklara ilişkin kazanımların korunmasına yönelik kararlılık bir kez daha teyit edilmiş oldu.