Yaşamak ne zormuş anne. Hiç söylemedin, anlatmadın büyüdükçe gücümün yetmeyeceğini, çaresizliğimin artacağını, umutlarımın tükeneceğini büyük bir selin, alıp beni götüreceğini söylemedin be annem. Böyle kal, büyüme demedin, çocuk ol, oynarken düş dizlerini parçala ama, büyüyüpte yüreğini kanatma demedin.

Gözlerimde ki pembe gözlüğü çıkarmama izin verdin, gerçi biraz da uyarmıştın, insanların acımasızlığından, zamanın zamansız getireceklerinden, çektiğin sıkıntıların, hayatına kattığı hüzünlerden bahsetmiştin de, ben sanmıştım ki, onlar senin, sadece sen yaşadın... Ele karıştık, evlada karıştık, türlü türlü insan tanıdık, kimilerine canımızı bile verdik yeri geldi, sevaplardan vazgeçip, memnun etmek için günah bile işledik onların uğrunda. Karşılıksız ve yürekten çabaladık. Hesap kitap yapmayı öğretmedin ki, sevmek böyleymiş, vefalı olmak, fedakarlık istermiş. Elini tuttuklarımız gözlerimize bakmadı, gözlerimize bakan elimizi tutmadı, hiç birin de samimiyet yoktu anne. Çok olmuştur kendimi unuttuğum, fakat hiç unutmadıklarım, gözleri gülsün, gönülleri şen şaduman olsun diye ben beni bırakmıştım bir yerlerde. ‘’Neden bu kadar özveri?’’ diye soracak olursan anne, inan ben de bilmiyorum, belki karakter, belki aptallık belki de büyük bir saflık. Hiçbiri de bir ayrıcalık değil belki, sadece şuna inan, karşımdakilerin mutluluğu beni hep fazlasıyla mutlu etmiştir. Sonunu hiç düşünmedim, araştırmadım işte. İyi mi ettim acaba?
Hayatta şunu iyi çözdüğüme inanıyorum artık annem. İnsanlar kendilerini mutlu etmeye çalışıyormuş meğer, işleri görülünceye kadar seviyor gibi görünüyorlar, menfaatleri bittiği anda arkalarını dönüp gidiyorlar, bir gün benim de onların omuzlarında ağlamama izin vermiyorlar. Böyle bir hakkım yokmuş annem. Atalar boşuna söylememişler “ ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar…ana başa tac imiş, her derde ilaç imiş, bir evlat PİR olsa da anaya muhtaç imiş” hiç kimse senin gibi sevmiyor annem….şarkılar türküler seni söyler annem..Ana gibi yar bulunmaz küçük yüreklere, minicik ellere. Ömrümden sayfalar düştükçe yalnızlaşıyorum, bana can olan canlar uzaklaşıyor, kalbimin köşe bucak aradığı ferahlık, sürekli benden kaçıyor annem. Hayallerimi süsleyen huzur benden on adım ötede, bir türlü yetemiyorum annem. Şükürlerle, beterin beteri var diye avuturken kendimi, kirli okyanuslarda boğuluyorum annem. Beni sevgisiz bırakmadığın için çok teşekkürler annecim. İnsan olmanın verdiği bir duygu mu? Bilmiyorum, sevgiye şefkate doymuyoruz, sahte gülücüklere kanmamız bundan mı? Ya da gün geçtikçe gördüğümüz çirkinliklerden dolayı, her şeyden kaçmamız acı gerçekleri artık anlıyor olmamız mı? İki türlü de zarardayım anne.
Sabahları senin sesinle uyandığım, biraz tembellik edince senden azar işittiğim günleri özlüyorum anne. Çok gazete kitap okuyorum diye, çeyiz sandığıma gazete doldurmakla beni tehdit ettiğin günleri bile özledim. Anne olunca anladım, anneler evlatları mükemmel olsun, gönlümüze göre bir robot gibi istediklerimizi yapsın istiyoruz. Bu en büyük yanlışmış anne. Daha söylemek istediğim çok şey var da, şimdi susmak istiyorum anne… 

Sevgili okurlarım, uzun zamandır susmuştum, olaylar öyle çok değişiyor ki, başım döndü desem yeridir.
Hiç sesimi çıkarmadan bir kenardan seyrediyorum ülkemi, milletimi…her şeyin hayırlısını dileyerek ve bekleyerek. Milli manevi günlerimiz, bayramlarımız yepyeni coşkularla kutlansın da olumsuzluğa dair ne varsa unutalım istiyorum. Üç ayların başlamasıyla manevi yüklü günler de bereketiyle kapımızda yüreğimizde inşallah..tüm ANA’ larımızın günü kutlu olsun. Anasına hasret canlara selam olsun, hüzün günü olmaması temennisiyle… 

 

ANNECİM...

Doğmadan eza verdim affet canım
annecim
Dünya denen mekana sayende geldim
annem
Yükün ağırdı ama sen mutluydun
annecim
Yaşamayı seninle baştan öğrendim
annem

İlk gördüğüm yüz senin ilk tuttuğum el senin
İlk duyduğum ses senin öğrendiğim dil senin
İlk içime çektiğim mis kokusu
gül senin
Yaşamayı seninle baştan öğrendim
annem

Her teselliyi buldum uyudum kucağında
En
güzel anlarımı yaşadım ocağında
Üşüdüğümde koştum ısındım sıcağında
Yaşamayı seninle baştan öğrendim
annem

Hakkını helal etsen ödeyemem bilirim
Layık olamam asla pişmanlıktan ölürüm
Sen çağır hiç çekinme sızlanmadan gelirim
Yaşamayı seninle baştan öğrendim
annem

Bende
anne oldumda hala büyümedim ki
Ellere gittim işte ’’hayır’’ diyemedim ki
Senden ayrı uzakta günü sayamadım ki
Yaşamayı seninle baştan öğrendim
anne
m

HATİCE BOZKURT SARITAŞ...