"Gazeteciye Para Vermediğimiz İçin Böyle Yazıyor" Diyenlere Cevaptır
Son günlerde kulağımıza gelen cümlelerden biri şu:
“Gazeteciye para vermediğimiz için böyle yazıyor…”
Sözün altında saklı olan sitemi anlıyorum ama şu soruyu da kendilerine sormalarını istiyorum:
Bugüne kadar hangi gazeteciye ne kadar para verdiniz de, ne yazdırdınız?
Ve daha önemlisi:
Gerçekten “gazeteci” miydi o para verdikleriniz?
---
Bir diğer yaygın laf da şu:
“Kumluca’da gazeteci mi var?”
İşte bu, belki de bugüne kadar kurulan en doğru cümle.
Çünkü Kumluca’da kendine gazeteci diyen ama İletişim Başkanlığı’na kayıtlı olmayan, basın kartı taşımayan, Basın İlan Kurumu’na üyeliği bulunmayan pek çok kişi var.
Yani basın camiası içinde değil, klavye başında hevesle haber yazanlar…
Bugün ilçemizde sağdan saysan iki, soldan saysan iki tane gerçek gazeteci ya çıkar ya çıkmaz.
Geri kalanı?
Etiket taşıyor, takipçi kasıyor, birilerine yakın durup kendi ajandasını işletiyor.
Ama gazetecilik bu değil.
---
Gazetecilik, doğruları yazmak pahasına yalnız kalmayı göze almaktır.
Gazetecilik, halkın sesi olma cesaretidir.
Ve en önemlisi; gazetecilik, satın alınabilir bir meslek değildir.
Bir yazı hoşuna gitmiyorsa, önce kendine bak:
Gerçek mi yazılmış? Belgeli mi? Olay yaşanmış mı?
O zaman mesele parayla değil, gerçekle yüzleşmeyle ilgilidir.
---
Son söz:
Gazeteciye para verip susturacağını düşünenler, önce “gazetecinin” kim olduğunu ayırt etmeyi öğrenmeli.
Kendini pazarlayan değil, hakikatin peşinde koşan karakterli insanlara selam olsun.